Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2023’e gireli daha birkaç ay oldu ve başarılı televizyon dizileri pek ivme kaybedeceğe benzemiyor. Aksine profili, prodüksiyon değeri ve yıldızlarının etkisi yüksek olan diziler listesi hiç olmadığı kadar kabarık. İşte seçeneklerin bazıları: video oyundan uyarlanmış bir HBO başarısı, Happy Valley gibi az bilinen favorilerin geri dönüşü, Fatal Attraction gibi filmlerin yeniden çekimleri ve Ali Wong ile Steven Yeun’un rol aldığı A24 TV’nin Netflix’te yayınlanan yapımı. Daha gelecek ve izlenecek çok şey var; küçük ekranlarınızdaki en iyi eğlence hakkında düzenli güncellemeler için burayı takipte kalın.
The Last of Us, HBO (Ocak)
Söz konusu The Last of Us’ı uyarlamak olduğunda HBO’nun önünde bir çıkmaz vardı. Tamı tamına 37 milyon satan ve çok sevilen bir video oyuna dayanan serinin koyu hayranları, ilk duyurudan itibaren, kaynak materyale olabildiğince yakın bir uyarlama beklediğini açıkça belirtti. Oyuna aşina olmayanlar ya da video oyunları konusunda belirli bir züppelik seviyesinde bulunanlar içinse, merak uyandıran televizyon yapımları için bu medyanın bir sıçrama noktası olabileceğini göstermeliydi. Yersiz bir endişeydi bu: Yalnızca üç bölümün ardından dizi, bir HBO alametifarikası olarak, her sohbette kendine yer bulmaya başlamıştı bile. Dizinin iki ana yıldızı Pedro Pascal ve Bella Ramsey’nin etkileyici derecede incelikli performanslarıysa bilhassa övgü topladı. Kanal, klasikleşecek yeni bir başarıya ulaşmış gibi görünüyor ve kesinlikle hak ediyor da.
Liam Hess
Dear Edward, Apple TV+ (Ocak)
Ann Napolitano’nun çok satan kitabından esinlenen, Apple yapımı Dead Edward, Lifetime TV sularında gezinse de nihayetinde bu çizgide kendisini doğru konumlandırıyor. Bunun en önemli sebebiyse Connie Britton’ın çıpa sağlamlığındaki performansı. Edward adında 10-12 yaşında bir çocuk dışında tüm yolcuların öldüğü bir uçak kazasında kocasını kaybeden dul bir kadını canlandırıyor. Kurtulan çocuksa yaşanan trajedinin etrafını saran korkuların, umudun ve paranoyanın odak noktası hâline geliyor. Dizi, hayata devam edenlerin kesişen hayatlarını takip ediyor. This Is Us’tan aşina olduğumuz, modern bir “dizivari” havası yok değil. Yine de (hatta belki tam da bu sebepten) tuhaf bir şekilde sarıyor.
Chloe Schama
Stonehouse, BritBox (Ocak)
BritBox, başka hiçbir yerde izleyemeyeceğiniz, muhteşem İngiliz dizilerinden oluşan istikrarlı portföyü ile başarısını ispatlamaya devam ediyor. Sherwood, 2022’nin en iyi dizilerinden biriydi; 1970’ler İngiliz politikasından tuhaf bir kesitin şakayla karışık, karanlık ve komik bir canlandırması olan Stonehouse ise abartılı ve ustalıkla sergilenen bir keyif kaynağı. Succession’dan ödünç alınan ve casusluk skandalından kaçmak için kendini ölmüş göstererek Avustralya’ya kaçan İşçi Partisi Üyesi John Stonehouse karakterini canlandıran Matthew Macfadyen dizinin en çekici yanı. Macfadyen, Stonehouse’un maskaralığıyla birlikte sosyopatik zalimliğini, (Macfayden’in gerçekten evli olduğu Keeley Hawes’in canlandırdığı) eşine kötü davranmasını ve kefaretine yakınken kötü davranışlarının katlanarak büyümesini çok iyi dengeliyor. Yalnızca üç bölümde bile iyi işlenmiş ve oldukça rahat bir yağım.
