Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sinsice gizlendiğinden uzun zaman psikosomatik bir hastalık gözüyle bakılan fibromiyaljiyi sizin için araştırdık.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
“Vücudumun sağ tarafı komple spazm geçiyor. Yüzüm bile acıyor. Başkalarının da böyle bir şey yaşayabileceğini, hastalığın teşhisinin konması için verecekleri savaşı düşünüyorum... Hele ki yardım almak için yeterli maddi güçleri yoksa.”Lady Gaga, geçtiğimiz aylarda Netflix’te yayınlanan biyografik belgeselde fibromiyalji hastası olduğunu tüm dünyaya bu sözlerle duyurdu. Teşhisin konmasının tam beş yıl sürdüğünü anlatan ve yaşadığı fiziksel zorluklardan Joanne turnesinin Avrupa ayağını üç gün kala iptal etmek zorunda kalan şarkıcının amacı, hem hayranlarına zaman zaman kırılgan olmanın da kabul edilebilir olduğunu göstermek, hem de bu nevi şahsına münhasır hastalığa dikkat çekmekti.
Temel belirtileri vücuda yayılan şiddetli ağrılar, uyku bozukluğu ve depresyon olan ve sıklıkla 20-55 yaş arası kadınlarda görülen bu hastalığın münferitliği, hastaya yapılan hiç bir fiziksel testte çıkmamasından geliyor. Yani fibromiyalji için bir çeşit “görünmez hastalık” demek mümkün. Amerikan Hastanesi Römatoloji Bölümü’nden Dr. Banu Güneş, “Kas ağrıları ve sertliği olmasına rağmen görüntüleme ve kan tetkiklerinde genelde bir sorun görülmez. Bu sebeple uzun zaman psikosomatik bir hastalık olarak bakılmıştır” diyor ve ekliyor, “Teşhis şikayetlere ve muayeneye dayanır. Benzer şikayetlere sebep olan diğer hastalıklardan ayırabilmek için hastayı iyi dinlemek ve detaylı bir hikaye almak esastır.”
Hastaları dinlediklerinde çok farklı hikayelerle karşılaşabilseler de, bunların ortak noktasının ağrı ve yorgunluğun göz ardı edilemeyecek bir seviyede, hastanın hayatını oldukça olumsuz etkileyecek düzeyde olduğunu vurguluyor. “Aşırı ağrılara yorgunluk, uykuda düzensizlik, sabah tutukluk, ödem hissi, baş ağrıları, el ve ayaklarda karıncalanmalar, aşırı adet ağrıları, kabızlık ve ishal şikayetleri, konsantrasyon bozukluğu da eşlik edebiliyor.”
Yani fibromiyalji her ne kadar görünmez de olsa, kişinin hayatının normal akışına devam edebilmesini neredeyse imkansız kılıyor. En endişe verici kısım ise hastalığı tetikleyen sebepler. Römatoloji uzmanı Dr. Hakan Rauf Tüfekçi’nin “düzensiz uyku alışkanlığı, stres, duygulanım şokları, aşırı fiziksel aktivite, proteinsiz veya yetersiz beslenme, aşırı sıcak ya da soğuk, ağır fiziksel travmalar ve genetik faktörler” olarak saydığı listeye kısaca bir göz atıldığında bu hastalığın sadece yüksek stres altındaki bir pop yıldızının değil, günlük hayatında yüksek stres ve travmaya dönüşebilecek birçok psikolojik olayla baş eden, kendine fiziksel veya manevi olarak iyi bakamadığı dönemlerden geçen tüm kadınların, yani hepimizin başına gelebileceği bir gerçek.
Bu sebeptendir ki, Tüfekçi, fibromiyalji tedavi yöntemlerinin en başında sakin ortamda uzun süreli geçirilecek tatilleri, yani stresli ortamdan uzaklaşmayı sayıyor. Ağrıları azaltmak için bazı antidepresanlar (son yıllarda Milnacipran içeren antidepresanlara ağırlık veriliyor) ve bazı ağrı kesiciler (tramadol molekülü içerenler) kullanılsa da, doğal endorfin salgılanmasını destekleyen yoga, tai chi, pilates gibi egzersizler ve tamamlayıcı tıp fibromiyalji hastaları için daha çok tercih edilen ve hatta doktorlar tarafından bile önerilen opsiyonlar. Güneş, “Genelde, tek başına kullanıldığında, ilaçlardan yeterli cevap alınamaz. Olası yan etkiler de caydırıcı olabiliyor. Akupuntur, bilinçli yumuşak masaj, biofeedback ve meditasyonun ağrı üzerindeki etkileri, ufak çalışmalarla da olsa, kabul edilmiştir” diyor.
