Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Bilinçli alışveriş tercihlerinizle dünyayı değiştirebileceğinizin farkında mısınız? Sandra Capponi ile kurucularından biri olduğu ve yüz binlerce kişi tarafından kullanılan platformu Good On You ve modanın sürdürülebilirlik sınavı üzerine konuştuk.
Sandra Capponi, moda dünyasının önde gelen sürdürülebilirlik değerlendirme platformlarından Good On You’nun kurucularından biri. 2015 yılında, kurumsal hayattaki konforlu işini ve unvanlarını bırakıp bu yolculuğa atılmasıysa, basit bir gençlik hayali değil. Capponi, tıpkı Gandhi’nin ünlü sözünde de dediği gibi; dünyada görmek istediği değişimi kendisi yaratanlardan. Good On You, içinde üç bini aşkın markanın sürdürülebilirlik incelemesini bulabileceğiniz bir uygulama. Basit bir arama motoru şeklinde çalışıyor; bizleri ilgilendiğimiz markaların mutfağına sokuyor ve gerisini sağduyumuza bırakıyor. Capponi, artık direksiyonun bizlerde olduğunu her fırsatta hatırlatıyor. İyi haber; markalar da bunun farkında.
Good On You’nun hikayesini dinleyebilir miyiz?
Bu platformu yarattık; çünkü gittikçe daha fazla insanın, özellikle de moda alanında, sürdürülebilir tercihlere yöneldiğini fark ettik. Buna kendim de dahilim. Modayı her zaman sevmişimdir; ancak sektörün tekstil çalışanları ve çevre üzerindeki olumsuz etkileriyle ilgili bir uyanış yaşadım. Bunu büyük bir kaygı dönemi takip etti. Birçok insanın da benim gibi hissettiğini biliyordum. Sonrasındaysa, beni bu kadar etkileyen ve endişelendiren konuda bir şeyler yapmaya karar verdim. Kurumsal bir geçmişten geliyorum. Tedarik zincirinde görev yaptım ve o tarafta neler yaşandığına ilk elden tanık oldum. Büyük çevresel bedeller ödemeden de iyi bir şeyler yaratabileceğimizi anladım. Daha da önemlisi, tüketicilerin bu sistem içinde tahmin ettiklerinden çok daha kritik bir rolü olduğuna ikna oldum. Seçimleriyle işletmeleri daha sürdürülebilir ve adil olmaya teşvik etmek gibi... Ardından, 2015 yılında, uzun yıllardır tüketici uzmanlığı yapan ve Good On You konseptini geliştirmekte olan kurucu ortağım Gordon Renouf ile tanıştık. Sürdürülebilir modayı dünyanın her yerinden milyonlarca insan için erişilebilir hâle getirmek istedik ve güçlerimizi birleştirdik.
Sürdürülebilirlik kavramı bazen kafa karıştırıcı olabiliyor. Birçok farklı tanımla karşı karşıyayız. Yeni başlayanlar için nasıl açıklarsınız?
Katılıyorum, gerçekten kafa karıştırıcı olabiliyor; ancak bir yandan da herkesin öncelikleri farklı. Bu nedenle, değişik tanımların çıkması oldukça normal. Genel olarak sürdürülebilirlik; bugün geleceği düşünerek hareket etmek anlamına geliyor. Moda sektörü özelindeyse; giysiler tasarlanırken, üretilirken ve giyilirken gezegenin ve insanların geleceğini korumakla ilgili diyebiliriz. Atık ve çevresel etkilerin azaltılması için kaynak kullanımının dikkatli bir şekilde yönetilmesi, hayvan haklarının korunması, tedarik zinciri boyunca çalışanların güvenliğinin sağlanması ve adil muamele görmeleri de sürdürülebilirlik denkleminin en önemli parçalarından.
Bize uygulamanın nasıl çalıştığını ve markaları nasıl değerlendirdiğinizi biraz anlatır mısınız?
Good On You markaların, insanlar, gezegenimiz ve hayvanlar üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Bu üç temel faktörün tüketiciler için de çok kritik olduğunu biliyoruz. Biraz daha detay vermek gerekirse; derecelendirme sistemimiz, yüzden fazla sürdürülebilirlik konusunu dikkate alıyor ve markaları bu parametrelere göre birden beşe kadar basit bir puanlamayla sıralıyor. Tüketiciler, binlerce markayı aramak, sürdürülebilirlik derecelerini öğrenmek veya daha iyi alternatifler bulabilmek için mobil uygulamamızı ve internet sitemizi kullanıyorlar. Bu arada, yalnızca son müşteriler değil; markalar ve perakendeciler de Good On You kullanıyor. Sürdürülebilirliklerini geliştirmek ve müşterileriyle önemsedikleri konularda iletişim kurmak için bizimle birlikte çalışıyor ve Good On You puanlamalarını esas alıyorlar.