Taylor Antrim
Fauda, 4. Sezon, Netflix (Ocak)
Netflix’te yayınlanan İsrail yapımı bu aksiyon dramasının dördüncü sezonu durmak bilmiyor ve dizinin bugüne dek sunduğu en gergin anların yaşandığı sallantılı el kamerası planlarıyla dolu. Terörist planlarını araştırarak tespit edip önlemek üzere Filistinliler arasında sık sık gizli göreve çıkan bir grup elit İsrail operatörünün başına gelen olayları takip eden dizinin sadık savunucuları kadar, İsrail propagandası olduğu için eleştirenleri de bulunuyor. Brüksel ve Suriye’ye uzanan, Lübnanlı grup Hizbullah’ı düşman olarak gösteren ve işgal meselesine dair sorular soran dördüncü sezon da bu tartışmalara son verecek gibi görünmüyor. Sert ve çekici, sakallı İsrailli kahramanlara ilgimizi tutmaya devam edecek gibi.
T.A.
Poker Face, Peacock (Ocak)
Bu hafif saçma ama sevilen cinayet/gizem dizisinde Natasha Lyonne yer alıyor. Bu nispeten karmaşık bir özet olsa da abartılı karakterlerin ve dostane yüreklerin bulunduğu Knives Out filmleriyle, hünerli ve güvenilir bir “suçlu kim” yaratıcısı olduğunu ispatlayan, dizinin de yaratıcısı Rian Johnson’ın elinde nispeten standard bir formüle dönüşüyor. Lyonne, insanların yalan söyleyip söylemediğini anlamasını sağlayan doğal ve gizemli bir yeteneğe sahip bir kumarhane kokteyl garsonu olarak diziyi taşıyor. Her bölümde farklı bir gizemin perdesini aralıyor; 12 saatlik filmler gibi, baştan sona izlemek zorunda olduğunuz diziler arasında ferah bir paydos sunan bir formül. Lyonne, tuhaf ve muhteşem Russian Doll’daki performansından sonra bir tür rönesans yaşıyor denebilir. Streaming günlerinden öncesine gidersek, Russian Doll Netflix’in gece geç saatte yayınlanan bağımsız cevheri olsaydı, Poker Face en çok izlendiği saatlerde yayınlanan gizemlerden olurdu.
C.S.
Yellowjackets, 2. Sezon, Showtime (Mart)
Yellowjackets geçtiğimiz kasım ayında Showtime’da yayınlandığında, streaming çağında nadir gördüğümüz bir şey sunuyordu: ağır ağır açılan ve tavsiyeyle yayılan bir yapım. Nihayet, mart ayının sonunda, herkesin en sevdiği liseli futbol oyuncuları (ve muhtemelen yamyamları) suçluluk, kan ve geçmişte hesaplaşmayla dolu yeni bir sezonla geri dönüyor - tabii yabanda çoktan yitip gidenler hariç. Natalie, Lottie’nin tarikatı tarafından mı kaçırıldı? Shauna, Adam’ın cinayetinden paçayı sıyırabilecek mi? Travis gerçekten intihar mı etti? Peki ya Taissa’nın beden dışı epizodları ve bodrumdaki acayip sunak neyin nesi? İkinci sezon bir an önce gelmeli.
L.H.
