Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Son yeniliklerle daha yaygın kullanım alanları yaratmaya hazırlanan yapay zeka teknolojileri insanlığı uçurmaya hazır.
Bir Techtember (Technology & September) ve Techtober (Technology & October) daha geride kaldı, üstüne uzun uzun düşünecek pek çok şey bırakarak... Apple, Meta ve OpenAI başta olmak üzere Microsoft, Snapchat gibi tüm teknoloji şirketlerinin etkinliklerinde öne çıkan, geleceği şekillendirecek ve kenara not edilecek konu başlıkları yapay zeka ve üretken yapay zeka, artırılmış gerçeklik, kişiselleştirme ve hiper-kişiselleştirme, sanal asistan, AR (Augmented Reality) yani artırılmış gerçeklik gözlükleri oldu. Peki tüm bu anahtar kelimelerle ve bu teknolojilerle gelecek nasıl şekillenecek?
Belki de milyon hatta bu şirketlerin değerlemeleri göz önünde bulundurulursa katrilyon dolarlık sorunun yanıtını tek bir açıklamayla vermek çok mümkün değil ama en özet haliyle şöyle bir denklem oluşturmak, yazının geri kalanında paylaşılan detayları okurken şüphesiz faydalı olacaktır: “Yapay Zeka + Artırılmış Gerçeklik = Hiper-Kişiselleştirme” bir başka deyişle bizi tanıyan, ihtiyaçlarımızı anlayan, kişiye özel deneyimler sunan ve her an bizimle olan sanal asistanlar dönemi başlıyor.
Bugün internet ile ilgili konuştuğumuzda 90’ların sonunu, Sanayi Devrimi ve endüstriyel dönem için de buhar makinesinin geliştirilmesini hatırlıyoruz. Bundan belki beş belki on yıl sonra ne zaman başlamıştı bu dönem diye sorduğumuzda vereceğimiz cevap kuvvetle muhtemel 2024 olacak.
İçinden geçmekte olduğumuz sürecin ne kadar ezber bozan bir dönem olduğunu belki de en güzel özetleyecek konulardan biri de Microsoft ve Apple’ın OpenAI üstünden değişen rekabet anlayışı ve bir nevi teknoloji paylaşımı yapması ya da ortak bir teknoloji kullanması. OpenAI, ChatGPT’nin çatı şirketi ve üretken yapay zeka dendiğinde akla gelen ilk şirket. Bunun sebeplerinden biri, pek çok kişinin üretken yapay zeka ile yeni tanışması ve bu ilk deneyimin ChatGPT aracılığıyla gerçekleşmesi. Microsoft, 2023 yılında OpenAI’a yaptığı 10 milyar dolarlık yatırımla OpenAI altyapısını Microsoft Copilot ürününe, Bing içerisine ve daha farklı teknolojilere entegre etti. Apple, geçtiğimiz haziran yaptığı konferansta iPhone 16 ve iOS 18 içerisinde Siri’ye ChatGPT entegrasyonu yapacağını duyurdu. Microsoft’un yatırımı olan bir şirketin ürünü Apple bünyesinde kullanılıyor. İlginç değil mi?
OpenAI’ın son geliştirmeleri, özellikle Strawberry güncellemesi ve Advanced Voice Mode (AVM), insan ile yapay zeka etkileşimini daha kusursuz, sezgisel ve kişiselleştirilmiş hale getirmeye odaklanıyor. Mevcut versiyon (ChatGPT-4o) kişi ve konuşma bazlı olarak sınırlı bir hafızaya sahip, bir konu hakkında belirli kelime sayısı kapsamında eğitilebiliyor ve bu sınır aşıldığında işlevini yitiriyor. Buna ek olarak, mevcut versiyonlar içerisinde yapay zekanın duygusal ya da kavramsal zekası yok, insanı taklit ediyor ama hâlâ insan gibi düşünemiyor. OpenAI’ın AGI (Artificial General Intelligence) yani Yapay Genel Zeka üstünde çalıştığı bir sır değil. AGI, insan gibi düşünebilen, öğrenebilen, anlam çıkarabilen ve birçok farklı görevi yerine getirebilen, esnek ve genel amaçlı bir yapay zeka; sınırlamaları aşarak birçok farklı alanda insan gibi genel bir zeka gösterebilme yeteneğine sahip olacak. Oyunu ve hayatımızı değiştirecek konu başlığı AGI olacak.
Sam Altman’ın paylaştığı çilek görseli içeren tweet, Strawberry’nin AGI’ın ilk versiyonu ya da aşaması olabileceğine dair spekülasyonlar yarattı. Altman, haziran ayında ChatGPT’nin sesli modunun tanıtımı öncesinde 2014 yapımı Spike Jonze yönetmenliğindeki Her filmine bir atıfta bulunarak Her tweetini paylaşmıştı. İlerleyen saatlerdeki lansmanda, yapımından tam 10 yıl sonra filmin gerçeğe dönüştüğünü beraber izlemiştik ve şimdi de deneyimliyoruz.
