Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Görsel sanatlar alanında dünyanın önde gelen isimlerinden sanatçı Jonathan Monaghan, Kalyon Kültür’de gerçekleşen ŞAŞAA başlıklı sergisini anlatıyor.
Kalyon Kültür, Jonathan Monaghan 'ŞAŞAA' Sergisi, F:Orhan Cem Çetin
Görsel sanatlar alanında dünyanın önde gelen isimlerinden Amerikalı Jonathan Monaghan, Ceren ve Irmak Arkman küratörlüğünde Kalyon Kültür’de gerçekleşen bugüne kadarki en kapsamlı kişisel sergisi ŞAŞAA ile sanatseverlerle buluşuyor. Baskı, heykel ve animasyon teknikleri dahil olmak üzere pek çok farklı medyumla işler üreten, aynı zamanda NFT ve dijital sanatın ilk uygulayıcıları arasında yer alan Monaghan, 20’den fazla eseri ile Kalyon Kültür’de benzersiz bir dijital sanat deneyimi sunuyor. 27 Ağustos'a kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek sergiyi Jonathan Monaghan'dan dinliyoruz.
Kalyon Kültür'de ziyaretçilerini ağırlayan ŞAŞAA sergisinin bugüne kadarki en kapsamlı kişisel serginiz olduğunu biliyoruz. İstanbul ile yolunuz nasıl kesişti?
Kalyon Kültür'ün eşsiz mekanlarında işlerimin ne kadar başarılı olabileceğini gören mükemmel küratörler Ceren ve Irmak Arkman tanışıp çalışmamızla başladı her şey. Böylece eserlerimden mekana uygun olanları seçtik. Benim işim aynı zamanda tarihin birbiriyle harmanlanmış katmanlarıyla ilgili. Bence İstanbul'u da bu şekilde tarif edebiliriz.
ŞAŞAA ismi, daha sergiyi görmeden bize gösterişli bir şeyin bizi beklediği izlenimini veriyor. Serginin adının hikayesi nedir?
Normalde dijital çağın zengin olduğunu düşünmüyoruz, ancak durum tam olarak bu. Bugün dijital teknoloji her şeyi kapsayan, kaçınılmaz bir boyutta. Bence Rokoko mimarisine çok benziyor. Bu epik bir şey aslında. Ben de çalışmalarım aracılığıyla bunu ifade etmeye çalışıyorum.
Jonathan Monaghan, Portre, ‘ŞAŞAA’ Sergisi, Kalyon Kültür, 2022
Sizi üretmeye motive eden sorular nelerdir, siz üretimlerinizi nasıl tanımlarsınız?
Son on beş yıldır dijital animasyonlu videolar, heykeller, baskılar ve yerleştirmeler sergiliyorum. Bu çalışmalar, toplumun artan teknolojik bağımlılığının insanlıktan çıkaran ve yabancılaştıran etkilerine ve tüketimin ekolojik sonuçlarına yönelik duyduğum endişelerin bir sonucu. Çalışmalarım, bilimkurgu, kitlesel gözetim ve materyalist kültüre geniş kapsamlı referanslarla antik mitleri ve metaforları bir araya getiriyor. Gelecekle ilgili endişeleri ortaya çıkaran ve geldikleri teknolojik manzara hakkında eleştirel yansımalar sunan disiplinler arası, ancak bağlantılı bir çalışma bütünü olarak tanımlayabilirim.
Genel bir değerlendirme ile bugün sanatçıların tüm dünyaya ulaşabilmesini nasıl yorumlarsınız? Dijitalleşmeyle bu sınırların ortadan kaldırılmasının sanatçıların işini kolaylaştırdığını düşünüyor musunuz?
Sanatçılar, ister matbaa ister TV olsun, popüler medya sayesinde yüzyıllardır kendi alanlarının dışında tanınır hale geldiler. Dijital çağ hakkında daha benzersiz olan şey, oradaki sanatsal ve yaratıcı medyanın büyük hacmi ve daha demokratik doğası bence. Sanatçıların insanlara ulaşması kesinlikle daha kolay ve aslında sanatçıların daha spesifik bir kitle bulmasını sağladığını düşünüyorum. Bununla birlikte, sanatçılar bu devasa içerik alanında parlamaya ne kadar çok odaklanırsa, çalışmalarının daha az eleştirel ve kavramsal olarak güçlü hale gelme riskinin olduğunu da söylemek lazım.
Kalyon Kültür, Jonathan Monaghan 'ŞAŞAA' Sergisi, F:Orhan Cem Çetin
NFT'ler, son yıllarda giderek daha fazla duyduğumuz bir terimdir. Ama siz uzun zaman önce başladınız. NFT'lerin o günlerde bu kadar popüler olacağını öngörmüş müydünüz, gelecek için bir öngörünüz var mı?
Dijital bir sanat eserinin bir blok zinciri aracılığıyla doğrulanması konseptinin dijital sanatçılara yardımcı olabilecek güçlü bir fikir olduğunu biliyordum. Ancak ben ve diğer sanatçılar 2013 ve 2014'te bu konsepti keşfetmeye başladığımızda, koleksiyonerlerin ve diğerlerinin onu gerçekten anlamasını sağlamakta zorlandık. Dolayısıyla bu fikirler günümüz NFT'lerinde daha rafine hale geldiğinde, aslında onların bu şekilde ortaya çıkabilecekleri konusunda şüpheliydim. Sanırım çoğu insan hala bunu anlamıyor.
AR, VR ve Metaverse gibi kavramlar hakkında düşünürken biz insanların deneyimleyeceği gerçeklik algısındaki olası değişiklikleri de düşünmeden edemiyorum. Sizce tüm bu gelişmeler dijital sanatı ve sanatçıları nasıl etkiliyor ve etkileyecek?
Sanatsal pratiğim için gerçek olan ile aracılık edilen arasındaki sınırlar çok önemli. Sanatçıların gelişmekte olan, sürükleyici dijital medyayı sahiplenmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum çünkü çevremizdeki dünyaya dair anlayışımızı genişletebilecek kişiler, sanatçılardır. Sanatçılar ayrıca teknolojideki insan unsurunu ifade edebilir ve sürdürebilir diye düşünüyorum.
ŞAŞAA'nın son günlerine geliyoruz. Bu süreci ve ziyaretçilerin tepkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
İstanbul'daki izleyicileri eleştirel olarak yeni teknolojiyle ilgilenen sanat konusunda çok açık ve heyecanlı buldum. Bu tür çalışmaların özellikle tarihi bir binada sergilenmesinin geçmiş ile gelecek arasında bir bağ oluşturduğunu düşünüyorum. Bu, günümüz insanlarında yankı uyandıran sanatsal bir ifade, çünkü hepimiz kaçınılmaz dijital çağda gezinmenin yollarını arıyoruz.