Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Armani’nin gerçek kürk kullanmama kararı daha etik, sürdürülebilir ve bilinçli bir moda endüstrisinin mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte.
Geçtiğimiz günlerde Giorgio Armani, bundan sonraki koleksiyonlarında kürk kullanmayacağına dair bir basın açıklamasında bulundu. Aslında bu, verdiği ilk söz değildi. Marka, 2008 yılında da böyle bir söz vermiş fakat 1 sene sonra çocuk kıyafetlerinde tavşan kürkü kullanınca PETA’dan* ve aktivistlerden büyük tepki görmüştü.
Armani’nin ikinci kez attığı adımın bu sefer kalıcı olacağı tahmin ediliyor. Öncelikle, markanın basın açıklamasını yaparken belirttiği gibi teknoloji, son yıllarda hayvan kürkünden ayırt edilemeyecek kadar gerçekçi kürkler üretebilecek seviyeye geldi. Yine de teknoloji, kalıcılık adına tek faktör değil. 2016 yılı, Leonardo DiCaprio’nun Oscar ödülünü alırken iklim değişikliğiyle ilgili konuşma yaptığı, Adidas ve Pharell Williams’ın okyanusların geleceği için geri dönüştürülmüş materyallerden koleksiyonlar hazırladığı ve Karl Lagerfeld’in Chanel couture defilesinde arıların yok oluşuna dikkat çektiği bir yıldı. Kısacası, insanın doğayla ilişkisi ve ona verdiği zararlar üzerine küresel çapta bilinçlenmeye başladığımız bir yıldı.
Moda dünyasının en büyük aktivistlerinden Tasarımcı Stella McCartney.
Diğer bütün alanlarda olduğu gibi, moda dünyasında da değişim kendiliğinden gerçekleşmez, önce talep edilmelidir. Bir başka moda devi Karl Lagerfeld, son dönemlerde kürkten uzaklaşmasını şöyle açıklamıştı, “Ben bir moda fırsatçısıyım. Bir akımın trendini yitirdiğini hissedersem bırakırım; ama aynı ürüne tekrar sevgi duyulmaya başlanırsa da geri gelirim.” Yani, müşterinin neyi talep ettiği, neyi satın aldığı ve neyden uzaklaştığı hayati öneme sahip. Ayrıca, bu noktada PETA’nın aktivizm çalışmalarını göz ardı etmek mümkün değil. PETA daha önce de Calvin Klein, Ralph Lauren, Stella McCartney, Vivienne Westwood gibi markalarla aynı masaya oturmuş, onlara kürklerin üretim sürecinde hayvanların maruz kaldığı işkencelerle ilgili filmler izletmişti. Bu markalar daha sonra kürkten tümüyle vazgeçtiler. Hatta, Tommy Hilfiger, arkadaşı Pamela Anderson’ın düğününde PETA’nın Başkan Yardımcısı Dan Matthews’la tesadüfen tanıştıktan sonra kürkten vazgeçme kararı almıştı.
Fur Free Alliance haberi, sitesinden "Modada Tarihi Gün" başlığıyla duyurdu.
Fotoğraf: Fur Free Alliance
Modada hayvan hakları dediğimizde aklımıza gelen tek şey kürk olmamalı. Deri, süet, yün, ipek ve inci gibi materyallerin kullanımı da hayvan hakları kapsamına giriyor. Endüstride sentetik ve sürdürülebilir alternatif arayışının arttığı fark ediliyor. Son senelerde kozmetik ürünlerin hayvanlar üzerinde test edilmesi konusu da gündemde. Bu yüzden, kozmetik endüstrisinde cruelty-free* ürünler ve markalar yükselişte. Görüldüğü gibi, aslında etik seçimlere yönelince hiçbir şeyden mahrum kalınmıyor. Endüstri, yeni alternatifler geliştiriyor. Armani yine kürklü kıyafetler tasarlayacak, sadece gerçek kürk kullanmayacak.
Hem moda teknolojilerinin sürekli gelişiyor olması, hem küresel anlamda sahip olunan yeni algı, hem de müşterilerin ve aktivistlerin talepleri moda sahnesini değiştiriyor. Armani’nin verdiği sözü, tek bir markanın attığı küçük bir adım olarak değil, büyük bir akımın parçası olarak görmeliyiz. Özetle, moda endüstrisinin geleceğinde, daha etik, sürdürülebilir ve bilinçli bir anlayış yatıyor.
*PETA: Türkçeye “Hayvanlara Etik Muamele İçin Mücadele Edenler” olarak çevirebileceğimiz kar amacı gütmeyen bir hayvan hakları organizasyonu.
*Cruelty-free: Hayvanlar üzerinde deney yapılmadan üretilmiş.