Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
KNTLGY markasının kurucusu Bahar Ceren Arslan ile markanın çıkış noktasından, moda ve teknoloji ilişkisine kadar kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.
Yaratıcı sezgi ile analitik aklın kesiştiği bir yerde; moda ile teknolojiyi, estetikle işlevselliği, veriyle sezgiyi buluşturmanın doğal geldiği, sadece giysi değil, yeni bir sistem ve düşünce biçimi tasarlamaya çalışan biri olarak tanımlayabilirim kendimi. Çünkü bana göre moda artık yalnızca ne giydiğimizle değil, dünyaya nasıl bir iz bıraktığımızla ilgili ve bu iz, kesinlikle geçmişle geleceğin izlerini kodlamakta gizli.
Fotoğraf: Bahar Ceren Arslan
Moda, teknoloji ve sanat bir araya geldiğinde doğabilecek estetiğe dair duyduğum derin merak sonucunda, bu riskli dünyaya adım atma cesaretini göstermeye karar verdim; karşıma çıkan tüm korelasyonların birleşimiyle de KNTLGY ortaya çıktı.
KNTLGY, hayal gücümü somutlaştırma noktasında büyük katkı sağlayan ortağım Tamer'in vizyonu ile şekillendi. Tamer, adeta bir triko ustası olarak, dijital tasarımların fiziksel bir gerçekliğe dönüşmesinde ve sürdürülebilirlik anlayışının işlenmesinde en uygun materyal olarak triko ile ilerlememizi sağladı. Triko üretiminin sunduğu esneklik ve sonsuz tasarım olanakları, markamızın felsefesini inşa ederken bizi “trikoloji” kavramına yönlendirdi. Bu isim, teknolojinin ve geleneksel triko üretiminin buluştuğu noktada, markamızın özünü ve geleceğe dönük yaklaşımını yansıtan bir anlam taşıyor.
Logomuzdaki Türk hat sanatı, geçmişin analog zekasını geleceğin dijital kodlarına entegre eden bir tür zaman algoritması. QR siluete entegre edilmiş her bir hat kıvrımı, sadece estetik değil; kültürel bir veri taşıyıcısı. KNTLGY’yi kurarken şu konu çok belirgindi: Gelecekten bahsederken sürekli uzaya, yapay zekaya, metaya kaçıyoruz ama kendi geçmişimizde zaten devrimsel zihin kodları var. Hat sanatı da bunun örneği. Kusursuzluğu sapmayla, matematiği estetikle birleştirmiş bir gelenek. Logomuza bakınca, “biz nereden geldik” sorusuna optik bir cevap veriyoruz. Çünkü ancak köklerini iyi kodlamış bir gelecek, sürdürülebilir olabilir. Ve belki de en önemlisi şu: Bu logoda biz, geçmişin özünü kabuğundan soyup çıkarıyoruz. Yani kültürel bir enükleasyon yapıyoruz. Görünenin ötesindeki özü alıyor, onu geleceğe aktarıyoruz. Böylece KNTLGY, sadece bir marka değil; zamanlar arası bir bilinç aktarım protokolü haline geliyor.
Dijital dünya ve disiplinler arası karşılaşmalar. Bir uzay aracı mühendisliğindeki aerodinamik çizgiyle, 16. Yüzyıl Osmanlı hat sanatındaki kıvrımın aynı matematiksel koda sahip olması beni büyüler. KNTLGY’nin ilham panosunda bu tür kesişimler var: Türk denizi mavisi tonu ve sismik dalga desenleri, bir laboratuvar tüpündeki biyolojik yapı, dijital dünyaya paralel geçen fraktal görünümler ve benzerleri.. Çünkü moda, yalnızca estetik değil; aynı zamanda veri, zeka ve duygu taşıyan bir yüzey bana göre. Kumaş sadece bir malzeme değil, yaşayan bir organizmadır. O yüzden bir silüeti çizerken vücutla kurduğu diyaloğu, kumaşın akışkanlığıyla olan ilişkisini, hatta hareket ederken çıkardığı sesi bile düşünürüm. İlham panom tam da bu yüzden bir moodboard değil, bir bilinç haritası gibi çalışır. KNTLGY’de sadece tasarlamıyoruz; geçmişle geleceği, bilimi ve sezgiyi birleştiren bir moda zekası inşa ediyoruz.
