LOEWE 2025 Sonbahar/Kış Koleksiyonu: Sanat ve Zanaatın Birleşimi

LOEWE, 2025 Sonbahar/Kış koleksiyonunu, Paris'teki 18. yüzyıldan kalma Hôtel de Maisons'da gerçekleştirilen etkileyici bir defileyle tanıttı. Bu defile, sadece yeni koleksiyonu değil, aynı zamanda LOEWE'nin sanatsal vizyonunu ve el işçiliğine olan bağlılığını gözler önüne serdi. Koleksiyon, yedi farklı temaya ayrılmış on yedi odada sergilendi ve odalarda LOEWE'nin sanat koleksiyonundan eserler ile geçmiş defilelerden, kampanyalardan ve atölyelerden tanıdık unsurlar yer aldı.

Defilede yer alan sanat eserleri arasında, Britanyalı sanatçı Anthea Hamilton’ın Giant Pumpkin No 2 (2022) eseri bulunuyor. Ayrıca, Güney Afrikalı seramik sanatçısı Zizipho Poswa'nın Magodi - Bukiwe (2020), Umthwalo - Vuyelwa (2020) ve Weniamo - Baobab Series (2020) adlı üç vazosu ve Japon heykeltıraş Yoshihiro Suda'nın Morning Glory (2023) eseri de sergilenen diğer önemli yapıtlar arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra, LOEWE mücevher koleksiyonundan parçalar, 2025 İlkbahar/Yaz kampanyası için yaratılmış dev bir elma ve 2023 Salone del Mobile'de sergilenen mantar temalı taşlar gibi tanıdık unsurlar da koleksiyona dahil edildi.

Sanatın ve Zanaatın Kesişim Noktası: Josef ve Anni Albers

LOEWE'nin 2025 Sonbahar/Kış koleksiyonunda, 20. yüzyıl modernizminin öncüsü Josef ve Anni Albers’in etkisi büyük bir yer tutuyor. Bauhaus Okulu’nda tanışan ve sanatıyla çağdaş tasarımı dönüştüren çift, renk ve formu birleştirmede benzersiz bir yaklaşım geliştirdi. Josef Albers, renk algısı ve mekansal ilişkiler üzerine yaptığı derinlemesine çalışmalarıyla tanınan bir soyut sanatçı olarak adından söz ettiriyor. En bilinen eseri Homage to the Square serisi, renklerin birbiriyle etkileşimini inceleyen bir dizi çalışmadan oluşuyor. Koleksiyona yansıyan bu etki, özellikle çanta tasarımlarında ve koleksiyona dair diğer aksesuar parçalarında kendini gösteriyor. Anni Albers ise grafik duvar halıları, dokumalar ve tasarımlarıyla tanınıyor. Onun sanatsal dili, ipliklerin sanatsal bir araç olarak kullanımı ve renkler arasındaki dinamik etkileşimle ilgili. LOEWE, Anni Albers’in bu sanatsal mirasını, resimli dokumalarla ve grafik etkilerle koleksiyonuna taşıdı.

Koleksiyonun Temaları ve Tasarım Yaklaşımı

Jonathan Anderson, 2025 Sonbahar/Kış koleksiyonunu bir “anı defteri” olarak tasarladığını belirtiyor. Bu yaklaşım, geçmişle geleceği birleştiren ve hem eski hem yeni unsurları bir araya getiren bir koleksiyon fikrini simgeliyor. Anderson, LOEWE’nin kodları ve temalarından yararlanarak, trompe l’oeil (görsel aldanma), bozulmuş ölçekler ve hacimler gibi özellikleri sanatsal bir perspektifle harmanlıyor. Koleksiyon, Josef ve Anni Albers'in eserlerine duyduğu derin saygıyı yansıtarak, renklerin ve şekillerin dönüşümünü vurguluyor. Albers'in geometrik formları ve renk blokları, Puzzle çantası, Flamenco çantası, Amazona çantası gibi LOEWE'nin ikonik tasarımlarına yansıtılıyor.

Koleksiyonda kadın ve erkek giyim arasındaki sınırlar ortadan kalkıyor. Deri, şekil alacak şekilde kesiliyor, jarse elbiseler yuvarlak formlar şeklinde heykelleşiyor. Sıradan gömlekler, kazaklar ve kabanlar farklı biçimlerde sunuluyor, bu da bilinenin ötesinde şaşırtıcı bir etki yaratıyor. Büyük ve küçük arasındaki denge keşfediliyor. Minik detaylarla oluşturulan keskin hatlar ve oversize trikolardaki dikişler koleksiyonda öne çıkıyor. Koleksiyonda, Prince of Wales desenli kumaş, metalik püsküllere dönüşüyor; boncuklu organze elbiseler, görünmeyen bir ilüzyon yaratıyor; sertlik, yumuşaklık kazanıyor. Boncuk işlemeler Toy terliklerde de görülüyor. Ballet Runner 2.0’ın tanıdık deseni, yeniden yaratılıyor.