Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
2016 Paris Erkek Moda Haftası sona erdi. Geriye hikayeler ve de trendler kaldı. Moda çevreleri ise dış giyimi bu sezon için trendlerin şahı ilan ediyor
Paris’de hikaye bitmez. İnsan düşünüyor, Paris Moda Haftası'nın bu kadar el üstünde tutulmasında insanların hikaye dinlemeyi sevmesi mi var acaba?
İlham, referans, farklı mekan, kişi ve dönemlerden etkileniş elbette her moda haftasında ve de her koleksiyonda var. (Maison Margiela dışında diyelim, o erkek moda tarihi için her söylenene bir zıt örnek barındırmakta.) Ama Paris’in sunduğu koleksiyonların arkasında ise her zaman güçlü mesajlar ve mesajlara örülü hikayeler var. Riccardo Tisci’nin bir yandan kendi üslubuyla Marlboro Man’in hikayesini anlatırken, diğer taraftan Dries Van Noten’in gerçek ve hayal arasındaki farkı barok askerler aracılığıyla anlatmaya çalışması durumun en görünür örneği.
Defile için seçilen yer, casting, şovun müziği, ışık ve daha bir çok element bu hikayelerin anlatılmasında hem kolaylaştırıcı hem de ana unsurlar. O yüzden de sadece koleksiyonun look’larına bakmak yetersiz kalıyor. Bütün moda dünyasının en az yılda iki kere 4 hafta boyunca ülkeden ülkeye uçup, her gün o farklı ülkelerin şehirlerinde tamamen farklı yerlerde 10’a yakın defile seyretmelerinin nedenlerinden biri de bu. O hikayeyi gerçekten dinleyebilmek. Tabii ki Paris Erkek Moda Haftası'nın sahip olduğu repütasyon sadece hikaye anlatıcılığı ile tanımlanamaz ama kesin olan bir şey var ki; Paris defilelerini kurgularken hikayeden büyük güç alıyor. Dünyanın en büyük şairlerinin çıktığı bu şehrin daha az romantik ve daha düz olmasını kim bekleyebilirdi ki.
Raf Simons Sonbahar/Kış 2016
Raf Simons: ‘Benim göstermek istediğim kıyafetler değil, tavır’ diyor. Ama sadece hikayeyi dinlemeye kalkmak da kıyafetlerle uygulanan işçilik, form, renk, silüet gibi kıyafetin var olmasını sağlayan unsurlara haksızlık etmek olur. Trendleri okumamak ise bizi eksik bırakır. Sonbahar/ Kış 2016 Paris Erkek Moda Haftası'nda okların bu sezon da işaret ettiği dış giyim trendinin örneklerine her markanın bir podyum görünümünden tek tek bakarsak eğer; moda evleri dış giyime altın çağını yaşatmaya devam ediyor. Düşünsenize, aslında alacağınız bir palto kış ayları boyunca en çok giydiğiniz şeylerden biri olacak. Dışarıdan görüntünüzü o belirleyecek sizi soğuklardan da korurken, Louis Vuitton gibi bazı markalar ise bu sezon dış giyime kürk kemer gibi inovatif parçalar ile de katkı sağladı. Hikayeleri ise ayrıca dinleriz. Hikayeyi dinlemenin hikayeyi okumaktan ayrı bir keyfi de yok mu zaten?
Paul Smith Sonbahar/Kış 2016
Paul Smith: İşlemeler, karışık stiller ve takım elbiseler. Spor-şık, tonlarda geniş bir skala, kuralsız Londra erkeği. Paul Smith İngiliz Kraliçesi ile gizliden bir sözleşme imzalamış olabilir. Londra’nın sofistike sokak stilinin yansıması her zaman Smith defilelerinde var derken bu sezonun defilesi önceki defileler için yapılan yorumları haksız çıkardı. Farklı kumaş ve de formların en aykırı düzeyde kombinasyonu Londra’nın patentinde. Ve Paul Smith sokaktaki o insanları çekip şovuna getirmiş, #takenbyPaul.
Ami Sonbahar/Kış 2016
Ami Alexandre Mattiussi: Her zaman rahatlığına düşkün bir erkekti; Mattiussi’nin yarattığı. Erkek için yoktan var ettiği kendine özgü silüet her zaman spor unsurları da barındırdı, takım elbiselerde bile. Volüm içinde kaybolan cinsten bir erkek. Ama fazlasıyla cool, Fransız ‘umrumdadeğil’ciliğin temsilcisi.
Umit Benan Sonbahar/Kış 2016
Umit Benan: Karakter ve Deneyim. Ümit Benan’ın her sezon yarattığı hikayeler dillere destan. Bu sefer ise tuttuğu Tokyo günlüklerini paylaştı Paris’de. Aslında önceki koleksiyonlarında bu Tokyolu silüetin sinyallerini ufaktan vermeye başlamıştı. Ama bu sefer çıplak bir kadın 8 tane erkeğin çevrelediği bir sushi tabağına dönüştü. Tasarımcının ustalığı sadece yarattığı konseptlerden gelmiyor, mesajını form, kumaş, ve rengi birleştirerek verebilmesi onun en büyük silahlarından biri.
