Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
“Az çoktur”un güzelliğinden ilham alan bir marka Dare London. Tutku, rahatlık ve özgürlük dolu bir anlayışla tasarımın büyülü dünyasına bir sevgi mektubu olarak tanımlayabiliriz markayı. Dare London’u, markanın yaratıcısı ve tasarımcı İpek Alp Sever’den dinledik.
“Az çoktur”un güzelliğinden ilham alan bir marka Dare London. Tutku, rahatlık ve özgürlük dolu bir anlayışla tasarımın büyülü dünyasına bir sevgi mektubu olarak tanımlayabiliriz markayı.
Dare London’u, markanın yaratıcısı ve tasarımcı İpek Alp Sever’den dinledik.
Moda ve tasarımla yolculuğunuz nasıl kesişti?
Mooda benim küçüklüğümden beri hep hayatımdaydı. Daha üç dört yaşındayken kendime palto seçer, şapka takmak ister, istemediğim bir şeyi giymemek için kendimi yerlere atarmışım. Hey eğlendiğim, sevdiğim ve zamanımı harcadığım bir alan oldu kıyafetler. ‘Giy-çık’ kızı olmadım hiç. Markete giderken bile eşofmanlarım uyumlu olmalı, çoraplarımı eşofmanıma uydurmalıyım. Yani market kıyafeti seçmek bile zevk verir. Tasarım hayalim, büyüdükçe arttı. Daha çok organizasyon işinde olmak istiyordum ancak anladığım ve sevdiğim işin kıyafetler olduğunu kabul edince profesyonel olarak yapmak için iki sene önce o büyük adımı attım. Pandeminin ilk yılı çalışmalara başladım.
Dare London’un hikayesi nasıl başladı? Kendi markanızı kurmaya nasıl karar verdiniz?
Pandeminin ilk yılı eşimle tanıştım. Uçak seferleri de durduğu için git gelmeli yapamıyordum, bi iki ay Londra’da kalmaya karar vermiştim. O sırada Londra’da yapabileceğimiz en güzel şey yürümek ve şehri tekrar keşfetmekti. Ben de geze geze ne yapabilirim diye düşüne düşüne marka yaratmak istediğime karar verdim. Eşimin büyük desteği oldu bu süreçte. Beni güçlendirdi, yapabileceğime inandırdı. Aileme de fikri anlattım, ikiletmeden ‘Hadi başla’ dedileri. Ve her şey su gibi aktı. Kendi sevdiğimden şeylerden çok, insanların ihtiyaçları ve her zaman dolaplarında görmek isteyecekleri parçalardan yola çıkmak istedim. Jean dünyasına da öyle karar verdim.
Dare London’un ilk koleksiyonunu nasıl tanımlarsınız? Öne çıkan parçalar ve moodu sizden dinlemek isteriz.
Dare London zamansız bir marka. Sezonu olmayan, her zaman rahatlıkla kullanılabilecek parçalar sunuyor. İlk koleksiyonum her zaman duracak ve kendini tekrarlayan bir koleksiyon olacak. Öne parçalarım ise pantolonlar. Kalıpları için ayrı renkleri için ayrı çalıştım. Sonunda çok güzel ve iddialı bir koleksiyon çıktı ortaya. Herkesin ihtiyacı olan şeyleri aradım, buldum, onları kalıplarda buluşturdum ve et voilà! Mood’umuzu yaratmak hiç kolay değildi. Risksiz, rahat ve tamamen içinde kendin olduğun zamansız parçalar. Dare adımızı güçlendirmek adına fotoğraflarımız da cesaretli ve sıra dışı oldu. Daha sonraki koleksiyonlarımda da bunu görebileceğinize inanıyorum.
Markanın “az çoktur”un güzelliğinden ilham aldığını biliyoruz. Bu manifesto veya felsefeyi biraz anlatır mısınız?
Sadeliğin verdiği çokluk duygusu ile hareket etmek istedim. Daha az eşya ama daha fazla zaman, mutluluk ve özgürlük vadediyor. Ben de tasarımlarımda sadelik konfor ve öz olmasını istedim. İnsanların ihtiyaçlarını dikkate aldım. Kalıpları ve renkleriyle dolabınızdan hiç bir zaman modası geçmeyecek zamansız parçalar yaptım.
Dare London ve tasarımlarınızın en sevdiğiniz yönü nedir?
En sevdiğim yönü beni yansıtıyor olması. Markada en zorlandığım şey o oldu ama sonuca baktığım zaman “Bu benim markam” diyebildiğim için sonsuz mutluluk duydum. Tamamen benim çizgilerim ve benim yarattığım dünyam. Ben markama göre çok daha renkli biriyim bunu kabul ediyorum. Hatta mağazaya renk eklemeye kalktığımda beni ekibim durdurdu. Sonraki koleksiyonlarda bunuda yansıtacağım ona emin olabilirsiniz. Onun dışında sanırım en sevdiğim yönü istemedende olsa bu kadar beni yansıtıyor olması. Çok hoşuma gidiyor.
Tasarımlarınızı taşıyanların hangi duygu ve hislerde buluşmasını istersiniz?
Verdiği hissin rahatlık olmasını çok çok isterim. Ayrıca özgüvenli ve tamamen özgür hissetmelerini isterim.Bunları hissettirdiğinizde hepsi ayni duygu ve hissiyati temsil ediyor zaten.
Tasarımlarınızı üzerinde görmek isteyeceğiniz birileri var mıdır?
Özellikle birini söyleyemem ama ancak başka tasarımcıların üzerinde görmek en büyük arzum olabilir.
Dare London’un çalışma ve koleksiyon rutini nasıl olacak?
Dare London senede iki koleksiyon çıkaracak. Markanın adı altında subcollectionlarimiz olacak. Her biri çok parcadan oluşmayan birbirini takip eden özel parcalar. Hepsinden yeni seyler göreceksiniz ve görmeye devam ediceksiniz. Ekimde küçük sürprizlerim olacak, kaçırmayın derim.
Markanızın gelecek hedefleri neler, siz neler hayal ediyorsunuz?
Markamızın hedefi her zaman Londra’ydı. Kurulurken de sonrası içinde. En büyük hayalim markamı Londra’da büyütmek. Orada yaşadım ve özel bir şekilde bağlıyım Londra’ya. Her zaman orada bir yerlere gelme hayali kurardım. Bunu gerçekleştirebileceğimize dair sonsuz bir inancım ve güvenim var.