Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Coperni, probiyotik aşılı akıllı kumaşlarıyla moda ve wellness’ı bir araya getirerek, giyilebilir bakımı yeni bir seviyeye taşıyor.
Fransız moda markası Coperni, sınırları zorlayan yenilikleriyle biliniyor. Bugüne kadar sosyal medyada büyük yankı uyandıran yenilikleri arasında, 2023 İlkbahar/Yaz defilesinde Bella Hadid’in üzerine sprey boya püskürtülerek oluşturulan elbise, 2023-24 Sonbahar/Kış koleksiyonundaki, yüzde 99 oranında havadan üretilen Swipe çanta ve robot köpeklerin podyuma çıkması yer alıyor. Coperni’nin her defilesi, teknoloji ile modanın çarpıştığı bir sahneye dönüşüyor. Şimdi ise Coperni, 2026 İlkbahar/Yaz sezonu için yine ezber bozan bir fikirle karşımızda: C+ adlı yeni athleisure (günlük spor giyim) koleksiyonu.
Bu kez odak noktası gösteriş değil, vücut ile kumaş arasındaki görünmez etkileşim. Marka, giyen kişiye aktif cilt bakımı sağlayan, probiyotik aşılı kumaş konseptiyle giyilebilir bakım çağını başlatmayı hedefliyor.
Coperni’nin C+ koleksiyonu, tasarımcılar Arnaud Vaillant ve Sébastien Meyer’in tanımıyla carewear -yani giyenin bedenine bakım yapan, onunla işbirliği içinde çalışan- giysilerden oluşuyor. Koleksiyonda taytlar, vücuda oturan üstler ve tulumlar yer alıyor. Ancak asıl yenilik, bu parçaların içerdiği biyoteknolojik kumaşta yatıyor.
Coperni, bu teknolojiyi geliştirmek için İsviçre merkezli HeiQ adlı biyotekstil şirketiyle işbirliği yaptı. HeiQ, tekstil yüzeylerine probiyotik ve prebiyotik mikroorganizmalar yerleştiren patentli bir teknolojiye sahip. Bu canlı bakteriler, kumaşın liflerine biyobazlı bir kapsül sistemiyle sabitleniyor. Her gram kumaşta yaklaşık 140.000 canlı bakteri bulunuyor.
Giysi vücutla temas ettiğinde, vücut ısısı ve hareket bu mikroorganizmaların yavaş yavaş serbest kalmasını sağlıyor. Probiyotikler, cildin yüzeyine geçerek doğal mikrobiyom dengesini destekliyor; yani cilt bariyerini güçlendiriyor, tahrişi azaltıyor ve kendini yenileme sürecini teşvik ediyor. Coperni’ye göre bu teknoloji, cildi sadece korumakla kalmıyor, aynı zamanda giyim eylemini aktif bir bakım rutini hâline getiriyor.
Coperni’nin C+ koleksiyonu, modanın geleceğini sadece estetikte değil, biyoteknolojinin giyilebilir formlarında arayan bir yaklaşımı temsil ediyor. Bu tür inovasyonlar, Skims’in kolajen iplikli kıyafetlerinden, PH5’in hyalüronik asitli pijamalarına kadar uzanan bir trendin devamı niteliğinde. Öte yandan Coperni bu akımı daha ileri taşıyarak, “mikrobiyom dostu” tekstil anlayışını merkeze yerleştiriyor.