Zoom Toplantılarından Sonra Neden Bu Kadar Yorgun Hissediyorum?

Yeni iletişim teknolojileri ve sosyal medya platformları çok uzun zamandır hayatımızda. Hepimiz pek çok konuda teknolojiye ve sunduğu yeniliklere bağımlı halde yaşıyoruz. Her ne kadar teknoloji hayatımızın merkezi haline gelmiş olsa da Covid-19 salgını “dijital dünya” ifadesini bambaşka bir boyuta taşıdı.

Her şeyden önce son bir yıldır çalışmalarını evden devam ettirebilenler olarak hepimiz görüntülü konuşma olanağı sağlayan uygulamalara minnettarız. Son dönemde muhtemelen çok fazla Zoom toplantısına katılarak işlerimizi devam ettirip ekiplerimizle iletişim kurabiliyoruz. Bunun yanı sıra sevdiklerimizle buluşmalarımız da çevrimiçi ortama kaydı. Kısacası hem iş hem de özel hayatımız ekranlara sıkışmış durumda.

Her ne kadar pek çok kolaylık sağlasa da görüntülü konuşmaların ve toplantıların bizleri yorduğunu da kabul etmeliyiz. Sadece bu hafta yaptığınız online görüşmeleri düşününce biraz bıkkın, biraz sıkılmış ama en çok da yorgun mu hissediyorsunuz? Yalnız değilsiniz.

Fotoğraf: Francois Halard/ Vogue, Kasım 2011

"Kendinizi video konferans aramalarından kaçarken, iptal ederken veya yeniden planlarken buluyor musunuz?

Bir toplantıdan sonra inanılmaz derecede gergin veya yorgun olduğunuzu fark ettiniz mi?

Zoom toplantılarına geçmek, çoklu görev yapma veya iş sorumluluklarınızı yerine getirme becerinizi bozdu mu?”

Bu sorulara cevabınız evetse, zoom yorgunluğun belirtilerini gösteriyorsunuz demektir,” diyor Timothy J. Legg, Healtline’a verdiği demeçte.

Biraz kendinize ses verin. Görüntülü konuşmalar sizin için artık can sıkıcı bir hale geldiyse, belki de bir şeyler yapmanın sırası gelmiştir. Neler yapabileceğinizi açıklayacağız ancak önce bu yorgunluğun nedenlerine bir göz atalım.

Online görüşmelerin en zor yanı beden dilinin verdiği işaretleri alamamamız. Karşımızdakiyle yüz yüze iletişim kurduğumuzda mimiklerinden, beden hareketlerine kadar her detay bize daha fazla bilgi verir. Beden dili pek çok mesaj vererek iletişimde önemli bir görev üstlenir. Ancak araştırmacılar online görüşmelerde bunun mümkün olmadığını, bu nedenle de iletişim kurarken zorlandığımızı söylüyor. Bağlantı kaynaklı gecikmeler nedeniyle karşımızdakilerin ifadelerini net bir şekilde görmek zordur. Bu nedenle her zaman alışkın olduğumuz şekilde bir iletişim kuramayız ve bu da bizi yorar.

Görüntülü sohbetler pek çok nedenle yorucu olsa da mevcut stresimizin tek nedeni değiller elbette. Insead'de doçent olan Gianpiero Petriglieri ve Clemson Üniversitesi'nde işyeri sağlığı ve ekip çalışması üzerine çalışan doçent Marissa Shuffler, BBC'ye yaptıkları açıklamada içinde bulunduğumuz olağanüstü koşulların, uzun süreli karantina halinin, tek yaşam alanının ev olmasının da bu yorgunluğu ve stresi tetiklediğini belirtiyor.

Shuffler yorgunluğu tetikleyen bir diğer faktörü de "izlenmemize" bağlıyor: "Bir video konferanstayken, herkesin size baktığını bilirsiniz; sahnedesinizdir. Bu yüzden sosyal baskıyla beraber iyi bir performans göstermeniz gerektiği hissi gelir. Performatif olmak, gözlerin sizde olduğunu bilmek sinir bozucu olabiliyor ve stresi artırıyor." 

Zoom yorgunluğuyla nasıl başa çıkabilirim?

Önümüzdeki süreçte online toplantıların hayatımızdan çıkmayacağı bir gerçek. Neyse ki görüntülü konuşmalardan sonra kendinizi kontrol edebilmek ve bu kadar bitkin hissetmemek için yapabileceğiniz şeyler var.

-Eğer toplantıların planlamaları üzerinde söz sahibiyseniz, kendinize en uygun programı yapmaya çalışın. Sabah saatleri kendinizi daha enerjik hissediyorsanız, bir kahve eşliğinde toplantıları yapmak, günün geri kalan kısmında sizi rahatlatabilir.

-Her toplantı farklı olsa da eğer kameranızı kapatma şansınız varsa bunu yapın. Masa başında oturmak uzun süreli olduğunda yorucu olabiliyor, bu nedenle hareket etmekten çekinmeyin.

-Toplantı sırasında mola vermek tüm katılımcılara iyi gelecektir. Yapabilme imkanınız varsa kısa molalar verin.

-Son zamanlarda her toplantının “Zoom’da buluşalım.” planıyla bittiğini görüyoruz. Toplantınız için gerçekten görüntülü görüşmeye ihtiyaç var mı, yoksa sesli bir arama ya da yazılı bir ileti yeterli mi sorularını kendinize sormayı unutmayın.