Louis Vuitton Sonbahar/Kış 2016
Louis Vuitton: Gelecek zamanda miras. Kim Jones,her zaman köklerine bağlı kaldı, seyahat unsurunu markanın DNA’sına kazımasının yanında Louis Vuitton erkeği için sıfırdan bir kimlik yaratttı. Ar-Ge’nin sınırlarında dolaştı, dikim ve kumaş konusunda en büyük adımları en sessiz biçimde üretttiği kıyafetlerin içine yerleştirdi. Şimdi LV ile beşinci yılını kutlayan Kim Jones mesajını insanlar aracılığıyla sokaklara da yazmak için hazır: Volez, Voguez, Voyagez!
Haider Ackermann Sonbahar/Kış 2016
Haider Ackermann: Onun bir şair olduğunu artık herkes biliyor. Romantik unsurları kadife, keten ve saten kumaşlarla birleştirip ortaya attığı dağınık formlar onun adına bir karakter çözümlemesi. Ackermann yine istikrarlı. Ama hiçbir zaman sıradanlığa izin vermiyor, yelekli paltosu ise bu durumun kanıtı.
Kenzo Sonbahar/Kış 2016
Kenzo: Kenzo Takada'ya selam. Kenzo'nun gizli bir formülü var sanırım. Her sezon ne kadar farklı renkler üzerinden de gitse, o kendine has formlarla o renkleri birleştirdiğinde akıllarda Kenzo ismi beliriyor. Takada'nın bu formülü Carol Lim ve Humberto Leon tarafından da ustalıkla kullanılıyor. İki Amerikalı bu sezon da yeni kumaşlar yaratmayı ihmal etmemişler. Dersimiz: Geleneksele inovasyon nasıl uygulanır 101
Berluti Sonbahar/Kış 2016
Berluti: Moda değil,kolaj. Farklı formları birbiri üzerinde birleştirmek Berluti'nin uzmanlık alanlarından biri. Bu sezon uyguladığı printler markayı klasik tanımlamasından fazlasıyla çıkarıyor. Berluti hedef kitlesini mi değiştiriyor soruları fazlaca yankılandı. Daha genç ve daha dinamik ama her zaman elegan.
Givenchy Sonbahar/Kış 2016
Givenchy: Tisci'nin haşin çocuklarıuslanıyor mu? Kovboy seviyesinde asilik Givenchy için büyük bir durulma. Marlboro Man'e selam veren Tisci erkekleri kendilerini detaylar ile belli etti bu sezon. Printleri yeni kumaşlar üzerinde deneyen modaevi renk skalasına da yeni tonlar ekledi. Afrika sınırları o renklerde referans noktası oldu. Hep savaşçıydı ama bu sefer hedefini çok iyi bilen bir kovboy.
Dries Van Noten Sonbahar/Kış 2016
Dries Van Noten: İnsanların Dries Van Noten defilesine ayrı bir kendinden eminlikle gittiği bilinir çünkü Van Noten hiçbir zaman şaşırtmayacaktır. Evet yaptığı beğenilmeyebilinir ama asla koleksiyonunu emeksiz bırakmaz. Mutlaka iyi bir şeyle karşılaşılacaktır. Belki de bu Antwerp disiplininden geliyor. Van Noten silüeti maskülen ve de feminen silüetinin bir karışımı, kesimler keskin, detaylar yumuşak.
Valentino Sonbahar/Kış 2016
Valentino: Chiuri ve Piccioli varoluşçuluğa dair bir araştırma yapmışlar. Jean Paul Sartre'ın var olmakla ilgili tezleri Valentino modelleri tarafından anlatılmış. 'İkinci dünya savaşından sonra insanlar kimliklerini yeniden keşfetmek ve bazen de kurmak zorunda kaldılar' diyorlar. Valentino erkeği her zaman bir arayıştaydı, kaybolduğu için değil, gerçek kendisini bulmak adına. Mükemmel dikiş, renkli detaylar ve de dar ve bol kesimlerin bir arada kullanılışı onun bu yolda en büyük destekçişi oldu.
Dior Homme Sonbahar/Kış 2016
Dior Homme: Geleceğe dönüş. 'Geçmişe bakmayalım' diyor Van Assche. Geleceği sadece konseptlerde aramıyor kendisi, teknolojilerin ona sunduğunu işçiliğinin bir parçası yapıyor. Lazer kesimler, yeni işleme ve örgü biçimleri onun gelecek anlayışının sadece bir kısmı. Gençliğe olan hayranlığını her defasında yinelemek istediğinden ne kadar ileri zamana giderse gitsin Dior Homme erkekleri hiç büyümüyor. Ama hep yarı resmi ve de şıklar.