Sınırları Zorlayan Bir Tasarımcı: Peng Chen

Çinli tasarımcı Peng Chen, 2015 yılında London School of Fashion’dan mezun olmasının ardından markası Chen Peng tasarımlarını vitrinlerle buluşturdu. Şişme montların ve kabanların ağırlık kazandığı koleksiyonlarında tek beden hakim. Beden eşitliğini savunan Peng, her vücut şekline uyacak şekilde esnek bir giyim serisini modaseverlere sunuyor ve rahatlıktan ödün vermeyen koleksiyonlarını Vogue Türkiye’ye anlattı.

Bize Chen Peng’i kısaca anlatabilir misiniz? Markayı nasıl tanımlarsınız?

Chen Peng, dış giyim konusunda uzmanlaşmış, uniseks bir moda markası. Markanın kurucusu olarak London College of Fashion’da (LCF) okurken hazırladığım bir konsept. “Tek beden” temelinde piyasaya sürüldü. Modada farklı vücut tiplerinin yeterince temsil edilmemesiyle ilgilenirken, formların evrensel güzelliğini araştırıyordum. Tasarımlarım, kişisel özellikleri vurgulayan ikonik şişme ceketlere odaklanıyor ve aynı zamanda farklı bedenlere dost olan tasarımları arıyor. Chen Peng’in kreatif direktörü olarak moda vizyonuma ve sektör hakkındaki düşüncelerime sıkı sıkıya inanıyorum. Pratik ve işlevsel bir giyim serisi üreterek ticari açıdan başarılı, bağımsız bir markayı yönetmeme rağmen, hâlâ etkileyici ve hoşgörülü, son derece yaratıcı fikirlerin peşindeyim. Aynı zamanda modada sürdürülebilirliğin de ateşli bir savunucusuyum.

Marka hangi amaçla yaratıldı?

LCF tarafından Londra Moda Haftası’nda tasarımları sergilenen seçkin öğrencilerden biriydim. Chen Peng 2016 Sonbahar/Kış mezuniyet koleksiyonumun ardından, Ssense’den ilk siparişleri aldım ve markayı kurmak amacıyla açılış törenini gerçekleştirdim.

Hangi becerileriniz sizi diğer markalardan farklı kılıyor?

Chen Peng, şişme kabanlarıyla ünlü ve esas olarak sonbahar ve kış sezonuna odaklanıyor. Ayrıca ilkbahar ve yaz ürünleri de var. Kuştüyü malzemeyi her zaman farklı tarzdaki ürünlerle birleştirip yeni bir yaşam tarzı için olanaklar keşfediyoruz. Büyük hacim, parlak renk ve güçlü görüntü Chen Peng’i daha benzersiz kılıyor. Tek beceri kendini ifade etmektir. Chen Peng trendleri takip etmedi ama her zaman kendini ifade etme konusunda ısrar etti.

Çalışmalarınız Tek Beden olarak tanımlanıyor... Bu konseptin çıkış noktası neydi ve günümüz müşterilerinin moda ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor? Moda dünyası bu konsepte ve geleceğine nasıl bakıyor?

Çin’de porselenin başkenti Jingdezhen’de doğdum. Çocukluğumdan beri sanata hayrandım. İngiltere’deki eğitim sürecim sırasında moda tasarımını öğrenmeye başladım. O zamanlar moda endüstrisinin genelinde vücut şekli konusunda katı gereksinimler vardı. Ben oldukça zayıfım ve en yakın arkadaşımın vücudu oldukça geniş; ikimiz de büyük modaevlerinin çoğunda sevdiğimiz ürünlerin uygun bedenini bulmanın gerçekten zor olduğunu gördük. Böylece bir atılım yaptım ve insan vücudunun yapısını incelemeye başladım. İnsan kas-iskelet sistemindeki yağın dağılımını ifade etmek için kuştüyü malzeme kullandım ve mezuniyet çalışmamı hazırladım. Kuştüyü yüksek derecede kabarıklığa, hafif ve güçlü bir esnekliğe sahiptir. Yağ dağılımını ifade etmek için en mükemmel malzeme. Ayrıca şişme montların porselene çok benzediğini fark ediyorum.

Chen Peng, modada eşitliği (tek beden) öne sürüyor. Aynı kıyafeti giyen farklı vücut tipine sahip kişiler farklı güzellikler sergileyebiliyor. Günümüzde herkes daha kişiselleştirilmiş ifadenin peşinde. Genç nesil giderek daha kapsamlı hale geldi. İnsanlar, ilerlemenin bir işareti olan boyut, cinsiyet, ten rengi vb. nedenleri yavaş yavaş bulanıklaştıracak.