Love and Death, HBO Max (Mart)
Gerçek bir suçtan hareketle yazılmış yapım hayranları (ve Hulu üyeleri) Candy Montgomery’nin hikâyesini tanıyacaktır. 1980 yazında Teksaslı bu alımlı ev kadını, yakın arkadaşı ve kendisinin eski sevgilisi Allan’ın eşi Betty Gore’u 41 balta darbesiyle öldürdü. 2022 tarihli Candy’den kısa bir süre sonra, aynı olayı temel alan, Hulu imzası taşıyan (Jessica Biel’in Montgomery’yi, Melanie Lynskey ile Pablo Schreiber’ınsa Gore’ları canlandırdığı) mini dizi Love and Death (HBO Max) başladı. Bu yeni yapımda Elizabeth Olsen, Monthgomery’ye, Lily Rabe ile Jesse Plemons da Gore’lara hayat verecek. (Aman!) David E. Kelly bu versiyonda dümene geçiyor ve en iyi işlerinin tüm çalımlarını gösteriyor: imalı açılış kredisi (bu kez Nina Simone’un “Don’t Let Me Be Misunderstood”u eşliğinde); dedikoducu, birbirine yakın, orta üst sınıftan bir topluluk ve birbirinden etkileyici isimlerin yer aldığı yıldızlar geçidi. (Elizabeth Marvel ve Krysten Ritter de aralarında.) Üstelik her şeyin nasıl sonlanacağını da biliyoruz: Ana roldeki Olsen’ın çarpıcı performansıyla Love and Death oldukça eğlenceli bir hikâyeye dönüşüyor.
Marley Marius
Fatal Attraction, Paramount+ (Nisan)
Klasikleşmiş bir erotik macera hikâyesi, Paramount+’ın 1987 tarihinde Adrian Lyne’ın yönettiği Fatal Attraction’ın yeni uyarlamasında seksi bir hukuk dramına dönüşüyor. New Yorklu bir avukat ve aile babası olan Dan Gallagher işi sebebiyle Alex Forrest adında bir kadınla tanışır; tutku dolu bir yasak ilişkiye razı olur ve kadının giderek dengesizleşen (ve nihayetinde şiddetleşen) atılımlarını savuşturmak zorunda kalır. Uyarlama tam burada, asıl hikâyenin bittiği yerde başlıyor. Bazen, bu yasak kaçamağın farklı bir dönemde (2010’lar), başka bir yerde (Kaliforniya) ve çok daha yetenekli bir kadroyla (göz kamaştıran Dan rolünde Joshua Jackson ve Fleishman Is in Trouble’daki inanılmaz başarılı ama korkunç derecede az takdir gören Lizzy Caplan ise endişe verici Alex’i canlandırıyor) ilerleyişini görürken bazı anlarda 10-15 yıl sonra Dan’i görüyoruz - artık yetişkin olan kızıyla arası açılmış, Alex’in cinayetinden şartlı tahliye bekliyor ve suçlu olmadığını ispatlamaya kararlı. Kaynağına attığı muzip bakışlara rağmen (Glenn Close’un rolünde olduğu gibi Caplan’ın Alex’i de siyah deriye düşkün) bu Fatal Attraction bambaşka.
M.M.
Beef, Netflix (İlkbahar)
Beef’te Steven Yeun, Ali Wong ile karşı karşıya. Birbirinden gergin ve büyüleyici biçimde kaçık iki oyuncu, A24’ün yapımcılığını üstlendiği yeni Netflix dizisinde bir araya geliyor. Yeun pek de para kazanamayan bir işçiyi canlandırırken Wong, West Elm’de her köşede karşınıza çıkan hava bitkilerinden satarak başarıyı yakalamış bir girişimci. Yeun, işlettikleri pansiyonu kaybedip Kore’ye dönmek zorunda kalan anne babasına üzülürken serseri kardeşi kripto alıp satar. Wong, şirketini Home Depot gibi bir holdinge satmanın stresini yaşarken heykeltıraş eşi evde kille uğraşır. Mazlum hissettikleri bir anda, trafikte yol kavgası olayıyla, kelimenin tam anlamıyla yolları kesişir ve birbirlerine öfkelenirler. Dizi aynı anda hem karanlık hem de komik olmayı başarıyor. Bazı rahatsız edici gerçekliklere dişlerini batırmaktan çekinmeyen bir hiciv.
