Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Festival sonrası oyunculuklarıyla izleyicileri ve eleştirmenleri etkisi altına alan isimleri derledik.
80 yıldan uzun bir süredir Adèle Exarchopoulos, Lea Seydoux, Xavier Dolan ve Wes Anderson gibi genç yönetmenlerin ve oyuncuların bir yıldıza dönüşmesine vesile olan Cannes Film Festivali'nde bu sene dünyanın dört bir yanından katılım gösteren genç oyuncular ilk defa şöhretin tadını aldılar. İşte oyunculukları konusunda bizleri heyecanlandıran sekiz isim.
Yönetmen Sean Baker, genellikle kendi filmlerinde rol alan kişileri beklenmedik yerlerden bularak oyuncu kadrosuna dahil ediyordu. Altın Palmiye ödüllü son filmi Anora'nın yardımcı başrol oyuncusu biraz daha deneyime sahip olsa da Batı'da büyük ölçüde tanınmıyordu. Film, Brooklyn'de bir hayat kadınının müşterilerinden birine aşık olmasını konu alırken, müşterilerden birini canlandıran Mark Eydelshteyn etkileyici performansı ve kıvırcık saçları nedeniyle şimdiden "Rus Timothée Chalamet" olarak adlandırıldı.
Daisy Johnson'ın 2020 romanı Sisters'a dayanarak uyarlanan Yunan-Fransız film yapımcısı Ariane Labed'in yeni filmi September Says, kötü niyetli büyük kız kardeşi tarafından yönlendirilen genç bir kızı konu alıyor. Film, Pascale Kann (September) ve Mia Tharia (July) adlı iki başrol oyuncusunun gücü üzerine kuruluyor. Bu oyuncular, filmin rahatsız edici tuhaflıklarına korkutucu bir bağlılıkla yaklaşarak, festivalin en unutulmaz performanslarından ikisini sundular.
Mahmood Bakri, bu yılın festivalindeki Filistin imzalı tek filmine öncülük ediyor. To a Land Unknown'da Atina’ya giden bir mülteciyi canlandırıyor. Almanya'da arkadaşları ve akrabalarıyla bir hayat kurmak ve oradan çıkmak için umutsuz bir şekilde bir çıkış yolu arayan Bakri, bunu gerçekleştirmek için çaresiz yollara başvurur. Çekici ve kendinden emin bir oyuncu olan Bakri, filmin nabzını tutan bir karakter olarak öne çıkıyor.
Agathe Riedinger'ın Wild Diamond adlı filminde, Güney Fransa'da yaşamı terk eden 19 yaşındaki bir kız, büyük şehirde bir reality yıldızı olmak için hayata atılır. Orta Doğu kökenli yeni bir Fransız oyuncu olan Malou Khebizi'nin performansı sahneye canlılık ve enerji katan bir kişilik sunuyor.
Paolo Sorrentino'nun Parthenope güzelliğe derinlemesine ilgi duyan filmin başrolünü modellikten oyunculuğa geçiş yapan Celeste Dalla Porta canlandırıyor. Yunan mitolojisinden ilham alan filmde, Milano'dan gelen 26 yaşındaki oyuncu neredeyse her karede karşımıza çıkıyor ve sanki doğrudan oradan bu film için seçilmiş gibi görünüyor.
Festivalin Director's Fortnight bölümünde, yazar Ariella Mastroianni, ilk uzun metrajlı filmine yönetmen Ryan J Sloan ile birlikte imza attı. Gazer, gizemli bir psiko-gerilim filmi ve Mastroianni'yi, zaman algısını yitirmiş bir anne olarak başrolde izliyoruz. Hiçbir prodüksiyon ortağı veya yatırımcısı olmayan film, adeta bir mucize niteliğinde ve Mastroianni bu başarının büyük kısmını hak ediyor.
Mohammad Rasoulof'un Cannes'da En İyi Senaryo kategorisinde özel bir ödül kazandığı dram filmi The Seed ofthe Sacred Fig, Tahran'daki protestoları konu alıyor. Hikayenin merkezinde, İran'da neler olduğu konusundaki farklı görüşleri nedeniyle parçalanan bir ailedeki en genç kızı Sana’yı canlandıran genç oyuncu Setareh Maleki bulunuyor. O rolünün getirdiği sorumluluğu cesaretle ve emin adımlarla taşıyor.