AVM (Advanced Voice Mode), yani Geliştirilmiş Ses Modu, daha insansı ve doğal konuşmaları mümkün kılarak kişiselleştirme seviyesini daha da yukarı taşıyor. Bu mod, kullanıcıların özel talimatlarını ve hafızalarını entegre ederek geçmişteki konuşmalardan öğrenip ihtiyaçlara göre uyum sağlıyor, şive yapabiliyor ya da aksanlı konuşabiliyor. Ayrıca sekiz farklı persona ile dilerseniz daha cool, dilerseniz daha enerjik ya da sofistike bir persona ile iletişim kurmayı seçebilirsiniz. İlerleyen dönemde kendi istediğimiz modda bir iletişim tonu belirlemek de sanki artık hayal değil.
Meta AI şu an ABD ve Kanada’da kullanılıyor, Türkiye’de test ediliyor, 2024 içerisinde de kullanıma açılması planlanıyor. Meta AI ile sohbet edebilir, sorularınızın cevaplarını alabilirsiniz (tıpkı ChatGPT gibi sesli modu da kullanılabilir durumda) görseller yükleyerek saniyeler içerisinde düzenlemesini isteyebilirsiniz. Instagram, Messenger ve WhatsApp üzerinden kullanılabilecek olan Meta AI, ayrıca 28 ayrı personaya sahip. Bu personalar gastronomi, seyahat, güzellik, evcil hayvan bakımı gibi özel alanlarda eğitilmiş, görüntü ve sese sahip profiller. En genel haliyle, Meta AI, platform genelinde kullanıcıya anlık bilgi, içerik önerileri ve kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak üzere tasarlandı.
ChatGPT’nin haftalık aktif kullanıcı sayısı 250 milyon civarında. 2024 rakamlarına göre ise Meta’ya ait platformlardan en az birini kullananların sayısı 3,27 milyar, yani neredeyse dünya nüfusunun yüzde 40’ı. Yani OpenAI’ın ChatGPT’si, kullanıcı sayıları kıyaslandığında hâlâ küçük bir kitlenin kullandığı bir ürün. Meta AI kullanımıyla beraber, üretken yapay zeka kullanım oranı ve kullanıcı sayısı çok hızlı bir şekilde artış gösterecek ve kullanımı yaygınlaşacak. Teknoloji devleri arasındaki rekabeti en çok etkileyecek alanlardan biri bu. İki şirket arasındaki diğer bir konu ise video alanında üretken yapay zeka. Şubat ayında lansmanı yapılan metinden video üreten Sora hâlâ Beta sürümünde. Meta, yeni tanıttığı “Movie Gen” ile burada da bir adım öne geçiyor. Metinden video üretme, video üzerinde farklı düzenlemeler yapma, video sahnelerine uygun yine üretken yapay zeka ile ses üretme ve ekleme gibi özelliklere sahip.
Meta, Meta Connect etkinliğinde Mark Zuckerberg tarafından tanıtılan dünyanın en gelişmiş artırılmış gerçeklik gözlüğü Meta Orion ile beraber Apple ile inanılmaz çekişmeli bir rekabet sürecini başlattı. Henüz prototip aşamasında olan Meta Orion aynı zamanda holografik bir gözlük. Şubat 2024’te tanıtılan ve beklendiği kadar ilgi yaratamayan Apple’ın karma gerçeklik gözlüğü Apple Vision Pro’ya birebir rakip ve kıyaslandığında şu an çok daha cazip özelliklere sahip. El, göz hareketlerini ve nöral aktiviteyi takip edebilen bu gözlük sayesinde cep telefonları tarihe karışabilir. Bu gözlükler yani giyilebilir teknoloji cihazları, çevresel verileri algılayarak kullanıcının ortamına ve davranışlarına uygun dijital bilgiyi gerçek dünyaya yansıtıyor. Örneğin gelecekte Meta Orion gözlüklerinizi takıp yürürken çevrenizdeki restoranların menülerini, müşteri yorumlarını ve rezervasyon durumunu anında öğrenmeniz mümkün olacak. Bu da fiziksel ve dijital dünyaların sınırlarının bulanıklaştığı hiper-kişiselleştirilmiş bir deneyimi beraberinde getiriyor.
