Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Sürdürülebilirliğe kucak açan tasarımcılar arasında yer alan Tuba Ergin’le hem bu konudaki atılımlarını hem de 2022-23 Sonbahar/Kış koleksiyonu hakkında konuştuk.
Tasarımcı Tuba Ergin
Doğa başta olmak üzere pek çok detaydan ilham alan Tuba Ergin, söz konusu çevreye duyduğu saygı olduğunda sürdürülebilir teknolojileri devreye sokuyor. Eko-sürdürülebilir modanın temsilcilerinden biri olan tasarımcı, kendi adını taşıyan markasında iddialı ve doğaya duyarlı parçalara yer verirken, hem yarattığı DNA’yı hem de yeni sezon koleksiyon detaylarını kendisinden öğreniyoruz.
Bir koleksiyona hayat vermeden önce dikkate aldığınız kriterler neler oluyor?
Koleksiyon hazırlığına girmeden önce muhakkak trend raporlarını, global moda haftalarında yer alan defileleri ve koleksiyon çıkışımla alakalı ön araştırmalarımı yaparım. Koleksiyon için ilham aldığım konu hakkında derinleşmek için araştırır okur, konu ile alakalı ne kadar materyal bulursam incelerim.
Her Tuba Ergin tasarımında görebileceğimiz ve sizi yansıtan ortak bir detay var mı?
Tasarımlarımda asimetri çok sevdiğim bir detay. Her koleksiyonda bulabileceğiniz, beni yansıttığına inandığım bir nokta bu.
Size gezip gördüğünüz yerler mi yoksa yaşadıklarınız mı ilham verir?
Her ikisi de ve dahası… Doğa sonsuz bir ilham kaynağı ve bu nedenle seyahatlerimi daha çok doğa güzelliği ve farklılığını içeren rotalara çeviririm. Özellikle jeolojik dokular, kaya formasyonları, bitki çeşitliliği ve genel olarak denizden çok etkileniyorum.
Canlı renk ve desenlere koleksiyonlarınızda yer verirken, aşırıya kaçmayan formülünüzü nasıl yaratıyorsunuz?
Normalde desen odaklı bir tasarım dilim yok. Daha çok leke ya da kırık ve deforme olmuş desenler bana daha modern ve zamansız geliyor. Ancak pandemi döneminden bu yana büyük bir değişim yasadım. Sıkıntılı ve kısıtlı bir dönemin ardından renk ve desen konusunda kendimi hiç kısıtlamıyorum. Daha maksimal ve mutlu tasarımlar ortaya koymaya başladım. Moda tasarımı sosyolojik bir olgu, insana dair her şeyden etkileniyoruz. Pandeminin tüm dünya genelinde insanların psikolojisinde açtığı yaralar hala sarılmaya çalışılıyor. Ben de bir tasarımcı olarak gardıroplara renk ve desenlerle dopamin yüklemeye gayret ediyorum.
Tasarımlarınızla yakaladığınız başarının sırrı ne olabilir sizce?
İşimi gerçekten büyük bir sevgi ve tutku ile yapıyorum. Disiplinli ve yoğun bir çalışma hayatım var. Çok seyahat ediyor ve pazar araştırması da sıkça yapıyorum. Dünyada nereden gelip nereye yerleşebileceğinizi doğru analiz etmeniz ve tercih sebebi olmak için farkınızı ortaya koymanız gerekli.
Hazırladığınız koleksiyonların yanında kişiye özel hizmetler de sunuyorsunuz. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Kendi hazır giyim koleksiyonlarımızın yanı sıra gerek mevcut koleksiyonlar üzerinden gerekse müşterinin özel isteklerine yönelik tasarım hizmeti sunuyoruz. İlk görüşmede öncelikle müşterinin tercihleri, vücut yapısına gidecek siluet önerileri ve renk seçimleri gibi konular üzerine konuşup, sonrasında ona özel illustrasyonlar hazırlıyoruz. Beğenilen tasarım üzerinden kumaş tercihleri ve işleme detaylarını onaylatıp, ölçüye özel hazırlanan provalara geçiyoruz. Onaylanan prova sonrası da tasarımı hayata geçiriyoruz.
Sürdürülebilirlik yarattığınız dünyanın tam olarak neresinde yer alıyor?
Sürdürülebilirlik 2010 yılından beri inandığım, uyguladığım ve markamın DNA’sında yer alan bir kavram. Bu konuda gerek malzeme seçimleri, gerek üretim metotları olsun birçok sağlıklı seçim yapmaya özen gösteriyoruz. Cupro, keten, viskon, organik koton, el tezgahı dokumaları, bitkisel boyalar koleksiyonlarımızın vazgeçilmezleri arasında. Eğer sentetik kullanmak zorunda kalırsak da dönüştürülmüş olmasına dikkat ediyoruz. Aynı zamanda az stoklu ve daha çok sipariş üzerine üretim, kumaş firelerinden küçük parça ürün üretimi de uyguladığımız bazı sürdürülebilir yöntemler arasında yer alıyor. İleri dönüşüm yapılmış atıklar da 2010 yılından beri üzerine çalıştığım bir konu. Elektronik atıklar ve endüstriyel atıklardan dönüştürerek aksesuarlar tasarlamak da ayrı bir keyif veriyor.
Peki, doğaya saygılı tutumunuz hangi aşamada başlıyor ve nereye kadar uzanıyor?
Koleksiyonlarımın yüzde yüzünü sürdürülebilirlik çerçevesinde her zaman tutamayabiliyorum ancak yaptığımız her tercih önemli. Herkesin yapabildiği boyutta aldığı kararlarla, doğaya faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Geçtiğimiz kış sezonunda ışıltılar, kadife dokular ve deri parçalar hakimiyet kurmuştu. Önümüzdeki sezon için neler planlıyorsunuz?
2022-23 Sonbahar/Kış sezonunda yine kadifeler, ışıltılı kumaşlar, cupro ipek şifon ve kreplerden oluşan elbiselere yer verdik. Oversize ceketler güçlü omuzlarla, vücudu saran drapeli, dekolte siluetler yine kadın/erkek dengesini harmanlayarak koruyor. Ayrıca koleksiyonda geniş bir renk paleti ve doğa motifleri içine dahil edilmiş hayvan ve şal desenleri kullandık. Renkli ve keyifli bir sezon bizi bekliyor.