Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Üretim sürecinden moda endüstrisindeki yerine vegan deriyi inceliyoruz.
Vegan deri artık yalnızca vegan markalara özgü bir malzeme değil, her yerde karşımıza çıkıyor. Peki vegan deri nedir? Bugün bu soruya sadece “hayvan dostu” cevabını vermek mümkün değil. Kimileri onu hayvan derisi yerine sürdürülebilir bir alternatif olarak görse de (bazı durumlarda öyle olabilir), çoğunlukla plastik gibi sentetik malzemelerden üretiliyor. Bu yazıda vegan derinin artılarını ve eksilerini masaya yatırıyor, bunun geçici bir moda mı, çevre dostuymuş gibi görünen bir kampanya dalgasının parçası mı yoksa iklim değişikliğiyle mücadelede etkili bir çözüm mü olduğunu tartışıyoruz.
Pek çok kişi için “vegan deri” konsepti kafa karıştırıcı olsa da aslında oldukça basit bir açıklaması var. Hayvansal deri genellikle büyükbaş hayvanların, örneğin sığırların, derisinden üretilir; ancak domuz, koyun, yılan, at gibi başka hayvanların derilerinden de elde edilebilir. Vegan deri ya da suni deri ise gerçek derinin görünümünü ve dokusunu taklit eder. Bunun için mantar, ananas yaprakları, kaktüs, mantar meşesi ve elma kabukları gibi bitki bazlı materyaller kullanılarak benzer bir doku elde edilir. Bununla birlikte, günümüzde üretilen vegan derinin büyük bir kısmı petrol türevi plastikler olan polivinil klorür (PVC) ve poliüretan (PU) bazlıdır. Yine de deri hayvansal ürünlerden üretilmediği sürece (hayvan derisi olmayan, atılmış karides kabukları gibi materyallerden üretilen bazı biyobazlı alternatifler) vegan kabul edilir.
Moda endüstrisinde, balık derisinden ananas yapraklarına, hatta mantar meşesi derisine kadar pek çok alternatif seçenekte artış görüldü. John Galliano, Prada ve Christian Dior gibi lüks moda markaları, ürünlerinde balık derisi kullanmayı denedi. Bu uygulamanın kökeni ise yüzyıllar öncesine, dünyanın farklı bölgelerindeki yerli topluluklara dayanıyor. Öte yandan Nanushka ve Hugo Boss gibi markalar, tamamen vegan deri alternatifleri kullanmayı tercih ediyor.
Eğer vegan olmaya karar verdiyseniz ya da bitki bazlı bir yaşam tarzını deneyimlemek istiyorsanız, suni deri hayvansal deriye alternatif sunabilir. Gerçek deri oldukça uzun bir süreç sonucunda elde edilir: hayvan derisi yoğun bir şekilde tuzlanır, üzerine kalsiyum oksit eklenir, tabaklanır ve ardından yağlama işlemiyle hem yumuşak hem de dayanıklı hale getirilir. Gerçek deriye aşinaysanız, tabaklama işleminin kazandırdığı o belirgin toprak kokusunu ve derinin kullanıldıkça şekil aldığını fark edebilirsiniz. Deri formaldehitten arseniğe kadar birçok madde ile işlense de en yaygın yöntemler krom ve bitkisel tabaklamadır. Krom tabaklama, hayvan derisini kimyasallarla koruyarak suya ve ısıya karşı daha dayanıklı hale getirir. Ancak bu yöntem, tabaklama sırasında krom atıklarının yakındaki su yollarına karışmasına neden olur. Böylece yalnızca çevreyi kirletmekle kalmaz, tabakhanelerde çalışarak deriyi işleyen insanlar için de zehirli hale gelir.
Öte yandan bitkisel tabaklama, zararlı kimyasallar yerine ağaç kabuğu gibi doğal malzemeler kullanır. Bu yöntem, genel olarak daha güvenli kabul edilir ve çevre üzerindeki etkisi daha azdır. Doğru şekilde bakıldığında, her iki yöntemle üretilmiş gerçek deri de onlarca yıl boyunca dayanıklılığını koruyabilir.
Son yıllarda vegan deri, plastik için ucuz bir alternatif olmaktan çıkarak daha fazlasına dönüştü. Bitki bazlı seçenekler (hızlı moda devleri gibi büyük üreticiler için henüz geniş ölçekte uygulanabilir olmasa da) giderek daha fazla ilgi görmeye başladı. Stella McCartney gibi öncü markalar bu alternatifleri koleksiyonlarına dahil etmeye başladı. Yine de fosil yakıt bazlı vegan derinin kullanımı, özellikle fazla üretim yapan markalar arasında hala yaygın. Bu sonuç, veganlık söz konusu olduğunda aklınıza gelen çevresel kazanç değil. Plastik bazlı vegan deriler genellikle daha kısa ömürlü oluyor ve gerçek deriye kıyasla çok daha hızlı şekilde çöplüklerde veya bağış merkezlerinde son buluyor. Ayrıca plastik bazlı vegan deri ürünler, doğal deri kadar kolay bir şekilde biyolojik olarak parçalanamıyor. Hem geleneksel hem de suni deri üretim süreçleri kimyasal kullanımı barındırıyor olsa da PVC, kirleticiler ve zehirli kimyasallar salabiliyor. PU, PVC’ye göre daha az zararlı olsa da fosil yakıtlardan üretildiği gerçeği değişmiyor. Sonuç olarak, vegan deri arayışında en ideal seçenek doğal lifler olarak görünüyor.
PVC ve PU gibi plastik materyallerden üretilen vegan deriler çevre için hala zararlı. Özellikle de tüketicileri sürekli kıyafet değiştirmeye teşvik eden trend odaklı sistemin bir parçası olduğunda. Eğer vegan yaşam tarzını benimsiyor ve hayvan hakları nedeniyle deriden uzaklaşmayı düşünüyorsanız, biyobazlı seçeneklere yönelmeyi düşünebilirsiniz.
Öte yandan deri, kökeni olan sığır çiftçiliğinin çevresel etkileri düşünüldüğünde yüksek karbon emisyonlarına neden olur.
Elbette bu alışverişi daha sürdürülebilir kılmanın yolları var. Öncelikle, kaliteli ve vintage deri her zaman kazançtır. Eğer yeni bir ürün alıyorsanız, rejeneratif tarım uygulayan ve bitkisel tabaklama yöntemi kullanan markaları tercih etmek iyi bir alternatif olabilir. Elbette ürüne zaman içinde iyi bakmak ve bir gün çöpe atmak yerine bir başkasına vermek önem taşır.
İki tür deriyi de sürdürülebilirlik açısından kat etmesi gereken uzun bir yol bekliyor. Ancak bir sonraki deri alışverişinizde bilinçli bir karar vermek, vegan olsun ya da olmasın, tüm çevresel etkiler göz önünde bulundurulduğunda, sizin elinizde.