2024 Sonbahar-Kış koleksiyonunuzdan bahseder misiniz? Koleksiyonun teması ve parçalara ne ilham verdi?

Chen Peng 2024 Sonbahar-Kış, tasarımcının içsel duygularına bir bakış. Koleksiyonun tamamı iki farklı renkten oluşuyor: kırmızı ve siyah. Kırmızı tutkunun ve tehlikenin rengidir, siyah ise ciddiyet ve gizemi vurgular. Birbiriyle çatışan iki renk, duygusal dünyamızın karmaşıklığını simgeliyor. Geçen yılki Couture kaz tüyü gece kıyafetleri gardırobunun ardından Chen Peng 2024 Sonbahar-Kış, merhum babam için yaptığım takım elbiselerden ilham alan özel dikim takım elbise konseptini tanıtıyor.

Geleneksel terzilik işçiliğinin kaz tüyü ceket teknikleriyle birleştiği koleksiyonda siyah silindir şapka, akşam yemeği takımı ve Derby ayakkabılardan oluşan bir takım yer alıyor. Öte yandan, tüm elbiselerin cesur siluetleri, Chen Peng’in enfes formlar için yorulmak bilmez arayışının bir parçası. Tamamı, Jingdezhen’in gelişim yıllarını geçirdiği seramik kültüründen ilham alıyor. Prunus vazoları da dahil olmak üzere porselen şekilleri Song, Ming ve Qing hanedanlarının enfes sanat ve zanaat düzeyini temsil ediyor.

Yapay kristallerle süslenmiş her parça, sayısız parlak ve değerli anıları simgeliyor. Modanın doğuşu hayatın kısa hikayeleriyle (doğum, olgunluk, ölüm) iç içe geçiyor. Kırmızı ve siyah çiçek süslemeleri aynı zamanda yaşamın canlılığına ve kırılganlığına bir övgüdür. Chen Peng 2024 Sonbahar-Kış aracılığıyla bir iç gözlem ve hayatın kısacık anlarına saygı gösteriliyor.

2024 Sonbahar/Kış koleksiyonundan en sevdiğiniz parça hangisi ve neden?

Sadece birini seçmek zor. Eğer öyleyse sonuncusunu söyleyebilirim. 2023 Sonbahar-Kış defilesi için beyaz şişme gelinlik tasarlamıştım, dolayısıyla bu koleksiyonu siyah şişme gelinlik ile tamamladım. Bu benimle moda arasındaki evlilik gibi. Harika bir başlangıç yaptık ve unutulmaz bir veda yaşadık. Şimdi yeni bir yolculuğa başlama zamanı.

Müşterilerinizin tasarımlarınızı giydiğinde nasıl hissetmelerini istiyorsunuz?

Umarım tasarım onların kendilerini daha fazla ifade etmelerine yardımcı olur. Herkes giysilerin altındaki hareket ifadesini hissedebilir.

Hangi kelimeler Chen Peng’i en iyi şekilde tanımlıyor?

Chen Peng sonsuz olasılıklarla doludur. Hiçbir zaman kendimi sınırlamam ve her zaman yeni şeyler öğrenmek ve denemek isterim.

Bugüne kadar karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi ve bunları nasıl aştınız?

Benim gibi tasarımcıların çoğu için finansmanın büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum. Sektörün önde gelen markalarıyla harika işbirliklerimiz olduğu için şanslıyız, iş kısmında bana çok yardımcı oldular. Böylece kendimi sanat ve moda kısmına daha çok adayabilirim. “Sanat” ruhtur, “ticaret” bedendir. Ruhun taşıyıcı olarak bedene, iş modelinin araç, içeriği aktaracak sanata ihtiyacı vardır. “Sanat” ile “ürün” arasındaki en büyük fark, yaratıcının izleyicinin yüreğini ne kadar anlamak istediğidir. Chen Peng her üç ayda bir düşüncelerimizi aktarmak için belirli sayıda kavramsal çalışmayı sürdürecek ve aynı zamanda bazı kolay anlaşılır işbirlikleri yoluyla yaygınlaşacaktır. Örneğin: konseptimizi vurgulamak ve öne çıkarmak için sınır ötesi işbirliği, sergi vb.

Mevcut Asya moda pazarı hakkındaki fikriniz nedir?

Avrupa’dan farklı. Asya büyüktür, iklimler çok farklıdır. Asyalı müşterilerin yaşam tarzı da dünyanın geri kalanından oldukça farklı. Güçlü bir e-ticaretimiz ve lojistiğimiz var. Yani her şey çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Nüfus çok büyük olduğundan her türlü moda için her zaman bir pazar vardır. İnsanlar farklı kültürleri kabul eder ve karakterin ifadesine para harcar.

Sizce tüm zamanların en şık gardırobuna kim sahip?

Maison Margiela, Alaia, Dior, Chanel ve benzeri pek çok tasarımcı var. Güçlü izlenim bıraktığı için ilk vereceğim isim Alexander McQueen’dir; çalışmaları bende enerji ve drama dolu hissettiriyor. Tasarımlarını gördüğünüzde bunun sadece bir kıyafet değil, bir sanat eseri olduğunu düşünüyorsunuz. Her eser tam bir duyguyu ifade ediyor. Londra’da okurken üç kez V&A’nın sergisine gittim ve her seferinde heyecandan gözyaşlarına boğuldum.

Peng Chen Chen Peng