Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Miuccia Prada, hiç beklenmedik bir şekilde kıvrımlı ve romantik bir koleksiyona imza attı.
Miu Miu defilesinde mankenlik yapan Gigi Hadid, 2016-17 Sonbahar/Kış.
Fotoğraf: Indigital
Uluslararası moda haftalarının kapanışını; Elvis'in derin ve sizi kendinizden geçiren sesi, Rachmaninoff'un etkileyici müziği ve feminen bir dinginlik ile Miu Miu yaptı.
Vücut kıvrımlarını ortaya çıkaran ve ayak bileklerine kadar uzanan kıyafetler en beklenmedik isimden geldi: Miuccia Prada.
Fotoğraf: Indigital
1990'larda kasten "çirkin" tasarımlar yapan ve bu tarzıyla modanın yönünü değiştiren İtalyan tasarımcı, "Birçok farklı açıdan güzellik... Sadece güzellik," diye açıklıyor koleksiyonunu.
O buz gibi renkler, garip kesimler ve nahoş kombinasyonlar yoktu bu sefer. Ön sıradaki ultra-genç film yıldızlarını görünce kot kumaşın gücüne vurgu yapılma sebebini anlayabilirdiniz ama zarif bel kıvrımlarına sahip ceketler ve elbiseler tamamen sürprizdi.
Fotoğraf: Indigital
Öte yandan, topuk ucunda küçük, bozuk para büyüklüğünde bir metalin olduğu stilettolar o kadar da şaşırtmadı, Prada bu tür farklı tasarımlara hep yönelmiştir zaten. İzleyiciler, normalden biraz daha kilolu ve kıvrımlı mankenler görmekten de gayet memnunlardı.
Fotoğraf: Indigital
Bu tam bir "tatlı hanımefendi" tarzıydı; inci kolyeler, kalın ve "art noveau" desenli kumaşlar... Şalvar pantolonlara gelince, onlar uzun eteklere bir alternatif olarak tasarlanmış.
Fotoğraf: Indigital
Çok neşeli ve cazibeli bir koleksiyondu. Ama, Miu Miu sweater'ları, kotun yanında kullanılan kadife, damasko dokuma kaban ve etekler aynı zamanda bir ironi de taşıyorlardı. Belki de Miu Miu'nun kendi kasıtlı çirkin ve asi tarzından uzaklaşan bu koleksiyonu, gelecek sezonlar için de bir ışık yakıyordur.
Podyumda, Elvis'in sesinden "Surrender" (Teslim ol) şarkısı yankılanıyordu. Biz neden bu ironik güzelliğe teslim olmayalım?