Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yüzü Batı’ya dönükken Doğu’ya sırtını çevirmeyen, sanata ve zanaata yatırım yapan, yaratıcısının deyimiyle ilkel ama dinamik, çok yönlü eşarpların markası Lar. Kurucusu Laris Alara Kilimci’yi ve üretimlerini yakından tanıyoruz.
Fotoğraf: Can Dağarslanı
New York doğumlu tasarımcı ve girişimci Laris Alara Kilimci, İstanbul’da büyümüş. Seramik sanatçısı ve akademisyen annesi ile matbaacı babası sayesinde, hem sanatsal hem de endüstriyel üretkenliğin desteklendiği bir ortamda yetişmiş. Central Saint Martins’de Grafik Tasarımı üzerine eğitim alırken dekoratif sanatlara olan ilgisini keşfeden tasarımcı, Viyana’daki MAK Wien’i gezdikten sonra dekoratif sanatı günlük hayata adapte etmeye karar vermiş ve ideal kanvas olarak kumaşları seçmiş. Sonuç mu? Laris Alara Kilimci’nin imzasını taşıyan yaratıcı illüstrasyonlarla bezeli, pareo, şal ve bandana olarak kullanılabilen çok yönlü eşarplar sunan Lar markası. Tasarımları da Laris gibi bağımsız ve değişken. Koleksiyonlarını tematik sınırlara hapsetmiyor. Dönemsel olarak ona heyecan veren, kreatif dünyasını besleyen her türlü öğe, atmosfer ve duygudan esinleniyor. İlk koleksiyonu Blobs, saykodelik ve soyut bir dünya sunarken, son koleksiyonu Mirage, Mardin turunda ilham aldığı mistik temalar üzerinden şekilleniyor. Mirage’ın imaj fotoğrafları, koleksiyonun kök saldığı yerde çekilmiş. Özgün hikaye anlatımıyla tanınan fotoğrafçı Can Dağarslanı, model Sophie Bogdan’ı Lar eşarpları ile Mardin’de görüntülemiş.
Fotoğraf: Can Dağarslanı
Laris, Batı’nın Doğu’ya bakışı ile 1980’lerin görsel dilini harmanlayarak ortaya çıkardığı Mirage’ın üretim sürecinde Alman müzik duosu Saada Bonaire ve İranlı müzisyen Googoosh’un albümlerini dinlediğini anlatıyor. Eşarplarındaki desenlerin tamamı el çizimi. El işçiliğinin, dijital çizimlere kıyasla asimetrik ve kusurlu duruşunu bir avantaj olarak görüyor. Dinamik ve primitif çizimlerle sanatı tasarımın odağına almasının yanı sıra kadınları yücelten bir tarafı da var Lar’ın. Markasını yaratma sürecinde annesi başta olmak üzere etrafında daima onu destekleyen kadınlar olmuş. Tasarımcı, renklendirmeden el dikişine, üretimin her sürecinde kadınlarla çalışıyor. Two Continents’dan Kirst Gordon, Melez Tea’den Liliana Aslanoba ve Serra Duran x Larissa Araz işbirlikleri, Laris’in markası üzerinden hayata geçen kadın dayanışmasının diğer örnekleri.
Tasarımcının ilham panosunda, moda dünyasından tanıdık yüzlerle birlikte not almanızı tavsiye edeceğimiz isimler de var. Marni’nin eklektik üslubunu ballandıran kreatif direktör Francesco Risso, sembolizmi ve Aborjin kültürünü modernize eden tasarımcı Alexander Girard, moda kulvarından girip seramik alanından çıkan John Booth ve New Yorklu tasarım stüdyosu EyeBodega. Bir de tasarımlarının özgünlüğünü fark etmeden mütevazılıkla yaratmayı sürdüren, usta adı altına gizlenen sanatçılar var. Süryani kiliselerinin motif sanatçısı Nasra Şimmeshindi gibi...
Fotoğraf: Can Dağarslanı
Laris Alara Kilimci’nin markası için uzun vadeli hedefleri, koton ve ipek gibi yalnızca doğal materyallerden ürettiği ürünlerinin çevreye duyarlılığını artırmak ve illüstrasyonları ile daha geniş alanları giydirmek. Bir çocuk parkı tasarlamak istiyor örneğin, filantropi projeleri üzerinde çalışmak, sevdiği müzisyenler için desenli giysiler yapmak... Hızlı modanın yaratıcılıktan çok satış odaklı yaklaşımına inat, Lar ile sanatı ve zanaatı savunan Laris, sektörün ihtiyaç duyduğu taze kanlardan.