Bence moda artık sadece dokunulan ya da görülen bir şey değil; hissedilen, dinlenilen, hatta verisiyle konuşan bir deneyim. Biz bu yaklaşımı “fijital” olarak tanımlıyoruz fiziksel ile dijitalin bir araya geldiği, duyularla teknolojinin ortak bir estetik dil oluşturduğu bir dünya. Moda ve teknoloji ilişkisini ise bir tür simbiyoz gibi görüyorum. Teknoloji, tasarımı daha akıllı ve sürdürülebilir kılıyor; moda ise teknolojiyi daha insani ve sezgisel bir düzleme taşıyor. Bir araya geldiklerinde ortaya sadece ürün değil, deneyim çıkıyor. Üretim süreçleri akıllandıkça, alım alışkanlıkları ve tercihlerde tetikleniyor bu da tasarımda özgürlük sağlıyor.
Phygital deneyimler sayesinde bir giysi sadece bedenle değil, zihinle ve ağla da temas kurabiliyor. Kullanıcının hareketi, ortamı, hatta duygusal durumu ile etkileşime girebilen akıllı tekstiller, modayı daha duyarlı ve dinamik hale getiriyor. Samsung ile yaptığımız iş birliği bu olgularla öncelikli bir bağ kurdu yakın zamanda. Bence en büyük potansiyel şu: Moda artık sadece bir sonuç değil, bir süreç haline geliyor. Ve bu süreç, phygital yapı sayesinde hem fiziksel dünyada var oluyor hem de dijitalde evrilebiliyor. KNTLGY olarak biz de bu geçişin estetik kodlarını, teknik altyapısını ve duygusal bağını aynı anda tasarlamaya çalışıyoruz. Gamification da odaklanılması gereken skalalardan biri, genç tasarımcıların odaklanması ve fırsatların üzerine gitmesi gerektiğine inanıyorum.
Koleksiyonlarımızı fiziksel olarak üretmeden önce dijital ortamda tasarlayıp test ediyoruz. Bu hem malzeme israfını neredeyse sıfıra indiriyor hem de doğru ürünü, doğru ihtiyaçla eşleştirmemizi sağlıyor. Prototiplerimizi sanal ortamda oluşturmak, dijital fitting ve modelleme yapmak bize hız kazandırırken çevresel yükü azaltıyor. Üretim planlamasında da artık veriye bakıyoruz. Sezgiyle hareket etmiyoruz; talep tahmini, algoritmik stok yönetimi, dijital pre-order sistemleri gibi araçlarla ‘gerektiği kadar üretme’ modeli ile çalışıyoruz. Bu da hem daha çevreci bir yaklaşım hem de daha akıllı bir iş modeli.
Geleceğe dair en büyük hedefim; akıllı kumaşlardan üretilen koleksiyonlar, kişiselleştirilmiş dijital giyim deneyimleri, sensörle entegre giysiler gibi alanlarda sektöre yön verecek işler ortaya koymak. Giysilerin artık yalnızca giyilmediği; veri topladığı, kullanıcıyı tanıdığı ve onunla birlikte yaş aldığı bir sistemden bahsediyoruz. Ayrıca fiziksel mağaza deneyimini de yeniden tanımlamak istiyoruz. Akıllı aynalar, dijital pasaportlar, AR deneyimleriyle desteklenen phygital mağazalar, ilerleyen dönemde Samsung ile bu deneyimleri çoklayarak hızla devam ettirmeyi hedefliyoruz. KNTLGY bu yeni jenerasyon moda ekosisteminin tasarımcılarından biri fakat en temelde ise şuna inanıyorum: Gelecek, sadece trendleri takip eden değil; trendleri oluşturan ve o trendlerin sosyal etkisini de düşünen markalara ait olacak. KNTLGY de The Store Society de tam olarak bu sorumlulukla hareket eden birer topluluk öncüsü olarak geliştirmeye ve üretmeye devam edecek.