Kullanıcılardan ne tür geri bildirimler alıyorsunuz? Uygulama interaktif bir alışveriş uygulaması mı, yoksa yalnızca bilgi kaynağı olarak mı kullanılıyor?
Kullanıcılarımızdan sık sık Good On You’ya ne kadar değer verdiklerine ve alışveriş şekillerini nasıl değiştirdiklerine yönelik geri dönüşler alıyoruz. Daha bu hafta biri bize yazdı ve Good On You puanlarından memnun olmadıkları için çok tanınmış bir markadaki hesabını iptal ettiklerini söyledi. En sevdikleri markaların sürdürülebilirlik derecelerini kontrol edip hayal kırıklığı yaşayan kullanıcılarımızın çoğu; “iyi” olan ve aynı zamanda da iyi görünen yeni markaları keşfetmek için tekrar tekrar uygulamamızı ziyaret ediyor. Good On You, çıkışını takip eden on gün içinde on binden fazla indirmeye ulaştı. Bu bize, insanlar için gerçek bir sorunu çözdüğümüzü tekrar hatırlattı. Bugünse, artık dünyanın her yerinden, her ay yedi yüz binden fazla kişi tarafından kullanılıyor.
Bu yıl, özellikle pandeminin ardından, insanların sürdürülebilir tercihlere daha da çok yöneldiklerini gözlemledik. Tıklanma ve yüksek puanlı markalara olan ilgi son altı ayda ikiye katlandı. Yani insanlar gerçekten söylemlerinde samimi. Artık daha “iyi” bir gelecek ve buna yatırım yapan markaları istiyor ve destekliyorlar.
Sürdürülebilir bir marka, aynı anda uygun fiyatlı ve görsel olarak çekici olabilir mi?
Kesinlikle! Yaptığımız işin en sevdiğim yanlarından biri de bunu kanıtlamak. Sürdürülebilir seçimler yapmak, fiyat ve estetik gibi alışveriş yaparken önemsediğimiz diğer önemli etkenlerden vazgeçmek anlamına gelmemeli. Sürdürülebilirliğin ve modanın el ele gidebileceğini kanıtlayan, “İyi” (4/5) veya “Harika” (5/5) olarak derecelendirdiğimiz o kadar çok marka var ki... Deri ve kürk kullanmayan Stella McCartney, fairtrade kült sneaker markası Veja ve kullanılmayan kumaşlardan özel parçalar üreten İstanbul merkezli OhSevenDays bunlardan yalnızca birkaçı.
Bunun yanında, sürdürülebilir modanın bazen görece daha pahalı olabildiğini de kabul ediyorum; çünkü gerçekte bir giysinin yaratılması için tasarım ve malzeme tedariğinden, üretim ve dağıtıma kadar birçok kaynak ve emek harcanıyor. Burada kendimize hatırlatmamız gereken soru; “eğer bir ürün gerçekten çok ucuzsa, bedelini kim ödüyor?” Yine de, çok da taviz vermemiz gerekmeden, çevresel maliyetleri minimumda ve uygun fiyat alternatifleri sunan birçok marka var. Vintage ve ikinci el de hem bütçemiz, hem de çevre için oldukça mantıklı ve sürdürülebilir yöntemler.
Alışveriş tercihlerimizin markalar için bir güvenoyu olduğu fikrine katılıyor musunuz? Gerçekten bu kadar etkili miyiz?
Good On You’yu başlattık; çünkü eylemlerimizin büyük bir güce sahip olduğuna inanıyoruz. Her gün yaptığımız alışveriş seçimleri çevre üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Farkında olmasak da sektöre neyin gerçekten önemli olduğu konusunda önemli bir sinyal gönderiyoruz. Daha az satın almak ve daha sürdürülebilir markaları tercih etmek küçük adımlar gibi görünebilir; ancak herkes bunu yaparsa büyük bir devrime dönüşür. Hepimiz önemsediğimiz değerlere dayanarak bilinçli seçimler yaptığımızda, markaların yanıt vermekten başka seçeneği kalmayacak. Aksi takdirde pazar paylarını kaybedeceklerini görecekler. Özetle; evet, tüketiciler olarak sandığımızdan çok daha kritik bir rolümüz var. Daha sürdürülebilir bir gelecek hepimizin elinde.
Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Daha fazla markayı değerlendirebilmek, platformumuzu büyütmek istiyoruz. Önümüzdeki yıl, on bin markaya ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece milyonlarca kişinin daha bilinçli alışveriş yapmasına yardımcı olabileceğimizi umuyorum. Bu da, daha fazla markanın yanıt vermesi ve artık oyuna girmek zorunda kalmaları anlamına geliyor. Birlikte moda endüstrisini daha iyiye götürebiliriz.