Tamamlayıcı Enerji Tıbbı ve Kişisel Gelişim Merkezi Niagara Wellness’tan Sintia Mazon ve Özlem O. Comer de, kendilerine başvuran çok sayıda ve tamamı kadın fibromiyalji hastaları olduğunu ve tedavi sürecinde düzenli yapılması şartıyla meditasyon, nefes çalışmaları, enerjisel farkındalık çalışmaları, Acmos bioenerji dengeleme ve aile dizilimi yapmanın ağrı kontrolünde olumlu sonuçlar doğurabildiğinin altını çiziyor. “Bunun bir kadın hastalığı olmasının sebebi empati kabiliyetlerinin daha gelişmiş olması, duygusal olarak daha kolay etraflarını fark edip algılamaları ve bu algıladıklarını içselleştirmeleri” diyor Mazon ve Comer. “Bizim için fibromiyalji nesilsel yas demektir. Yani aile büyüklerinden miras kalan ama hiçbir zaman tam anlamıyla ortaya çıkmasına izin verilmeyen, bastırılan yas, üzüntü ve bunun geride bıraktığı acı diyebiliriz. Beden, yoğun duyguları ortaya çıkarmadığımız takdirde bunları somatize eder, yani ağrı, sızı olarak ortaya koyar.” Mazon ve Comer, bu duyguları ön plana çıkaracak tamamlayıcı tekniklerin yanı sıra enflamasyonu azaltacak gıdaların tüketiminin kısıtlanmasının da ağrı kontrolünde olumlu sonuçlar verebileceğinin altını çiziyor.
Hem teşhis konabilmesi, hem de doğru tedavi süreci için her hastaya Dr. House’unki gibi bir yaklaşım gerektiren bu görünmez hastalığa yakalananların en büyük sıkıntısı ise “kaale alınmamak.” Nitekim internette bireysel hikayalerini paylaşan onlarca fibromiyalji hastası kadının ortak noktası, uzun süre doktorlara şikayetlerini anlatmalarına rağmen, fibromiyalji teşhisine varana kadar semptomların pek de ciddiye alınmamış olması.
Şikayet eden kişi bir kadın, semptom da ağrı ve depresyon olunca, bu aslında çok da şaşırtıcı bir durum değil. 5 Harfliler’de Eylül ayında yayınlanan Yanlış Teşhislerin Mağduru Hastalar – Peki Sorumlusu Kim? makalesini kaleme alan Nigâr Hacızade, kırk kadınla yaptığı konuşmalar sonucunda, ağrılı hastalıkların saptanma sürecindeki bulanıklığın ve hataların hastaların sağlına mal olduğuna ve olabileceğine dikkat çekiyor: “Konuştuğum kadınların hepsi ağrı şikayetlerinin doktorlar tarafından ciddiye alınmadığını ve küçümsendiğini söyledi. Tekrar eden ağrı şikayetleriyle doktora gittiklerinde psikoloğa sevk edilen ya da baştansavar bir tavırla anti-anksiyete ilacı verilen kadınlar da var. Kadınların başvurdukları yerler de oldukça çeşitli: Özel hastaneler, devlet hastaneleri, poliklinikler, askeri hastaneler, muayenehaneler, vakıf hastaneleri ve revirler.” Hacızade’nin yazısı ve araştırması hem tanısı konmuş, hem de konmamış fibromiyalji hastaları için büyük önem taşıyor. Özellikle tıp dünyası bile bu hastalıkla ilgili ikiye bölünmüşken...
Tüfekçi, Amerikan Römatoloji Birliği’nin “üç ayı geçen, vücudun hem sağında hem solunda, leğen kemiğinin üstünde ve altında ve omurgada yaygın ağrı; bu ağrıların dağıldığı alandaki on sekiz noktadan en az on birinin baskıyla ağrı uyandırması” gibi evrensel tanı kriterleri belirlemiş olmasına rağmen, fibromiyaljinin hala bilimsel tartışmaların odağında olduğuna parmak basıyor: “Bunun en önemli sebebi hastalığın belirtilerinin çok değişkenlik göstermesi ve laboratuvar ve görüntüleme yöntemlerinin son on yılda tanıya katkı sağlayacak gelişmeler kaydetmesine tıp dünyasının şüpheyle yaklaşması. Hastalığın tedavi sürecinde klasik Batı tıbbıyla alternatif tıp ekolleri arası sürtüşmenin devamlılığı da bu sebepler arasında sayılabilir.”
Bu sürtüşmeler ve fikir ayrılıkları var olmaya devam edecek de olsa, önemli olan görünmez fibromiyaljinin görünürlülüğünü artırmak ve hastaların verdiği mücadelelerinin normalize edilmesine destek olmak. Belki Lady Gaga’nın yaptığı gibi yüksek prodüksiyonlu bir belgeselle, belki de sadece bu garip hastalığın ismini telaffuz ederek.