Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Friends kadrosunun bir araya gelip ‘senaryosuz’ şekilde vakit geçirmesini izleyecek olmak bile neden bu kadar heyecanlandırıyor? Sex And The City’nin devamı eksiklerine rağmen neden çok bekleniyor? İzleme alışkanlıklarımızın değişmesi ve yaratıcı sektörler arasında galiba sandığımızdan daha çok bağ var.
Friends kadrosunun bir araya gelip ‘senaryosuz’ şekilde vakit geçirmesini izleyecek olmak bile neden bu kadar heyecanlandırıyor? Sex And The City’nin devamı eksiklerine rağmen neden çok bekleniyor? Platformlar yeni içerik üretme yarışındayken kültlerin heyecanı neden bir başka? İzleme alışkanlıklarımızın değişmesi ve yaratıcı sektörler arasında galiba sandığımızdan daha çok bağ var.
Fotoğraf: Friends, IMDb
Friends’i internet alemi şöyle tanımlıyor: Manhattan’da yaşayan bir grup arkadaşın hayatı üzerine dönen dizi. Ne eksik ne fazla. Kendi arkadaşlarımızın bile hayatını bu kadar gözlemlemiyorken Friends karakterlerinin acı-tatlı, kurgu-doğal anlarını on yıl boyunca izleyip, sektörün tabiriyle resmen hepsiyle ‘bağ kurabildik.’ İzleme platformlarının kataloglarına gururla dahil ettiği dizi için belli bir jenerasyondan benzer cümleleri de duymaya alıştık: Tekrar izledim, üçüncüye bitirdim, hiç bir şey bulamazsam Friends izlerim..
Türlü teknolojinin elimize ve beynimize çok yapışmadığı 90’ların ikinci yarısını düşünün. Nerede olduğunuzu bildiren aplikasyonlar, anlık paylaşılan story’ler yok. Ve evin oradaki kafede en iyi arkadaşlarınızdan en az birini görme ihtimaliniz çok yüksek! Mevcut kaosumuzda bunları düşününce ‘tatlı hayat’ kavramını yeniden tanımlamış gibi hissettim. Evde saatlerce telefon bekleyelim ya da herkes herkese her an ulaşamazdı nostaljilerine prim vermek istemem lakin sosyal medya akışınızda şu gönderiyi en az bir kez gördünüz: Yeni lüks, çevrim dışı olmak (Offline is the new luxury). İletişim cihazından ayrı geçirilen detoksların popülaritesini bile tüketmişken, Friends’in komik ve naif dünyası her zaman cazip gelecektir. İster yalnız anınızda rastgele bir bölüm seçin, isterseniz bomboş bir akşam üstü Manhattan’da bir fincan ‘sanal’ kahve randevusuna kendinizi dahil hissedecekmiş kadar art arda izleyin… Aylardır haberi bile heyecanlandırmaya yeten ‘reunion’ ile ilgili acı gerçekler tüm bu naif duygulara hasretimizden pek sıralanmıyor fakat: Nisan ayı başında çekilmesi planlanan birleşmede, 6 oyuncu bir araya geliyor. Hikaye kaldığı yerden devam etmiyor ve oyuncular bu özel birleşmede ‘karakterde olmayacak’.
Fotoğraf: Shameless, Showtime
Shameless, 2011’de Amerikan versiyonu yayına girince global izleyici kitlesini yakalamıştı. Özellikle ilk dört sezonunda karakterlerin gerçekliği öyle yüksekti ki, zaten beşinci sezona geldiğimizde, Chicago'nun arka sokakları artık izleyici için Gallagher’ların mahallesiydi. Karakterlerin resmen birlikte büyümesi, her sezon prömiyerinde izleyici için de benzer bir heyecanı oluşturdu. Hayatlarında daha ne olabilir ki denen her sezonun ardından, karakter evrimleri izleyiciyi geri getirmeyi başarıyor(du).
Her hafta izlenen ve adeta ‘Bizimkiler’ klasmanında, sanki orada o insanlar gerçekten yaşıyor hissini oluşturan Shameless kısa süre sonra 11. sezon finaliyle veda ediyor. Art arda izlerken onların yaşadıkları sizi yorabilir. Ama bir de şöyle bakın, öyle sağlam bir kurgu ve zengin bir hikaye örgüsü var ki, bu kadar karakterin içinde başrollerden biri (Fiona Gallagher-Emmy Rossum) ayrılınca bile aksiyon devam etti. Türlü toplumsal eleştiriyi bazen inceden bazen ana hikayede yüksek tempoda vermeyi bilen Shameless’ın sezonları art arda çok kolay yuvarlanmıyor. Fakat dizi izleme alışkanlıklarımızın değişim döneminde bir devrin kapanışı gibi gelen tadıyla her zaman çok iyi bir seçenek olarak duruyor.
Nip/Tuck gibi diziler artık neden yapılmıyor? Arşivlerden bulup çıkarmalı. Dizisiz kaldım diyenlere cevher gibi bir cevap olmalı. 2000’lerin başında ulusal kanallarda heyecanla takip edilen dizilerden Nip/Tuck zamanının ötesinde bir diziydi. Yaratıcısı Ryan Murphy’nin Netflix’le yaptığı rekor anlaşma sonrası ortaya çıkan yapımlarında hep aynı zenginliği arayıp bulamamam da vakti zamanında 6 sezon boyunca Nip/Tuck’ın tadına varmış olmamdandır. Botoks partileri, öğle arasında yapılan enjeksiyonları, estetik ameliyatların uç noktaları büyük büyük dramlarla, yoğun oyunculuk ve yüksek libidoyla tempo düşürmeden anlatarak devam ediyor. Etik sorgulamaların birbirini kovaladığı bölümler aslında günümüz sosyal medyası güdümlü hayatlarındaki kusursuz imaj çabasını yıllar önce en ince detayına kadar işlemiş.
İstediğimiz zaman, katalogdan seçip izlemenin rahatlığı aşikar, fakat günü saati belliyken, elimde bir ikinci ekran (cep telefonu, tablet vs..) olmadan dizi izlemenin, bu basit keyfi artırdığı gerçek. Yeni dizilerin peşinde koşup rehberliğini yaparken, arşivdekileri, yoğun içerik üretimi trafiğinde gözden kaçırmayalım.