Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Şansım Adalı, Sudi Etuz markasıyla her sezon başka bir hikaye anlatıyor bizlere. Bu sene ise rotayı Anavarza’ya çeviriyor. Üstelik buranın güçlü tarihini dijital unsurlarla perçinleyerek yeni dünyaya uyum sağlıyor.
Street-couture ruhunu markasının DNA’larından biri haline getiren Sudi Etuz’un kurucusu Şansım Adalı, söz konusu dijital dünyayı moda dünyasına entegre etmek olduğunda da girişimci ve yenilikçi duruşuyla öne çıkıyor. Bu sentezin nasıl bir formülü var ve yeni koleksiyonunda kendine hangi formda yer buluyor? İşte bu soruların cevabı, kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajın devamında...
Şansım Adalı
Tasarımcıların bir noktada kalıpları kırması ve yeni dünyaların kapılarını aralamaları beklenir. İş böyle bir çizgi yaratmaya geldiğinde Sudi Etuz nerede duruyor?
Bence bu beklenti koleksiyon anlamında değil, yeni dünyaya adapte olmak anlamında oluşuyor. Her sezon kullandığınız materyaller vs. elbette değişiyor, gelişiyor ama her markanın ve tasarımcının bir çizgisi, imzası oluyor. Ben kendi adıma NFT, dijitalleşme, sürdürülebilirlik noktalarında kalıpları kırmayı ve yeni dünyaya adapte olmayı isterim. Bunun için dijital karakterlerin dünyasına girdik mesela. Gelecek zamanlarda hepimizin avatar karakterlerinin günlük işleri yönetebileceğinden bahsediliyor. Bu müthiş ilhamla ilk dijital insanımız Sui-D’yi lanse ettik. Ardından başarılı bir astrolog olarak kullanıcılarıyla buluşmasına tanık ettik. Şu an karakterimizin mobil uygulamasını sonuçlandırdığımız bu dönemde dijital insanların sosyal hayattaki temsilcilerinden biri olmak, marka olarak en gurur duyduğumuz özelliklerimizden biri. NFT iş birliğimiz ve mobil uygulamamız teknoloji ve moda severlerle buluşsun diye de çalışıyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilirlik konusunda da çok ciddi adımlar atıyoruz. Kullanılan kumaşlarımızın denim ve koton özellikli olanları tamamen geri dönüştürülmüş ve sürdürülebilir olarak tedarik ediliyor. Tüm bu noktalarda Sudi Etuz tasarımda soru arayan, çağa ayak uyduran ve geleceği öngören bir noktada durmaya çalışarak üretimlerini gerçekleştiriyor.
Sudi Etuz’u bulunduğu noktaya getiren detaylar neler oldu sizce?
Her koleksiyonda inovasyonu ve tasarım gelişimini farklı disiplinlerle buluşturmayı araştırdık. Her işin hikayesinde görsel etkiyi tasarımın konforu ve yansımasıyla nasıl daha da iyileştirebiliriz diye sorduk kendimize ve her iş bir öncekinin daha büyüğü hedefiyle doğdu. Tasarım ve moda sonsuz bir yolculuk ve bu yol öyle bir süreci kapsıyor ki başlangıcından itibaren ne ortası ne sonu tahayyül edilebiliyor.
Koleksiyonlarınızda mutlaka her sezon yer verdiğiniz, sizin için özel bir anlama sahip nüanslar var mı?
Transparan ve renkli tüller... Bizim neredeyse her koleksiyonumuzda mutlaka var ve markanın imzası haline geldi. Koleksiyonlarımızdaki tüm görünümler ayrı ayrı farklı yorumları yansıtıyor ama bütünde markamın sahiplendiği street-couture düşüncesine sahip çıkıyor. Sürdürülebilir kumaştan yapılan takımların yanı sıra doğaya zararsız üretimlerine yeni başlanan ve yakında tedariğini gerçekleştireceğimiz tüllerden dev ve kabarık elbiseler hep vazgeçilmezlerden. Beden formunu çok güçlü gösteren ya da sahip olunan gücü yansıtan dokular üzerinde yoğunlaşıyoruz.
Koleksiyonlarınız kadar onları tanıttığınız lokasyonlar da öne çıkıyor. Bu seçimi neleri göz önünde bulundurarak yapıyorsunuz?
Çiçek Pasajı, Unkapanı Plakçılar Çarşısı, Şarkhan’ın ardından Anavarza ile taçlanan sunumlarımızda lokali globalde kreatif şekilde tanıtmak, moda performanslarımın ve markamın odak noktasında olmuştur hep. Her koleksiyonun bir senaryosu, bir öyküsü olmasına inanırım. Bu fikir ve ilhamlar, koleksiyonun nasıl görüntülendiği ve mekan seçimi, kumaş, kalıp, renk kadar önemli bir konu benim için. Lokalin gizli kalmış yerlerini, miraslarını tanıtmanın bizler gibi kreatif ve görsel iş üreten herkesin hayatında olması gerektiğine inanıyorum.