Apple yarışa geriden katılıp, Siri içerisinde başka bir şirketin ürününü yani ChatGPT’yi kullansa da Apple Intelligence ve Visual Intelligence etrafına topladığı ürünler ve özellikle de birbirine bağlı iPhone, Apple Watch, iPad ve MacBook cihazları, bu cihazlardaki veri sayesinde kullanıcıların günlük hayatını kişiselleştirmenin ötesine geçiyor. Apple Watch’ın sağlık uygulaması sayesinde gün içindeki aktiviteleriniz ve uyku düzeniniz analiz edilerek daha sağlıklı bir yaşam tarzı önerisi alabilirsiniz ki bu zaten uzun süredir yapılıyor. Burada daha detaylandırılmış ve kişiselleştirilmiş yeni öneriler bekleniyor. Buna ek olarak Siri ve diğer Intelligence ürünleriyle akıllı telefonlar direkt olarak yeni kişiselleştirilmiş sanal asistanlar. Her ne kadar Meta Orion telefonu uzun vadede ortadan kaldıracak gibi görünse de kısa vadede telefonlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası olmaya devam edecek. Bu deneyim için iOS 18 güncellemesinin yapılması yeterli olacak.
Görsel Zeka yani Visual Intelligence, Apple’ın artırılmış gerçeklik (AR) alanındaki en önemli adımlarından biri. Telefonunuzun kamerasını kullanarak odanızı tarayabilir ve mobilyaların nasıl görüneceğini anında görebilirsiniz. Ya da sanal bir kıyafeti üzerinizde deneyebilirsiniz. Bu, alışveriş deneyimini hem daha keyifli hem de daha verimli hale getiriyor. Apple’ın ARKit ve yapay zeka destekli kamera özellikleri, kullanıcıların çevreleriyle daha önce hiç olmadığı kadar etkileşim kurmasına olanak tanıyor. Apple’ın bu teknolojilerle hedefi, cihazlarını sadece birer araç olmaktan çıkarıp, kullanıcıların yaşamlarına rehberlik eden ve onları tanıyan birer yardımcıya dönüştürmek. Bu gelişmeler, yalnızca daha akıllı cihazlara değil aynı zamanda günlük hayatımızı kolaylaştıran ve bize özel deneyimler sunan bir teknoloji çağına işaret ediyor.
Bu ARKit sayesinde uygulama geliştiriciler ya da markalar kendi uygulamaları içerisinde hem kişiselleştirme hem deneyim hem de eğlence ya da fayda alanında farklı özellikler sunabiliyor. Derinliği algılayabilen, fotoğraf ve videolar için özelleştirme imkanı sunan DSLR Camera uygulaması ya da bir jet motorunun veya dev bir mercan resifinin iç yapısını uzamsal bir ortamda interaktif olarak incelemenizi sağlayabilecek olan JigSpace uygulaması gibi.
Bütün bu kişiselleştirme ve hiper-kişiselleştirme süreci pek çok sektörü etkileyecek ve kullanıcıları yepyeni deneyimlerle buluşturacak. Amazon’un kişiselleştirilmiş alışveriş botu Rufus, platformun geniş ürün yelpazesi içinden en uygun seçenekleri bulmaya ve kişisel tercihlere dayalı öneriler sunmaya odaklanıyor. Alışveriş asistanı, eğitim ve öğrenim kolaylaştırıcısı, kişiselleştirilmiş beslenme, uyku ya da sanal spor koçları gibi başlıklar gelecek birkaç yılın teknoloji, pazarlama ve tüketici trendlerinin yıldızları olacak.
Tüm bu teknolojiler ve gelişmeler, yapay zekanın yalnızca belirli komutları yerine getiren bir araç olmaktan çıkıp, bireylerin günlük rutinlerine uyum sağlayan hatta ihtiyaçlarını önceden tahmin edebilen kişisel yardımcıya dönüştüğü bir geleceğe işaret ediyor. Sesli komutlar, artırılmış gerçeklik gözlükleri ve gelecekte karşımıza çıkacak giyilebilir teknoloji cihazları sayesinde yapay zeka hayatımızın merkezine yerleşmekle kalmayacak, düşünme, karar verme ve iletişim kurma şeklimizi kökten değiştirecek. Peki bu denli büyük bir dönüşüme hazır mıyız?
Sanal asistanlar, sürekli öğrenme ve gelişme becerileriyle bizi bizden daha iyi tanıyacak; ihtiyacımızı daha biz farkına varmadan dile getirecek. Netflix, Amazon, Spotify gibi platformlardaki algoritmalarla zaten şekillenen hayatlarımız, sanal asistanların nefes kadar yakın olmasıyla “özgür seçim yapma” alanımızı daraltabilir. Basit seçimleri devre dışı bırakmak, insanın varoluş sancısını nasıl etkiler?
Bu soruların yanıtları henüz belirsiz. Ancak unutulmaması gereken bir şey var: Yapay zeka insan tarafından oluşturulmuş ve eğitilmiş veri setleriyle çalışıyor. İnsan, yanlı ve değişken bir varlıktır; bugün doğru dediğine yarın yanlış diyebilir. İnsanın bu doğası, doğal olarak yapay zekaya da yansıyacak; yapay zeka da “biased” yani yanlı olacak ve tabii ki kusursuz olmayacak.