Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kendisine sağlanan sonsuz özgürlükle hazırladığı son high jewellery koleksiyonu üzerine kreatif direktör Claire Choisne ile Paris’te Boucheron’u konuştuk.
Place Vendôme’un en eski mücevher evi Boucheron’un çatı katında bilim kurgu filmi tadında bir sunumdayız. Rattan ile altının sarmallar içinde kaynaştığı ve 2 karatlık yastık kesim bir pırlantayı sergilediği bir yaka-kolye, deniz kabukları ve çakıl taşlarının pırlantalar eşliğinde dönüştüğü heykelsi küpeler ve kelebek kanatlarının özel bir teknikle korunarak yer aldıkları titanyum çerçeveli broşlar, teatral saç modelli yarı insan, yarı ağacı çağrıştıran modeller üzerinde tanıtılıyor. Yaza denk gelen Carte Blanche yüksek mücevher koleksiyonları için Boucheron, kreatif direktörü Claire Choisne’a adeta bir açık çek sunuyor, o da kendisine duyulan inanç ve güvenle yaratıcılığın ve lüks algısının sınırlarını zorlayan sanatsal parçalar hazırlıyor. Ailleurs, yani “başka bir yer” teması altında Choisne, izleyicileri volkanlardan çöllere uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. 1858’den bu yana işleyen atölyelerde dev bir sitrin, bir tukan kuşunun gagasına veya tsavoritler bir yılanın derisine benziyor veya 37.67 karatlık bir turmalinin süslediği alüminyum bilezik, yaprak görünümüne kavuşuyor. Güler yüzlü ve alçakgönüllü tasarımcıyla taşkınlığın dizginlenmediği bu mücevherlerle çevrili bir sohbet ediyoruz.
Yeni koleksiyonun Paris’te gerçekleşen sunum ve fotoğraflarında karşılaştığımız modeller, druid’ler gibi doğayla bütünleşmiş mitolojik karakterleri çağrıştırıyor. Carte Blanche - Ailleurs koleksiyonu, mitolojik figürleri mi merkez alıyor?
Bu koleksiyona hazırlanırken öncelikle temayı oluşturan beş farklı dünyanın yarattığı duyguları anlatan imgeleri araştırıp bulduktan sonra insan figürü ve “kim?” sorusunu ele aldık. Sunum sırasında ve fotoğraflarda karşılaştığınız modeller ise benim için yarı insan, yarı uzaylı varlıkları temsil ediyor. Şiirsel uzaylıları! Çok çok uzaklardaki bir gezegenden gelen...
Uzay demişken, mücevhere bilimsel bir yön katıyorsunuz. Birkaç yıl önce gerçek çiçek yapraklarını tasarımlara entegre etmenin bir yolunu bulmuştunuz, bu sefer de gerçek kelebek kanatları, parçalar içinde karşımıza çıkıyor.
Çiçekleri hatırlamanız aslında çok anlamlı çünkü o parçalar üzerinde çalışırken kelebeklere yer vermenin yollarını da araştırıyorduk, ancak denemelerimiz olumlu sonuç vermemişti ve ertelemek durumunda kalmıştık. Kelebek kanatlarını koruyarak mücevhere dâhil etmenin doğru yolunu bulmamız yaklaşık altı yıl aldı. Yani çiçekler zordu ama kelebekler daha da zordu! Çiçeklerin yapraklarını metaller üzerine yerleştirerek onları muhafaza ederken kelebek kanatlarının şeffaflıklarını korumalarını istediğimden bu yönteme başvuramazdık. Şimdi ulaştıkları etkiyi çok seviyorum.
Çakıl taşı, deniz kabuğu, ahşap... Tasarımlarınızda yer verdiğiniz bu doğal malzemelerle geleneksel mücevher ekolüne meydan okuduğunuzu söyleyebilir miyiz?
Aslında Boucheron’un arşivlerine bakarsanız bu yenilikçi yaklaşımı benim sadece devam ettirdiğimi göreceksiniz. Kurucumuz Frédéric Boucheron’un hazırladığı mücevherler, teknik ve materyal açılardan zamanına göre oldukça vizyoner işlerdi. Benim imzamı taşıyan koleksiyonlar size kimi zaman uçuk kaçık görünse de tek yaptığım onun izinden gitmek. Sadece basından değil müşterilerden de çok olumlu geri dönüşler alıyoruz, o yüzden çok mutluyuz. Nadiren de olsa çok özel müşterilerimizle buluşup parçaları sunma şansımız oluyor; Carte Blanche koleksiyonlarımıza özel ilgi duyanlar, özgün ve eşsiz tasarım arayışında olan, farklı profildeki mücevher koleksiyonerleri. Bana yaratma konusunda büyük bir özgürlük sağlandı, özellikle CEO’muz Hélène Poulit-Duquesne bu konuda çok açık görüşlü ve ben hiçbir zaman farklı veya görülmemiş işleri yapmak için mücadele vermek zorunda kalmıyorum. Bu işte kendimi yalnız hissetmiyorum, gerçek bir ekip ruhu ve çabasıyla çalışıyoruz.
Bu tip alışılmadık teknikleri geliştirmekten Boucheron’da kimler sorumlu?
