Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Seyahatlerimizi de çevreye zarar vermeden, iklim krizi üzerindeki etkilerini ve tüketimi azaltarak daha sürdürülebilir bir hale getirmek mümkün. Alternatif bir tatil deneyimiyle yeşili odağına alarak buluşturan The Sound of Roads'un kurucusu Tayfun Ürkmez'den 2022'nin favori rotalarını ve sürdürülebilir seyahatin olmazsa olmazlarını dinliyoruz.
Belki geç kaldık ama 2021 yılı sürdürülebilirlik konusunda daha çok öğrendiğimiz, bilinçlendiğimiz ve belki de yeni kararlar aldığımız bir yıl oldu. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) taslak raporu iklim krizinin tüm sorumluluğunun insanlarda olduğunu bir kere daha hatırlatmıştı.
Hal böyleyken bir çoğumuz yaşam tarzlarımızı değiştirmeye çalışıyor, bireysel adımlarla bugüne kadar verdiğimiz zararı telafi etmenin yollarını arıyoruz. Tüm bu çabalar yeterli olacak mı emin değiliz ancak atılan her adımın çok değerli olduğuna inanıyoruz.
Bu değerli adımlardan biri de sürdürülebilir seyahat. Seyahatlerimizi de çevreye zarar vermeden, iklim krizi üzerindeki etkilerini ve tüketimi azaltarak daha sürdürülebilir hale getirmek mümkün. Son dönemin popüler kavramlarından biri olan sürdürülebilir seyahat, turizmin olumsuz etkilerini azaltmaya odaklanıyor.
Alternatif bir tatil deneyimiyle yeşili odağına alarak buluşturan The Sound of Roads'un kurucusu Tayfun Ürkmez'den 2022'nin favori rotalarını ve sürdürülebilir seyahatin olmazsa olmazlarını dinliyoruz.
2007 İstanbul Teknik Üniversitesi – Denizcilik bölümünden mezun olduktan sonra 11 sene boyunca uzun yol kaptanlığı yaptım. Seyahat etmeyi hayatının odağına alan bir insan olarak elliden fazla ülkeyi görme imkanım oldu. Yaşadığımız coğrafyanın eşsiz koyları ve sayısız rotalarıyla tüm ülkelerden farklı bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. 2018 yılında The Sound of Sails markasını kurdum; bir yelken festivali olan etkinlik, 3 gece 4 gün sürüyor. Katılımcılarına Red ve Blue rotalarında denizi, yelkeni ve maviyi keşfetme olanağı sunuyor. Pandemi sonrası değişen seyahat alışkanlıkları ve doğaya dönüş trendinin artmasıyla, The Sound of Roads, alternatif bir tatil deneyimini yeşili odağına alarak hedef kitlesiyle buluşturuyor.
2021 yılında bahar aylarında Gökova – Hisarönü - Fethiye bölgelerinde rotalar gerçekleştirdik. 2022 yılında da odağımızda yine Ege ve Akdeniz var. Dört mevsime yayılacak olan etkinlik takviminde Gökova - Kaş bölgesini içine alan farklı rotalar üzerinde çalışıyoruz. İlerleyen dönemlerde de Karadeniz bölgesini kapsamımıza alacağız. Bu bölgede görülmesini tavsiye edeceğim öneriler şunlar olur: Dalyan, İztuzu Plajı, Kayaköy Kalıntıları ve bölgedeki şarap üretim tesisleri.
The Sound of Roads özünde bir karavan etkinliği. Yola çıkma amacımızın özünde doğanın sesini dinlemek, beraber yolda olmak, keşfetmek ve paylaşmak var. Kuş sesleriyle doğaya uyandığınız, organik tarım çiftliklerinde tarladan sofraya ürünlerle kahvaltınızı kamp ateşiyle pişirdiğiniz, Ege ve Akdeniz’in eşsiz doğasında kaybolduğunuz, etkinlik boyunca atılan adımları iyilik hareketine dönüştürebildiğiniz, ıssız koylarda şehirde göremediğiniz yıldızları izleyebildiğiniz 3 gece 4 gün süren bir deneyim vaat ediliyor. Ege ve Akdeniz’in müthiş doğasını yanına alarak doğaya saygılı ve sürdürülebilir bir tatil anlayışıyla karavan, çadır veya tiny house konaklama seçenekleriyle yine yeni yeniden durmayı, nefes almayı, gün doğumlarında yoga egzersizleri, gün içerisinde doğa aktiviteleri ve workshop’ları, gün batımlarında ise uzun masalarda edilen keyifli sohbetler ve canlı müzik performansları ile alternatif bir tatil öneriyor.
Öncelikle başka dünya yok ve her birimizin bunun bilincinde yaşıyor olması gerekli. Biz, The Sound of Sails ve The Sound of Roads olarak çevreye duyarlı bir seyahat yaklaşımı benimsiyor, işbirliği yaptığımız marka seçimini de bu odakta değerlendiriyoruz. Denizde ve karada çöp topluyoruz, enerji kaynaklarımızı teknede ve karavanlarda güneş panellerimiz ile sağlıyoruz. Su tüketimi ve geri dönüşüm konularında da misafirlerimizi doğaya saygılı davranmaya teşvik ediyoruz. Rotalarımızda doğaya dost paketli ve mümkün olduğunca paketsiz gıda bulunduruyoruz, kullandığımız tüketim ürünlerinde plastik değil, kağıt ambalajlı ürünler ve markaları tercih ediyoruz. Ziyaret ettiğimiz yol ve rotalarda sürdürülebilir tarım felsefesi ve tarladan sofraya mottosuyla çalışan mekanları tercih ediyoruz.
Geri dönüşümü benimseyen, tükettiğini üreten, malzeme seçimlerinde geri dönüştürülebilir veya çoklu kullanımı destekleyen, enerji kaynaklarını doğadan alan mekanlar tercih etmek benim önceliğim. Tabii sadece mekanların bu adımları izlemesi değil, gezginler olarak bizim de aynı bakış açısıyla hareket edip bunu günlük hayatımızda da uygulayan bireylere dönüşmemiz şart.
Belki de daha önce hiç olmadığı kadar dört duvar arasında kaldık, yeni arayışlara girdik. Bence birçok insan cevabı doğada ve yeşilde buldu. Seyahat trendlerine baktığımız zaman benim gözlemim artık insanların kalabalık ve popüler destinasyonlardansa daha sakin ve küçük gruplarla deneyim yaşamayı tercih etmeleri. Düyada uzun zamandır bir yaşam tarzı olarak benimsenen karavan ve tiny house’ların bu süreçte ülkemizde de yükselişine şahit olduk. Bu da bize aslında artık insanların "daha az” ile daha çok olanın arayışında olduğunu gösteriyor.