Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Yetenekli ve klas. Eğer siz de “Date yapacak kimse yok,” diyenlerdenseniz Date Night with Tuğrul Tülek ile dünya dertlerinden bir iki saatliğine uzaklaşmaya ne dersiniz?
Aslında İngilizce Öğretmenliği bölümünden mezunsunuz. Tiyatro üzerine ikinci lisans eğitiminize başlamışsınız. Bu yolculuğa nasıl karar verdiniz?
Şöyle bir düzeltmeyle başlayayım o zaman, İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldum ama sonrasında konservatuvar okudum ve İngilizce öğretmenliği yapmıyorum. Ben hep tiyatro/oyunculuk okumak istemiştim ama ailem çok sıcak bakmamıştı bu fikre, dolayısıyla ben de İngilizce öğretmenliğini seçtim. Okulu bitirdikten sonra artık kendi ayaklarım üstünde durmaya başlayınca konservatuvar sınavına girdim ve biraz geç de olsa hep okumak istediğim bölümden mezun oldum. Yani başından beri planım hep konservatuvarda okumaktı aslında.
Oyunculuk yeteneğinin dayandırıldığı empati yeteneği yeni nesil karmaşık ilişkilerle başa çıkmanızda yardımcı bir rol oynuyor mu peki?
Günümüzde dil çok hızlı değişiyor, yeni terimler ekleniyor, bazı sözcüklerin anlamı yeniden tanımlanıyor. Gözümüzün önünde kültürel bir değişim yaşanıyor aslında. O yüzden ben de yeni dünya dilini takip etmeye ve kullanmaya çalışıyorum. Empatiyle birlikte yeniliğe açık olmanın da birbirimizi anlamak adına çok önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla anlamaya çalıştıkça ilişkiler de o kadar karmaşık gelmiyor aslında. Bunun bir diğer anlamı da artık yaş ilerledi demek sanırım. Eskiden çok kafaya taktığım şeylerin ne kadar da takılmayacak şeyler olduğuna aydığım yaşlardayım dolayısıyla birilerine bir şey anlatmaya çalışmakla vakit kaybetmiyorum artık, olduğu gibi kabul ediyorum. İşime gelirse mutlu oluyorum, gelmezse vedalaşıyorum, önüme bakıyorum.
“Date Night with Tuğrul Tülek” nasıl ortaya çıktı?
Etrafımdaki hemen hemen herkes yalnız, herkes biri olsun istiyor ama kimsenin kimseye tahammülü de yok. Yani böyle bir kısır döngü içinde genelde insanlar. Herkesin ağzında “date yapacak kimse yok” cümlesi. Benim de uzun zamandır yapmak istediğim bir kabare/varyete şov fikri vardı aklımda. Şarkı söyleyebileceğim, dans edebileceğim, içine seyirciyi de katacağım oyunların olduğu, gelen herkesin kendini mutlu, hafiflemiş hatta seksi hissedeceği yetişkinlere özgü bir gece. Date Night fikri dolayısıyla biraz ihtiyaçtan çıktı. Herkesin fütursuzca eğlenmeye, flört etmeye, rahatlamaya, güzel giyinip, çıkıp şöyle bir kendini göstermeye, iltifat duymaya ihtiyacı var. Gündemden, dünya dertlerinden uzaklaşıp iki saat sadece dans edip eğlendiğimiz, azıcık edepsiz olduğumuz, hafifleyip, mutlu olduğumuz bir program fikri böylece kafama tam olarak yattı.
touché' deki programınız “Date Night with Tuğrul Tülek”, modern ilişkilere hem biraz nostalji hem de espriyle yaklaşan eğlenceli bir konsept gibi. Yeni nesil ilişkileri bir nevi eleştiriyor musunuz?
“Date Night” ta hiçbir şeyi eleştirmiyoruz, hatta tam tersi “Date Night” kimin neyi nasıl yaşadığıyla ilgilenmeyen, ayıplamayan, eleştirmeyen bir ortam. Zaten gecenin başında hep diyorum “Date Night’ta olan Date Night’ta kalır” diye. Eleştiri dili o kadar sık karşılaştığımız bir dil ki ben o salonda bulunan herkesin kendini özgürce ifade edebileceği, istediğini giyip, istediğini içebileceği, yeni tanıştığı insanlarla sosyalleşebileceği ve bunu yaparken de kimse tarafından parmakla gösterilmeyeceği bir ortam yaratmaya çalışıyorum. Seyircimiz de buna o kadar hazırmış ki çok sahip çıktılar, çok tatlı geri dönüşlerde bulundular.
Yeni nesil ilişki terimlerinden (ghosting, haunting, stashing, lovebombing vs.) haberiniz vardır. Modern insanın flört ilişkilerini nasıl buluyorsunuz?
Bir X kuşağı mensubu olarak, analog ve dijitali hayatımda dengelemeye çalışıyorum. İşin flört kısmını da daha organik bir yerde tutuyorum hep, yani çeşitli uygulamalar vs üzerinden tanışmaktansa daha kendiliğinden olmasını tercih ediyorum. Bütün o bahsettiğiniz terimler nispeten yeni olsalar da zamanında bizim de yaşadığımız ama adlandıramadığımız kimi durumları artık tanımlayabilmek güzel bir şey. Bir de kimsenin özel hayatını deşen, merak eden, eleştiren bir yapım yoktur o yüzden herkesin flörtü/ ilişkisi kendine diyorum.
Tiyatro sahnesi mi yoksa crooner tarzı konser vermek mi? Hangisi size daha çok hitap ediyor?
Her ikisi de. Zaten “Date Night” ta bu ikisini harmanlıyorum aslında. Derdim sadece şarkı söylemek değil, farklı meziyetlerimi bir arada kullanabilmek. Bir hikaye anlatmak, dans etmek, gecenin ev sahipliğini yapmak, sunmak, farklı kültürlere olan ilgimi göstermek… Sadece “şarkıcı” değilim sahnede. Tuğrul’un biraz showman tarafını gösteriyorum aslında.
Bir yandan oldukça konuşulan diziniz de devam ediyor. Peki bu yıl için planladığınız başka projeleriniz var mı?
Bir oyun yönettim: “Karşınızda Yalnız Kadın”. Şenay Gürler oynuyor, Dario Fo&Franca Rame’nin çok bilinen metnini günümüzde anlattığımız bir oyun. Onun dışında yakında yeni bir oyunun yönetmenliğine başlayacağım. Date Night’ın daha “büyük” bir versiyonu için çeşitli düşüncelerimiz var, bir taraftan müzik grubum YaDa’nın albüm çalışmaları sürüyor. “Kızıl Goncalar” çok sevildi, seyircinin çok desteklediği bir iş oldu. Bu yüzden çok mutluyum. Çok büyük bir hevesle çalışmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki sene için bir oyun üzerine çalışıyorum artık tiyatro sahnesine de geri dönmek istiyorum. Yani hep üstüne düşündüğüm, çalıştığım bir şeyler var. Sırayla olacak hepsi.