C.S.
Tiny Beautiful Things, Hulu (Nisan)
Kathryn Hahn, güçlü bir kadın karakter performansına odaklanan bir başka yapım Tiny Beautiful Things’de rol alıyor. The Rumpus’ta yayımlanan ve internette nasihat vermenin ilk örneklerinden olan “Dear Sugar” adlı tavsiye köşesinden az da olsa ilham alan dizi, köşenin isteksiz yazarını takip ediyor. Zaman zaman duygulu parçaları andıran hayat tavsiyeleri vermek için kendi sıkıntılı geçmişini deşiyor. Gerçekteyse “Dead Sugar”, anı kitabı Wild ile ün kazanan yazar Cheryl Strayed'dı.
C.S.
2023'TE GELECEKLER
Dead Ringers, Amazon
Yılın en ilgi çekici televizyon vaatlerinden biri Dead Ringers’da Rachel Weisz ikiz jinekologları canlandırıyor; ikizlerden birinin mesleğine gösterdiği şüpheli etik tutum her ikisini de tehlikeye atıyor. Diziyi uyarlayan popüler yazar Alice Birch’ün önceki işleri arasında Lady Macbeth ve Normal People yer alıyor. (Son olarak, merakınızı yeterince cezbetmemiş gibi, dizi aynı zamanda David Cronenberg'in 1988 tarihli ve aynı ismi taşıyan tüyler ürpertici korku/macera filminin karşı cinsiyetten bir karakterle anlatıldığı bir uyarlama.) Diziye dair birçok detay sis perdesiyle gizlense de Weisz ile Birch’ün eli değmişse, bu merak uyandıran ahlaksız (ve olasılıkla çatışmalı) nimetin, bu yılın sonunda doğru Amazon Prime Video’da yayınlanmasıyla birlikte tartışma yaratacağından emin olabilirsiniz.
L.H.
Happy Valley, AMC
Yedi yıllık bir aranın ardından Sally Wainwright’ın suç başyapıtı Happy Valley (en azından İngiltere’de- ABD’de bu yıl sonuna doğru yayınlanacak) geri döndü; hem de BBC’de iddialı Yeni Yıl yayınıyla. Bu dizi ile bir önceki arasında geçen uzun zamanda, Sarah Lancashire’ın çok sevilen polis çavuşu Catherine Cawood’un yumuşadığından endişelenen varsa, hiç gerek yok. Taş ocağında bulunan bir cesetle (tabii ki Catherine’in tek engeli ve artık hapiste olan, şeytan tüyüne sahip James Norton’ın bir kez daha hayat verdiği Tommy Lee Royce’la bağlantılıdır) başlayan dizide Cawood, kendisine üstenci bir yorumda bulunan meslektaşlarının ağzının payını vermekte gecikmiyor: “Size bırakıyorum, aptal herifler.” (Catherine, hiç değişme.) Sayılamayacak kadar çok ters köşeyle dolu (ve İngiltere’de halihazırda ödüllere konu olan Lancashire ve sessiz kardeşi Claire rolünde Siobhan Finneran’ın nefes kesen performanslarıyla) Happy Valley, geçtiğimiz 10 yılın en iyi İngiliz dramlarından biri unvanını perçinleyecek gibi görünüyor.
L.H.
