Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Berlin merkezli arşivci Michael Kardamakis, 1990'ların kült tasarımcısına olan sevgisini ve endüstrinin bu moda tarihinden neler öğrenebileceğini anlatıyor.
Dünyanın en büyük Helmut Lang koleksiyonuna sahip moda arşivi ENDYMA'nın kurucusu Michael Kardamakis, “Yaptıklarımızın özgünlüğü, ilgilendiğim tek gerçek şey.” diyor. Arşiv, 1990'lar ve 2000'ler boyunca çeşitli tasarımcıların öğelerine odaklanıyor, ancak temel taşı kült Avusturyalı tasarımcı oluyor ve Kardamakis'in tam olarak bununla alakalı 1.650 parçası var. Kardamakis, her ayrıntının çok önemli olduğunu da ekliyor.
Çevrimiçi bir satıcı olarak yola çıkan Kardamakis, kapsamlı koleksiyonunu bugünkü haline getirdi. Yani moda tarihinin nadir parçalarını saklamak için bir yer ve çağdaş markalar için önemli bir kaynak… 28 yaşındaki Michael Kardamakis, “İkonik tasarımlar, harika yeni ürünler için bir temel olarak kullanılabilir.” diyor. “Artık ağırlıklı olarak bir danışmanlık şirketi olarak çalışıyoruz, moda evlerine yeni işler yaratmaları için hammadde sağlıyoruz.”
Yunanca 'giysi' anlamına gelen ENDYMA, Kardamakis 2020'de Berlin'e taşınmadan önce memleketi Atina'da kuruldu. Almanya'nın başkentindeki Reference Festival (21-23 Ocak) sırasında, en önemli Helmut Lang parçalarından bazıları Reference Studios showroom'unda sergilendi. Arşiv aynı zamanda Raf Simons, Miu Miu erkek giyim, Rick Owens ve Burberry Prorsum da dahil olmak üzere eşit derecede etkili diğer markalar konusunda uzmanlaşmış durumda.
Burada ise Kardamakis, Helmut Lang'e olan sevgisini, kıyafetlerinize dikkat etmenin önemini ve moda sisteminin neden yeniden başlatılması gerektiğini tartışıyor.
Modaya, Norwich'teki East Anglia Üniversitesi'nde sanat tarihi okurken başladım ve her zaman çağdaş modayı diplomama entegre etmeye çalışıyordum. Kot pantolonlar üzerine denemeler yazdım ve tezim Ann Demeulemeester'ın ceketlerini nasıl kestiğiyle ilgiliydi.
Diplomamı almaya çalıştığım dönemde bir satıcı olarak çalışıyordum ve burada ilerledikçe işçilik ve detaylar hakkında bilgi ediniyordum. Helmut Lang'a 2011'de kimsenin 1990'ların minimalizmini umursamadığı zamanlarda ilgi duymaya başladım. Mezun olup web sitemi kurduktan birkaç yıl sonra, büyük bir moda evinden bir tasarımcıyla randevum vardı ve kiralama yapıp yapmadığımı sordular. O zamandan beri bu ilgi gerçek bir arşive dönüştü.
Aslında her yere bakıyoruz. Ayrıca, insanlar beni Google'da buluyor, bana e-posta ve doğrudan mesaj gönderiyorlar. Ve şahsen tanıdığım insanlarla iş yapıyoruz.
Belirli koleksiyonları ve nesne gruplarını tamamlamanın yanı sıra daha az bilinen giysiler bulmaya odaklanıyorum. Helmut Lang'ın çalışmalarında ikonik parçaları herkes bilir. Ama bir arşivci olarak benim işim için bu parçalar bir çıkmaz sokak - onlar yeni işler için hammadde olarak kullanılamayacak kadar ünlü ve tanınabilir.
Çalışmaları pek çok yönden garip, çünkü büyük çoğunluğu çok 'tasarlanmış' değil. Arketipsel bir yaklaşımı var. Takım elbiseleri, kare ve klasik orantılara sahip bir takım elbisenin ders kitabı tanımı gibi. Gelenek konusunda takıntılı ama sonra farklı bir renkte yarım kol yapıyor ve heyecan yaratıyor.
2000'lerin anları çok ikonik. Ayrıca her çeşidine kapsamlı bir şekilde hakim olduğum kot ceketleri… Raf Simons'un Calvin Klein projesinin büyük ölçüde temel aldığı erken dönem Helmut Lang Jeans gömleklerine de oldukça düşkünüm.
Şu anda 1999'a kadar olan çalışmalarıyla Dirk Bikkembergs. 2001'den önce Costume National. FICCE gibi süslü örgüler yapan bazı Japon triko markaları da alıyorum. 1980'lerin başından ortalarına kadar da Vintage Burberry.
Açıkçası, tanınabilir bir şey, tasarım tarihinde bir yeri olan bir parça olması açısından iyi bir yatırım. Ayrıca, insanların görmediği yerde yeni bir değer bulmak için kendi önerilerimi geliştiriyorum.
Bir tasarımcının çıktısını ikonik bir şeye dönüştürmek için tutarlılığın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu güç, sabır ve takıntı gerektirir ve bu da uzun bir anlatı oluşturur. Zamanla test edilmiş ve 20 yıl sonra hala havalı olan, parçaları gerçekten meşrulaştırıyor ve benim görüşüme göre onu kült yapan şey de bu.
Bir kere, yüksek moda yeni bir ürüne ulaşma imkanı olmadığında ikinci el satın almak bu dünyaya açılan bir kapı. Günümüzde moda sistemi ise bana göre bozuk ve fiyatları çok yüksek. O kadar çok yeni ürün geliyor ki, sanki kontrolden çıkmış gibiyiz.
Keşke moda evleri her sezon farklı bir yaklaşımla her şeyi herkes için yapmaya çalışmak yerine, ürettiklerinin üçte birini yapsalar ve ifadelerine daha fazla yatırım yapsalar. Trendlerle ilgili bu takıntı bence anlamsız.