Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Dijital karmaşadan uzaklaşmak isteyenler için 2025, analog yaşama adım atma yılı olacak.
Dijitalleşmenin hayatımızın her alanını domine ettiği günümüzde, giderek daha fazla insan, gerçek huzuru bulmak için teknolojinin ötesine geçmenin yollarını arıyor. Ekran bağımlılığı, dikkat dağınıklığı, zihinsel yorgunluk ve sosyal medyanın getirdiği sürekli karşılaştırma hali, bireyleri yavaş ama derin bir dönüşüme yönlendiriyor: Analog Wellness yani analog yaşam.
Analog wellness, yalnızca ekran süresini azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda insanların teknoloji dışı, dokunsal, yaratıcı ve sosyal aktivitelere yönelmesini teşvik eden bütünsel bir yaşam biçimi. Bu trend, tamamen dijital dünyadan çıkmayı değil, aynı zamanda analog dünyaya girmeyi ifade ediyor. Global Wellness Summit’ın 2025 trend raporuna göre bu yıl dijital dünyadan uzaklaşmanın ve analog yaşama dönüşün yılı olacak.
Ortalama bir birey, her gün 74 GB'a kadar bilgiye maruz kalıyor. Bu, 500 yıl önce eğitimli bir insanın ömrü boyunca aldığı bilgi miktarına eşdeğer. Beyinlerimiz bu kadar yoğun bir veri akışına göre evrimleşmedi. Uzun süreli ekran maruziyeti, stres, kaygı, uyku bozuklukları ve dikkat eksikliği gibi sorunlara yol açabiliyor. İşte bu yüzden analog wellness, bir kaçıştan çok, sağlıklı yaşamın yeni anahtarı olarak görülüyor.
Sosyal medya bildirimlerinden uzaklaşmak ve sadece var olmak... “JOLO” kavramı, ekranlardan uzak olmanın keyfini çıkarmayı öneriyor. Bali’den Alpler’e, dijital detoks tatilleri sunan wellness merkezleri bu anlayışa göre dizayn ediliyor.
Çömlek yapmak, örgü örmek, resim çizmek gibi manuel aktiviteler, hem zihinsel rahatlama sağlıyor hem de üretmenin verdiği tatmin hissini canlandırıyor.
Klavye yerine kalem tutmak, zihinsel berraklığı artırıyor. El yazısıyla yazmak, hem yaratıcılığı destekliyor hem de duygusal boşalımı kolaylaştırıyor.
Her anı anında yakalamak yerine, yavaşlamak ve anın tadını çıkarmak... Filmli makinelerle fotoğraf çekmek, bilinçli farkındalık pratiği gibi çalışıyor.
Yüz yüze, anlamlı sohbetler, dijital bağlantılardan daha doyurucu hale geliyor. Offline etkinlikler, telefonların bir kenara bırakıldığı samimi ortamlar yaratıyor. Stockholm'deki "Offline Club" ya da Amsterdam'daki "Phone-Free Events" gibi organizasyonlar, bu anlayışı hayata geçiriyor.