Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Beyaz Dük, tam da vizyon sahibi stilinin, moda dünyasında fazlasıyla ilham kaynağı olduğu bir dönemde vefat etti.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Kendisinin "Ziggy Stardust" ve "The Thin White Duke" gibi karakterlerle öncülük ettiği "cinsel değişkenlik" kavramının modanın odağında olduğu bu dönemlerde David Bowie'nin ölümü, herkesin tüylerini diken diken etti.
70'li yıllarda David Bowie'nin glam-rock sahne kostümleri bolca tartışma yaratmış ve ona birçok hayran kazandırmıştı.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Bowie akımı, neredeyse 50 yıldır sürüyor. Moda tasarımcılarının Bowie'yi kaç kere ilham kaynakları olarak tanımladıklarını hatırlamıyorum bile... Moda dünyası; androjenlik, kültürel çeşitlilik, glam rock gibi Bowie'nin örnek ve öncü olduğu her şeyi özümsedi.
2016'da artık, "all the young dudes" hem kadınları hem erkekleri kapsıyor. O gitti ama toplum sonunda Bowie'nin müziksel olduğu kadar görsel olarak da ifade ettiği kültürel çeşitliliğe dair bir farkındalık geliştirdi.
1969'un "Space Oddity" zamanından baktığımızda, bir image-maker olarak Bowie'nin dar bir takım içinde ve fırfırlı gömleklerle kendini diğerlerinden ayırdığını görebiliyoruz. O, şimdi modanın bütün manzarasına hakim olan anlayışı yaratmak için birçok kez sınırları zorladı.
Bowie, 70'li yıllarda tipik bir frapan ceket içinde.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
Çeşitli yeteneklere sahip sanatçının 45 yıllık müzik ve film yaratım sürecinde, sürekli değişen görüntüsü önemsizmiş gibi algılanabilir. Ama Bowie'nin kendisinin öyle düşündüğünü hiç zannetmiyorum. Görüntüsüne verdiği önem, kimliğinin ayrılmaz bir parçasıydı. Onun bu vizyonunun ne kadar olağanüstü olduğunu ancak şimdi anlayabiliyoruz.
Dar takım modasını başlatan da Bowie'ydi.
Fotoğraf: Getty Images Turkey
80'lerde hakim olan cinsiyet rollerine karşı çıkma ve bir anlamda bu cinsiyet rollerini "bükme" anlayışını bu aralar çok düşünüyorum, çünkü o zamanlar yenilikçi ve cesur olan bu fikirler, 2000'li yılların Y Kuşağı için artık aşılmış bir konu. Y Kuşağı artık her iki cinsin de istediği gibi davranabileceğini, tek bir uygun "kadın" ve "erkek" görüntüsünün olmadığını düşünüyor. Artık insanlar sokaklarda cinsiyet ayrımı gözetmeksizin uzun bir kazak, dar bir tayt veya bol desenli bir atlet giyebiliyorlar.
Bu anlayışı podyumlarda görmek de mümkün. Çünkü artık erkek giyim defileleriyle ilgili topluca bir yazı yazmıyorum, Londra Erkek Giyim Moda Haftası'ndaki defilelerin hepsi birbirinden farklı, ben de ona göre değişen yazılar yazıyorum. Örneğin, Burberry'nin tasarımcısı Christopher Bailey cinsiyetler arasında ayrım gözetmemenin en iyi örneğini sunuyor.
Burberry'nin Sonbahar/Kış 2016 koleksiyonundan bir mont. Bu mont, her iki cinsiyetin de giyebileceği bir vintage tarzı sunuyor.
Fotoğraf: Indigital
Açılış ve kapanış esnasında Bowie'nin şarkılarının çaldığı ve İngiliz-Fransız şarkıcı Benjamin Clementine'ın canlı performans sergilediği defilede, ruh hali genel olarak ciddiydi. Tekrardan gün yüzüne çıkarılan vintage Burberry kıyafetleri, gençlere çekici gelecek türde bir nostalji duygusuna sahipti.
Bailey, Bowie'nin gidişine gönderme yaparak,"Bütün dünyanın değişmekte olduğunu hissediyorum ama heyecan verici anlamda," diyor. Ona göre bu an, değişimi kucaklamamız gereken bir an.
Burberry Sonbahar/Kış 2016 koleksiyonundan ince ve uzun bir ceket.
Fotoğraf: Indigital
O sırada Paris'ten dönüyor olduğum için JW Anderson'ın defilesine katılamadım. Bu çok moral bozucu çünkü o, cinsiyete modern bir değişiklik kazandıran en bariz çağdaş tasarımcılardan.
