Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Prada’nın Amerikan Film Yönetmeni David O. Russell’la yaptığı işbirliği, şehirli ve modern kadını ön plana çıkarıyor.
Fotoğraf: Indigital
Prada 2017 İlkbahar/Yaz defilesinde ne tarafa bakacağını şaşırabilirdiniz! Bir yandan, Prada modelleri, parlak kemerlerin eşlik ettiği siyah elbiseleri, ekoseli bir tişörtün üstüne giydikleri sütyen ve altına giydikleri geniş pantolonları, pembe boudouir marabou tüyleri ile podyumda yürüyordu.
Öte yandan, mankenlerin başının üstünde Amerikan Film Yönetmeni David O. Russell’ın çektiği sessiz bir Prada filmi oynatılıyordu. “Past Forward” adının verildiği bu filmde modern kadınların hayatları kısa sahnelerle anlatılıyor; şehrin sokaklarında kısa bir yürüyüş, kocaman bir havaalanında yürüyen topuklu ayakkabıların sesi, baş döndürücü asansör yolculukları ve yere bırakılmış bir seyahat çantası –Prada elbette-.
Fotoğraf: Indigital
Sahne arkasında, Jack Huston, Sinqua Walls ve Kuoth Wiel gibi film oyuncuları ile Alman Mimar Rem Koolhaas gibi eski arkadaşların arasında Miuccia’yla konuştuğumda, kıyafetlerin hiç de o kadar karmaşık olmadığını, hem işe hem de işten geri kalan gündelik hayata hitap ettiklerini fark ediyorum.
Fotoğraf: Indigital
Tasarımcı, “Beni bir çok sezondur esir alan kadınların bahanelerine odaklanma ve bu bahaneler için bir şeyler tasarlama fikrinden vazgeçtim. Ben şimdiye odaklanmak, sadelik ve asalet dolu kıyafetler hazırlamak istedim,” diyor.
“Asalet eski moda bir sözük gibi gelebilir. Ama benim bu sözcükten kastettiğim, anlamlı ve önceden hesaplanmış derin bir stilin hissini verebilmek. Modada, samimiyetin, gerçekliğin ve duyarlılığın önem kazandığı bir dönem yaşıyoruz. Hem bu öğelere dikkat edip hem de çağdaş bir şeyler ortaya çıkarmak istedim. Bugünün sadeliğini ve asaletini böyle yorumluyorum.”
Fotoğraf: Indigital
Bir başka deyişle: 2017 İlkbahar/Yaz defilesi özünde tam bir Prada’ydı. Bu kıyafetler, amacı olan, modern ve şehirli kadınları hedefliyordu.
Fotoğraf: Indigital
Koleksiyon boyunca, içine biraz hayalgücü katılmış iş kıyafetleri gördük. Bu kıyafetlere, modern desenler, ekoseler, düz clutch çantalar ve “sensible” sandaletler eşlik etti. Hayalgücünün sınırları zorladığı örneklerde, sütyenler kıyafetin üzerine giydirilmiş ve basit kıyafetlerin üzerine marabou tüyleri eklenmişti.
Fotoğraf: Indigital
Prada, keskin ve net bir gardırop yaratarak ve çiçekli bir şortun üstüne düz sade bir ceket giyme kararını onu giyene bırakarak, kadınların hayatını neredeyse yeniden belirledi ve şekillendirdi.
Bu sezonun defilesinde de, tasarımcı, belki de bilerek, her parçanın başka bir şekilde kombinlenebileceği hissini izleyicide yarattı. Bu sezonun aksesuarları arasında bir zincirin ucunda Olimpik madalyaları andıran büyük bir plaka da vardı. Sanırım bu "madalya", yoğun günü atlatabilen modern ve şehirli kadına bir ödül işlevini görüyor.
Fotoğraf: Indigital
Defileden sonra, David O. Russell, Fondazione Prada’da bana filmin uzun versiyonunu izletti. Film, podyumda kısa kısa sahnelerle gördüğümüz hikayenin daha uzun versiyounu. Kasım ayında Los Angeles’ta gösterime sunulacak.
Miuccia, yönetmenle ilgili, “Bir modaeviyle iş birliği yapabilecek cesarete sahip, bu onun için tamamen yeni bir deneyimdi,” diyor.
“Umarım film ve defile birbirine uyum sağlamışlardır. Çünkü hem film hem de koleksiyon aynı düşüncelerle yola çıkılarak hazırlandı: kadınların, hisleri, duyguları, korkuları ve elbette, aşkları.”
Satışların dünya çapında düşmeye başladığı bu günlerde, Prada, göze kolay gelen ve giymesi de kolay olan kıyafetler tasarlamak istemiş olabilir. Ama Miuccia’nın gücü de bu, çünkü defile, sadece kıyafetlerin giyilebilirliğiyle özetlenemeyecek kadar derin ve orijinaldi.