Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Modaya ilham veren sanat akımları, tasarımların katma değerini yükseltiyor. Sezonda bu akımların başında ise “trompe l’oeIl” geliyor.
Resim sanatında “trompe l’oeil”, yani gözü aldatma, ilk bakışta gerçek sanılabilecek iki boyutlu çalışmaları kapsayan akıma verilen isim. İlk örnekleri Antik Yunan’da, milattan önce beşinci yüzyılda yaşamış ressam Zeuxis’in çok gerçekçi görünmeleri sebebiyle kuşların yemeye çalıştığı üzüm çizimleri olarak gösterilse de bu tabirin günümüze kadar gelen kullanımı 1800’lerde, Fransız ressam Louis-Léopold Boilly’nin aynı ismi taşıyan eserine dayanıyor. Moda sahnesiyse bu akımın giysilere yansımasına 1920’lerde Elsa Schiaparelli’yle şahitlik ediyor. Madam Schiaparelli’nin boynunda bir yaka ve fular ya da kravat varmış gibi görünen trikoları yakın tarihte Jean Paul Gaultier’nin 1996’da, Maison Martin Margiela’nın 2009’da hayata geçirdiği çıplak vücut illüstrasyonlarının basıldığı tasarımlarla aynı etkiyi yaratıyor. Bu zaman yolculuğunda bugüne biraz daha yaklaşırsak, bu tasarımların hâlâ ne denli popüler olduğunu anlayabiliriz.
Y/Project 2023 İlkbahar-Yaz
Alessandro Michele’nin Gucci’nin kreatif direktör koltuğuna oturduktan sonra lanse ettiği ilk koleksiyon olan 2015 Sonbahar/Kış, modaseverler arasında epey ses getirmişti. Bu eğlenceli, dinamik, eklektik ve yüksek dozda yaratıcılık, özgünlük içeren koleksiyonda bir tasarım bilhassa öne çıkıyordu. Üzerinde gerçekçi bir derinlik hissi yaratan küp desenlerinin olduğu kaban, modada trompe l’oeil akımının geri döndüğünün habercisiydi. Öyle ki, modaevinin 2016 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda da üç boyutlu volanlı yaka, şeritli gibi görünen iki boyutlu yakalar, kemerler, kollar ve büstiyerler hepimizi bu akımla yakından tanıştırdı. Gelelim 2023 İlkbahar/Yaz tasarımlarına… Jonathan Anderson’ın eşsiz ve avangard estetik anlayışını podyuma koyduğu Loewe’de piksel piksel görünen sweatshirt ve pantolon bizi 1990’lı yıllardaki bilgisayar oyunlarının grafiklerine götürürken; Olivier Rousteing, Balmain’le üzerindeki bolerosu açılmış, çıplak bedeni görünüyormuş gibi algılanan streç üstleri sahaya sürüyor. Glenn Martens, Y/Project aracılığıyla kumaş pantolonların, eteklerin, bluzların üzerine jean baskısı uygulayarak gözümüzü aldatıyor; Nicolas Ghesquière imzalı Louis Vuitton, iki boyutlu grafikler kullanarak ceket ve pantolonların devasa kemerlerle tasarlandığına bizi ikna ediyor.