The Idol, HBO
Bu karanlık ve karamsar dram, (Lily-Rose Depp’in canlandırdığı) hayal kırıklığına uğramış bir pop yıldızının (The Weeknd’in oynadığı) modern tarikat lideri ve kişisel gelişim gurusunun tuhaf ve çapraşık dünyasına nasıl çekildiğini anlatıyor. Grunge-vari ve son derece estetik bu dizinin yaratıcıları Euphoria dahisi Sam Levinson ile Reza Fahim ve The Weekend. Hiç şaşmayan başarılı işleriyle tanıdığımız A24 ise yapımcıları arasında. The Idol’ın yayın hikâyesi nispeten sallantılıydı: Geçtiğimiz yıl nisan ayında Variety, dizinin - çekimlerin yarısı tamamlanmışken- büyük bir “yaratıcı değişim”den geçtiğini ve bu süreçte bir yönetmen ve oyuncuyu kaybettiğini yazdı. Ekran dışında yaşanan gelişmelere karşın, ekrandaki deneyim izleyicilerin ilgisini mutlaka çekecektir. Genç yıldızlardan oluşan heyecan verici bir grup da işin içinde ve bu, bazılarının ilk oyunculuk deneyimi. Önemli misafirler arasındaysa Troye Sivan, Moses Sumney, Dan Levy, Blackpink’ten Jennie Ruby Jane ve Hari Nef gibi isimler yer alıyor. Hızlı kurgu, göz alıcı bir moda stili ve her ana sirayet eden güçlü Los Angeles estetiğine odaklanan bu pop konulu dizide, Euphoria ve diğer A24 projelerinin hayranları sevecek bir şey mutlaka bulacaktır.
André-Naquian Wheeler
And Just Like That, 2. Sezon, HBO
İster sevin ister sevmeyin, Sex and the City’nin sözde yeniden uyarlaması ve devamı olan bu dizinin birinci sezonu, 2021 Aralık ayındaki prömiyerinde çok sayıda viral ana ve konuşmaya mahal oldu. Dizideki karakterlerden birinin Peloton marka bir egzersiz makinesinde ölmesi stoklarının düşmesine neden oldu ve şirketi, egzersiz bisikletlerinin güvenliğini yeniden teyit eden bir beyan yayınlamaya itti. Sert mizaçlı Sara Ramírez’in canlandırdığı Che Diaz, queer kaosun koruyucusu oldu. Carrie’nin stili yepyeni ve acayip bir eklektikliğe büründü.
Artık Sex and the City’nin ana karakterleri de dönüyor; bir kez daha Samantha’sız. Dizinin önemli hikâyelerinden birine de aslında sadık bir şekilde göz kırpılıyor: Aidan ve Carrie barışıyor. Uzun soluklu âşıkların, New York’ta el ele yürürken çekilen fotoğrafı yayınlandığında internet birbirinden farklı tepkilerle çalkalandı. Asıl dizininse insanların duygularını daha da yükselteceğine eminiz. Big, Carrie’yi acı çeken bir romantik olarak gösteriyorduysa, Aidan daha farklı, usta bir sofistikelikte yazılmış karakterin daha nasır tutmuş bir yüzünü ortaya çıkarıyordu. Şunu sormak zorundayız: Bu defa hangi Carrie olacak? Yoksa en sevdiğimiz mobilyacı bir kez daha boyundan büyük işlere mi kalkışıyor? Sorular, sorular… And Just Like That’in ikinci sezonu, asıl dizinin zengin ve samimi deneyiminden çok başka bir tona sahip olsa da harika bir nostalji dozu olduğu kaçınılmaz. Ve bazen bu yeterlidir.
A.N.W.
Succession, 4. Sezon, HBO
Hafiften ciddiye uzanan (peki, peki, bazı karakterlerde iyice ağırlaşan) sosyopatlarla dolu, herkesin favorisi bu aile mart ayında dördüncü sezonla geri dönüyor. Roy çocuklarının endüstri devi babaları Logan’a karşı planları (tabii bir de aile şirketini satın alma aşamasındaki teknoloji girişimcisi rolünde Alexander Skarsgård) dördüncü yılında da kaçırılmaması gereken bir seyir sunacak. Connor ve Willa’nın evlendiğini nihayet görebilecek miyiz? Annabeth Gish yeni duyurulan rolünde nasıl bir karakteri canlandıracak? Asıl Tom’a ne olacak? Neyse ki tüm bu soruların ve çok daha fazlasının yanıtını almamıza yalnızca birkaç ay kaldı.
Emma Specter