JW Anderson, 2016 için bol kesimleri tercih ediyor.
Fotoğraf: Indigital
İşe erkek giyimiyle başlayıp daha sonra kadın giyimine yönelen 31 yaşındaki Jonathan, uzun hırkalar, vücuda yapışan "bodycon" veya ipek kumaşlar ile bol kesim konseptini çok iyi kavramış. Salyangoz desenlerinin büyük ihtimalle tasarımcı için çok daha derin bir anlamı var ama salyangoz aynı zamanda erkek veya kadın olarak ayrım yapmadan bu rollerin üstesinden gelen androjenliği temsil etmesi açısından da iyi bir mecaz.
Alexander McQueen defilesinden önce beraber kelebek desenli bir cekete bakarken, Sarah Burton'a erkek/kadın modası ayrımını tekrar geliştirmek isteyenlerle ciddi bir çekişme olup olmadığını sordum.
Suzy Menkes, Alexander McQueen'den Sarah Burton ile kelebek desenli ceketleri inceliyor.
Fotoğraf: @suzymenkesvogue
Bana yüksek belli kesiminde feminenlik bulunan maskülen bir ceket gösterirken, "Cinsiyetle ilgili çok fazla yaygara koparılıyor. Şimdi herkes kadın giyiminin erkek giyimine nasıl bir etkisi olduğuyla ilgili konuşuyor, her zaman feminenin maskülene müdahalesi konu oluyor," dedi.
Montlar ve ceketler üzerinde ayrıca çiçek desenleri ve kelebekler vardı. Bu desenler, Viktoryen botanikçi Charles Darwin ve onun 1859'da basılan devrim niteliğindeki kitabı "Türlerin Kökeni"nden esinlenilmiş. Daha da ilgi çekici olanı, yüze takılmış gibi görüen dramatik ve sert duruşlu gümüş broşlar ile koca bir çengelli iğneydi. Süper-maskülen punk'ın canlanışı mı?
Alexander McQueen'den şaşırtıcı görünüm.
Fotoğraf: @suzymenkesvogue
Moschino için İngiliz sanatçı ikili Gilbert ve George'tan ilham alarak neşeli ve cesur bir koleksiyon hazırlayan Tasarımcı Jeremy Scott, erkek ve kadın kıyafetlerini karıştırmak konusunda çok dobra bir vizyona sahip, üstelik bunu neredeyse 10 senedir yapıyor.
Suzy Menkes, Jeremy Scott ile.
Fotoğraf: @SuzyMenkesVogue
Jeremy, " 'Transgender' kavramı her zaman tasarımlarımın özünde var olmuştur," diyor. Moschino için tasarladığı renk dolgunluğu fazla, deseni bol kıyafetler, erkek veya kadın cinsiyetinin ayrımını yapmaksızın tasarlanmış ama görsel olarak bu iki cinsiyeti birbirine karıştırmakla yanlış bir bedende olmanın verdiği acı arasına da bir çizgi çekmiş.
Scott, "Caitlyn Jenner gibi insanlar sayesinde trans birey olma konusu gündeme gelerek dikkat çekti. Bir ruh, yanlış bedende sıkışıp kaldığında bu çok üzücü bir şey," diyor Jeremy, ve iki ayrı cinsiyetin modasını birbirine karıştırmanın "onun için çok doğal bir şey olduğunu," da ekliyor.
Dinamik açık hava kıyafetleri tasarlayan Chistopher Raeburn'e göre de cinsiyetler arası ayrım artık uçurumlar kadar derin değil. Raeburn, son dönemlerde kendi kadın giyim bölümünü yaratmakla kalmayıp erkek kıyafetlerinin maskülenliğini de yumuşattı. Özellikle de, Moğollardan ilham alarak tasarladığı onun deyişiyle "kar kamuflaj pançosu" buna örnek olarak verilebilir. Açık hava kıyafetleri tasarlayan ve genelde maskülenliğiyle bilinen bu markanın kendisine feminenlik katması, Raeburn'ün ilerleme kaydettiğinin bir göstergesi.
Bugün erkek defilelerinde gördüğüm şeylerin çoğu, Bowie'ye ve onun cinselliğe bakış açısına çıkıyor. Cinsel kimliğin kıyafetler aracılığıyla belirlenmesine karşı çıkışı, 21. yüzyılda artık su götürmez bir şekilde haklı bulunuyor; bu onun moda dünyasına bıraktığı miras.
Çeviri: Kardelen Berfin Kobyaoğlu