Polo Kulübüne Hoşgeldiniz!

Polo tişörtün, tarihi 1920’lere uzanan ve dört markanın -Lacoste, Brooks Brothers, Fred Perry ve Polo Ralph Lauren’ın- DNA’sına işleyen bu köklü tasarımın 2024 yılında modaseverleri adeta bir polo kulübüne davet etmesini şöyle bir metafor ile açıklayabiliriz: “Böyle buyurdu Miuccia!” Moda teknoloji şirkeyi Lyst’in “The Year in Fashion 2023” raporuna göre yılın markası seçilen Miu Miu’nun 2024 İlkbahar/Yaz koleksiyonu için podyuma lacivert polo tişörtleriyle son derece preppy bir şıklığı yansıtan modelleri yollayan Miuccia Prada, böylece yüksek modanın bir sonraki viral parçasını da belirlemiş oldu diyebiliriz. Miu Miu’da preppy, Gucci ve The Row’da gizli zengin, Etro’da boho lüks ve Y/Project’te dekonstrüktif bir anlayışla karşımıza çıkan polo tişört, geçtiğimiz yaz gardıroplarımızda stokladığımız tank top’ların pabucunu dama atacak gibi görünüyor.

Britanya İmparatorluğu’nun polo oynayan elitlerinden Amerika’nın Ivy League okullarında okuyan kolejlilerine polo tişört, tarih boyunca seçkin bir kulübün stilize üyelerinin görünümüne imza atan parça olarak öne çıkıyor. Varlığını moda tarihindeki genel kabulle René Lacoste’a borçlu olan tişört, bu Fransız Grand Slam tenis şampiyonunun kortta kendisine rahatlık ve hareket kolaylığı sağlayan bir tişörte olan ihtiyacıyla ortaya çıkıyor ve René polo oynayan bir arkadaşının tenis kortuna kısa kollu bir gömlek ve düğmeli bir yumuşak yakalıyla çıkmasından esinlenerek kendisi için benzer bir tasarım yapıyor. Sadece iyi bir tenis oyuncusu değil aynı zamanda mükemmel bir moda pazarlaması dehasına da sahip olan René Lacoste, yarattığı polo tişörte bazı kaynaklara göre burnunun şeklinden bazı kaynaklara göreyse korttaki agresif ve dirençli oyun tarzından dolayı kendisiyle özdeşleşen timsah logosunu yerleştirerek imzasını atıyor ve 1953 yılında onu Amerika’da yer alan Brooks Brothers mağazasına ihraç ederek global macerasına başlıyor. Tenis oyuncularını güneşten korumak için kaldırılan yakası, hafif kumaşı ve üç düğmeli patletiyle karakterize edilen polo tişört, Britanya ve Amerika arasındaki stil yolculuğunda Fred Perry ve Polo Ralph Lauren markalarının da çıkış noktası oldu. Lacoste’un timsahı, Fred Perry’nin Antik Yunan’da zafer sembolü olan defne çelengi, Polo Ralph Lauren’ın at sırtındaki polo oyuncusu gibi ait olduğu markaların logolarıyla bir statü ve prestij sembolü haline gelerek marka DNA’larına işledi. 

Günümüz trend döngüsünde öne çıkan tasarımlar neredeyse son yirmi senedir, varlığını salt yüksek modanın podyumlarına borçlu değil. Sokak stili, celebrity’lerin görünümleri, sosyal medya -bilhassa TikTok- ve kimi zaman ekrandaki kurgusal karakterler bu döngüde pekala belirleyici oluyor. Polo tişörtün güncel celebrity görünümleri arasında Hailey Bieber ve Rihanna’nın 2023 yılının başlarında giydikleri Loewe’nin çizgilisi başı çekerken Taylor Swift’in oversized Stella McCartney’si ile el yükseltiyor. Bu sonuncusunun işlemeli at logosu preppy dozunu yükseltmesiyle takdir ediliyor. Ama favorim her zaman erkek gardırobundan çalınan orijinal parçalar ve biraz daha tarihi referans. Barry Keoghan ve Jacob Elordi’nin başrolde olduğu Saltburn, erken 2000’ler, Oxford Üniversitesi, İngiliz aristokrasisinin bir arada sunulduğu bir yapım olarak ilham verebilir. Elordi’nin polo ve rugby tişörtlerinin TikTok’ta college-core estetiğinin fitilini ateşleyeceğini öngörebiliriz. Yeri gelmişken, birbirine çok benzeyen ve kimi zaman karıştırılan polo ve rugby tişörtleri arasındaki temel fark, kumaş ağırlığı ve desenlerde saklı. Rugby tişörtlerde daha ağır bir kumaş tercih ediliyor ve kalın, yatay, renkli çizgileriyle öne çıkıyor. Tıpkı Lady Diana’nın tenis raketi tuttuğu karesindeki gibi. Diana’nın loafer’ları ve Tod’s tote çantası klasik ve zamansız bir şıklığa referans verirken aklıma polo tişört ile belki de en orijinal stili yaratan isim olan Amy Winehouse geliyor. Amy’nin Fred Perry polo tişörtleri 2000’ler usülü bir pin-up stilin imzası haline gelmişti.

Gardırobumdaki beyaz tank top’lara bakıyorum. Hemen alt raftaki Lacoste buz mavisi polo tişörte ilişiyor gözüm. Geçen yaz sadece bir kere, bir golf turnuvasına giderken giymiştim. Ne zaman aldığımı ise hiç hatırlamıyorum. Sanki hep orada, gidilecek bir golf turnuvasını ya da bir polo kulübü buluşmasını bekliyormuş gibi duruyor. Onu bu yaz daha çok giymek için sabırsızlandığımı hissediyorum ve triko birkaç alternatife daha şans vermek için Net-a-porter’e tıklıyorum.