Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen, Türkiye’nin yöresel dokumalarını ilk kez bir araya getiren Türkiye Dokuma Atlası projesi kapsamında hazırlanan Dokuma Atlası Sergisi’ni ve projenin yaklaşımını serginin küratörü Güneş Güner anlatıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen, Anadolu’nun geleneksel dokumalarını bir araya getirerek geçmişle gelecek arasında bir köprü görevi üstlenmeyi amaçlayan "Türkiye Dokuma Atlası" projesi kapsamında hazırlanan "Dokuma Atlası Sergisi", Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin ardından İstanbul'da Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezinde açıldı. Serginin küratörü Güneş Güner projeyi; “Anadolu’nun binlerce yıllık dokuma kültürünü araştırmak, korumak, sürdürmek, geliştirmek, güçlendirmek, yaşatmak, farkındalık yaratarak kuşaktan kuşağa aktarmak amacıyla yola çıktık” diyerek anlatıyor. Hayatının büyük bir bölümünü moda ve tasarımla iç içe geçiren Güner’in hayallerinden biri, bu projeyle gerçeğe dönüşmüş. “Aşk, tesadüfleri severmiş” diyerek özetlediği bu süreçte dilekleri, Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü’nün Türk Dokumaları üzerine çalıştığı proje sayesinde adım adım gerçekleşmiş.
Proje kapsamında yerel dokumaların farklarını anlatma sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Güner, projenin gelişme aşamasını şöyle anlatıyor: “Beylerbeyi Olgunlaşma Enstitüsü’nden Ayşe Dizman çeşitli akademisyenlerle yedi coğrafi bölgeye ait Türk dokumalarının geçmiş ve günümüzdeki durumlarının tespiti ve kimliklendirilmesi amacıyla çalışmaya başladı. Eş zamanda Yusuf İyilik, bu dokuma merakıyla geliştirdiği benzersiz koleksiyonunu paylaşma, sergileme üzerine araştırmalar yaptı. Türkiye Dokuma Atlası Projesi bu ideali paylaşan, bu merak ve sorumluluğu almak isteyen herkesi sürece dâhil ederek gelişmeye devam ediyor.”
Güner; Üsküdar çatması, Edirne kırmızısı, Hatay ipeği, Denizli buldan bezi, Antep kutnu, Ankara sofu, şal şepik, ehram ve beledi gibi yöresel dokumaların ilk kez bir araya getirildiği proje kapsamında benzersiz dokumaların yerel farklılıklarının tespit edilmesi için akademisyenler ve araştırmacıların ortak bir çalışma yürüttüklerini belirtiyor. Türkiye’nin coğrafi açıdan zengin bir kumaş içeriğine sahip olduğunu söyleyen Güner; “Gerek elyafları, gerek renkleri, gerek desenleriyle kendilerine özgü ve ilham vericiler. Yüzlerce yıl önce dokunmuşlarla günümüz dokumaları arasında da kimi zaman büyük farklılıklara tanıklık ediyoruz” diyor.
19 Nisan’da kapılarını açan Dokuma Atlası Sergisi, Tophane-i Amire’de dört farklı odakta sergileniyor. Güner, serginin mekanla kurduğu ilişkiyi; “Anadolu’nun binlerce yıllık dokuma kültürünü tanımak için eskiden yeniye doğru, zamansal ve bölgesel rotaları izleyerek Türk el dokumaları arasında farklı bir yolculuk tasarladık” diyerek anlatıyor. Sergide ayrıca genç tasarımcıların, geleneksel kumaşlardan aldığı ilhamla günümüz ve gelecek için yepyeni tasarımlar oluşturduğu bir zaman tüneli de yer alıyor. Güneş Güner bu projeyle, dokumacılığın kıymetli bir zanaat olarak yaşatılmasını sağlamanın yanı sıra teknolojik gelişmelerden faydalanarak dünya kumaş sektörünün önde gelen bir ticari faaliyet koluna dönüşmesini hedeflediklerini söylüyor.