Atölyelerdeki zanaatkarlarımız dışında bir de inovasyon ekibimiz var. Yeni materyal ve tekniklerle çalışabilmemizin yollarını arayan az sayıdaki uzmanın yer aldığı özel bir ekip bu. Tabii ihtiyaç duysaydık dışarıdan bir yardım arayışına girebilirdik ama bu koleksiyon için gerekmedi ve kendi içimizde bu ekibin katkısıyla yenilikçi çözümlere ulaştık.
High Jewellery koleksiyonları en nadide ve değerli taşları barındırdığı için tasarımlar çoğu zaman taşların etrafında şekillenir. Bu koleksiyondaki gibi farklı malzemeler olduğunda süreç nasıl ilerliyor?
Geleneksel yöntemin tam zıttı yönde ilerliyor. Önce fikirle başlıyoruz; bitmiş parçanın etkisini düşünüp çizimleri yapıyoruz ve en son malzeme ile yöntemler üzerine eğiliyoruz. Carte Blanche koleksiyonları için bu, sınırsız yaratıcılık demek oluyor. Şöyle düşünün; taş elinizdeyse bu harika bir şey, ama sonuçta size bir çerçeve verilmiş oluyor, o taş etrafında mücevher şekilleniyor. Diğer türlüsü ise inovasyon ekibimizin alışılmadık şeylerin peşine düşmesi ve beraber bir maceraya çıkmamız demek oluyor.
Kum, volkan, yaprak gibi temalar Ailleurs koleksiyonunda yer alırken neden su veya denize odaklı bir seri yok?
Bu bilinçli bir karardı çünkü gelecekte su dünyasına dair özel bir Boucheron koleksiyonuyla karşılaşacaksınız!
Yılın diğer High Jewellery koleksiyonu için Boucheron arşivinden bir öğeyi ele alıyorsunuz. Tarihi günümüze taşımak nasıl bir deneyim?
Temmuz ayında sunduğumuz Carte Blanche koleksiyonları kafamda bir yerde doğan fikirlerden yola çıkarken, bahsettiğiniz Ocak ayındaki Histoires de Style ana başlıklı yüksek mücevher koleksiyonları için Boucheron tarihinden bir dönem, bir parça, bir referanstan yola çıkıyorum. Kimileri Carte Blanche’ı hazırlamanın daha zor olduğunu düşünüyor oysaki sonsuz özgürlüğe sahibim. Histoires de Style ise tarihten bir referansı konu alıyor ve ben her ne kadar onunla yeni bir hikaye anlatmak istesem de sınırlarım çizili oluyor, hazırlık sürecinde tekrar tekrar düşünmek gerekiyor. Gözümde büyüttüğüm zamanlar kendimi sakinleştirip sadece günümüze odaklanmam gerektiğini kendime hatırlatıyorum. Her iki koleksiyon da çok farklı yaklaşımlar gerektiriyor. Kendimi bu işle uğraştığım için çok şanslı hissediyorum.
Fotoğraf çekimleri ve sunumda erkeklere de yer veriyorsunuz, gerçekte bunun karşılığını gözlemliyor musunuz?
İlk başlarda yaratıcılık açısından gözlerimizi açmak amacıyla erkekleri de düşünmeye başladık. Kadınlar etrafında düşünmeye alışmıştık ve belki de bundan birkaç yıl önce bu koleksiyondaki Wolf yüzük veya Octopus küpe gibi tasarımlarla hiç karşılaşmayacaktınız. Ve bu iki tasarım da bir erkek müşteri tarafından satın alındı bile! Kreatif ekip ve benim aklımda canlanmışken işte; gerçeğe dönüştü!
Geçtiğimiz Cannes Film Festivali’nde bir erkek oyuncu devasa bir Boucheron küpeyle kırmızı halıda yürümüştü; bu tip etkinliklerde kimin Boucheron elçisi olacağı kararına siz de dâhil oluyor musunuz?
Pek değil. Örneğin bu yılki Cannes Film Festivali’ne giderken Octopus küpeyi de götürmüştük ve benim daha çok estetik kaygılarım vardı, ilk defa takıp görüntülenecek kişinin çok uzun saçlı olmaması gibi... Ünlü veya değil, gerçek insanları bu parçaları takarken görmek benim için çok etkileyici. Hatırlarsanız Viola Davis bu yıl Ailleurs koleksiyonundan bir ön gösterim olarak Paradise Flower tasarımla görüntülendi. Canlıydı ve harikaydı!
Şu an biz konuşurken üzerinizde hangi Boucheron parçalar var?
Quatre yüzük ve bileziğim, Serpent Bohème yüzüğüm, iki Jack kolyem...
Bir Reflet hayranı olarak sormalıyım, neden saatiniz bugün kolunuzda değil?
Benim de bir vintage Reflet saatim var ve onu çok seviyorum! Boucheron’a on yıl önce katıldığımda Reflet’yi güncellemeye başlamışlardı ve ben adeta “Hayır, durun!” diyerek müdahil olmuştum; olduğu hâliyle öylesine kusursuz bir tasarım ki! Mümkün olduğunca saygıyla yaklaşarak ona bir dokunuşta bulunduk ekibimle; daha büyük kasalı bir versiyon ya da renkli kayış seçenekleri getirmek gibi... Şekli benim için dokunulmazlığa sahip.
Boucheron’u uluslararası saat fuarlarında da görecek miyiz?
Aslında birkaç yıl öncesine kadar High Jewellery koleksiyonlarımızda daha sık saatlere yer veriyorduk. Biraz ara vermiştik diyelim, hazırlıklar devam ediyor, saatlere geri dönüş yapacağız.