Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Gucci, 100’üncü yıl dönümünde bir süredir beklenen Aria koleksiyonunu Balenciaga’nın dokunuşlarıyla birlikte sundu.
@Gucci
“100 yıl geçti. Zamanın akışını sorgulayan 100 Dünya devrimi. Bu, bahara dönüş için güneşin etrafında atılan 100 tur ve kesinlikle kutlanması gereken önemli bir zaman. Her şeyin köklendiği bu anı yaşamak benim için hem büyük bir sorumluluk hem de keyifli bir ayrıcalıktı. Ayrıca geçmişin kilidini açarak zamanın başlangıcına tekrar ulaşmak için de bir fırsattı. Aslında Gucci’nin tarihsel geçmişine duygusal bir şekilde yaklaşmak istemiyorum çünkü, sadece tek bir koleksiyon hazırlamak onun uzun geçmişini kutlamaya yeterli değil. Her varoluş gibi markanın karakteri de sayısız doğumdan yaratıldı.” sözleriyle bu önemli günü anlatan kreatif direktör Alessandro Michele yeni koleksiyonda aynı zamanda sürpriz bir hamleyle Balenciaga’yı da oyuna dahil ederek moda dünyasında farklı bir vizyonun kapılarını araladı.
Bir olma bilincinin temelleriyle ilerlemeyi tercih eden tasarımcı sadece Demna Gvasalia’nın dokunuşlarına yer vermekle kalmadı, ilham kaynağı olarak bir başka güçlü tasarımcı olan Tom Ford’un stil kodlarını da kullandı.
Koleksiyonun ismini müzikte kendi içinde bir bütünlük taşıyan şarkı anlamına gelen Aria (Arya) olarak seçmesi de aslında bunun en büyük ipuçlarından biriydi. Kering bünyesinde bulunan Balenciaga ve Tom Ford’u bu özel koleksiyonun içine katmak bir şekilde o bütünlük bilincini yeni nesil bir vizyonla aktarıyordu. Belki de bu yüzden ilk defa bu kadar önemli markaları bir arada görebildik.
Alessandro Michele yaratılan bu özel koleksiyonu ise şu sözlerle anlattı; “Benjamin geleceği planlamak için geçmişi değiştirmemiz gerektiğini, izleri takip etmemizi ve bir sonraki hayat için gereken enerjiyi keşfetmemiz gerektiğini söylerdi. Bu koleksiyonda köklere yeniden dokunarak, harmanlamayla, kırılmalarla, geçişlerle beklenmedik bir çiçeklenme yaratmak istedim. Bunu yaratırken de Demna Gvasalia’nın konformistlikten uzak sertliğini ve Tom Ford’un iddialı tavrını yeniden yorumladım. Ayrıca koleksiyonda Marilyn Monroe’nun siluetini ve eski Hollywood’un ihtişamını yücelterek burjuvazinin gizli çekiciliğini ve erkek terziliğinin keskin kodlarını sabote ettim.”