2022 İlkbahar/Yaz koleksiyonunuzun arkasında da güçlü bir hikaye var. Bunun çıkış noktasından bahsedebilir misiniz?
Anavarza, Adana Çukurova’nın yakın geçmişteki arkeolojik keşiflerinin dünyaya çok önemli bir mirası. Arkeolog arkadaşlarımdan bu mirasın keşif çalışmalarının ilerlediğini duyduğum anda müthiş bir heyecanla tarihini araştırmaya başladım. Bir Adanalı olarak, bu dokuyu kendi çalışmalarımla buluşturup en çağdaş tanıtımını gerçekleştirmek yeni koleksiyonumun hedefi oldu.
Eskilere dayanan hikayesini günümüz dünyasıyla nasıl harmanladınız?
Hikâyemiz, efsanenin geçtiği Anavarza Kalesi’ni günümüz Adana’sında görerek, geçmişle bugün, gerçekle simülasyon arasında bir panorama sunuyor. Arka plandaki tarihsel mekanlar ve Adana urban hayatına göndermelerle bir tür füzyon yaratılan filmin hikâyesinde, aşk ile çatışma unsurları epik bir formda işleniyor. Koleksiyon filmimizde geçtiğimiz sezonun devamı olarak insan modelimizin avatar halini filmimize entegre ettik. Filmimiz bir bilgisayar oyunu içerisinde geçiyor, gerçekle sanalın buluşmasını, yaptığımız her işte yansıtmak en büyük hedeflerimizden.
Sudi Etuz’u yansıtan hangi elementler kendine yer buluyor bu koleksiyonda?
Minimal formlara eşlik eden daire formunda şeffaf aksesuarlar, rafine renkler, alternatif bağlanan 35 parça, beyaz, siyah dengesinde pastel tonlarda mavi, sarı ve bejler sezonun sıcaklığını ve konforunu hedefliyor.
Peki, hangi parçalar ön planda?
Koleksiyonumuzu günden geceye dilenen şekilde kullanılmaya uygun, çoklu parçalarla tasarladık. Dev paçalı denim pantolonlar sokak modasının en genç ruhunu yorumlarken, üzerine eklenen transparan tül üstler şık bir gece davetinde konforlu bir şekilde giyilebilir. Kırmızı halıdan mezuniyet gecelerine yaşsız eğlenceli şıklığı hedefleyen rengarenk tüller, şeffaf aksesuarlar gelecek sezonun sevilen parçaları arasında.
Bu koleksiyonun hazırlık sürecinde sizi en çok zorlayan ne oldu?
Pandemik şartların getirdiği organizasyon güçlüğü... Zaman ve kalabalık grup koordinasyonu dışında bu koleksiyon en hızla ilerlediğimiz, başından sonunu görebildiğimiz bir seçkiydi aslında.
Moda haftalarının geleceğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Elbette fiziksel bir şekilde gerçekleştirilen koleksiyon tanıtımları son derece heyecan verici. Ancak dijitalleşen dünyada aynı etkiyi yaratmanın başka yolları var mı size göre?
Dijital dönüşüm, pandemiyle birlikte maksimize olan ve bundan sonra geri dönüşü olmayan bir süreç. Koleksiyonun hangi senaryoda, nasıl bir prodüksiyonda sunulacağı, kumaş, kalıp, renk kadar önemli bir konu haline geldi. Son iki sezonla birlikte film prodüksiyonlarına harcanan emek neredeyse fiziksel şovlarla birebir. İki formatta da koleksiyonların etkisini en yüksek şekilde karşı tarafa iletme hedefiyle çalışıyoruz. Geçmiş ve gelecek birlikte zihnimde canlanıyor, birbirinden ayıramıyorum. Ancak fiziksel şovlarda tüm insanların enerjisini hissetmek çok başka ve çok özlediğim bir duygu diyebilirim. Dijitalde en yüksek etkiyi yüzde 100 realistik üç boyutlu kıyafetler ve sanal insanlarla yaratmak mümkün. Bu sebeple koleksiyondaki her tasarımı önce 3D Garment olarak çalıştık, ardından fiziksel numuneleri ürettik.
Bu zamana kadar yaptığınız çok başarılı işbirlikleri oldu. Başka bir markayla bir araya gelme noktasında sizi en çok ne heyecanlandırır?
Beni en çok, daha fazla kişiye nasıl daha etkili ve yaratıcı şekilde ulaşabilirim fikri heyecanlandırır. İş birliklerinde de iki markanın her anlamda fikirlerini, yaratıcılıklarını ve güçlerini birleştirmesi... Sudi Etuz markası ve tasarımlarıyla belirli bir kesime hitap ederken, iş birlikleri sonucu çıkan tasarımlarla daha çok kişiye ulaşma ve hikayemi paylaşma fikri bende çok heyecan yaratan süreçlerden.
İlerleyen dönemlerde de yine böyle işbirliklerine imza atma planlarınız var mı?
Her zaman var. Yakın dönemde de çok severek ürettiğimiz perakende iş birliğimiz ve dijital kıyafet koleksiyonumuz alıcılarla buluşacak.