Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Belçikalı tasarımcı, olağanüstü renk ve desen karışımlarıyla geçmişinden geleceğini yaratarak yüzüncü defa kendini aştı.
Daha renkli, deli dolu ve özgüvenli bir 100. yaş günü daha olabilir mi? Defilede geçmişi olan desenler, geleceğin desenleriyle yan yanaydı. Siber-turuncular ve kır yeşilleri de vardı, düz lacivert bir palto ile dijital desenli bir parkanın karşı karşıya geldiği anlar da…
Dries Van Noten'in 100. şovunda Nadja Auermann – Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Defile, Dries Van Noten’in büyük anıydı – ve boş bir arkaplanın önüne konuşlanmış, parlak renklere bürünmüş, her yaştan kadının oluşturduğu grubun kutlamaları, alkışları ve neşesiyle zirveye ulaşarak sona erdi.
Dries Van Noten'in 100. şovunda Amber Valletta – Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Her sandalyeye kutlamayı açıklayan bir kitap bırakılmıştı. Dries’ın önceki koleksiyonlarında kullandığı desenler, yeniden tasarlanmış veya yeni sezonun görünümlerine eklenmişti. Önsözde de belirtildiği gibi: “her desenin üzerine, canlı renklere sahip geometrik şekiller yeniden basıldı veya işlendi.”
Dries Van Noten'in 100. şovunda Alek Wek – Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Dries bu önemli dönüm noktasıyla ilgili, “Yüzüncü defile beni geçmiş ve gelecek hakkında düşündürdü. Oturduk, konuştuk – özümüze dönüp, DNA’mızı incelemek ve bizi geleceğe neyin taşıyacağını seçmek bizim için önemliydi.”
Dries Van Noten'in 100. şovunda Kristina de Coninck – Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
“Bu açıdan çok basit bir şov olmasını istedim. Bir şovun özü. Debdebeli numaralar yok, yalnızca ışık, ses ve kıyafetlere odaklanan bir defile.” dedi.
Dries Van Noten'in 100. şovunda Rosemary Ferguson – Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Ve gerçekten de öyleydi. Ancak bu tanım şova hakim görsel ve duyusal dramayı anlatmak için yeterli değil: bir çoğu eski model, farklı vücutlara sahip, her yaştan kadınlar, yüzlerinde yeni bir karakter ve deneyimi anlatan ifadelerle yürüdü. Yalnızca müzik bile bir ömrün özeti gibiydi; Pina Bausch’un modern dansıyla birlikte sunulan şehir trafiği, havlayan köpek sesleri, Louis Armstrong’un klasikleşmiş caz parçaları, Pedro Almodóvar filmlerinin soundtrack’leri ve David Bowie’nin Heroes’u…
Dries Van Noten'in 100. şovu - Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Dolambaçsız ve basit kıyafetler, desen ve renk patlamalarıyla izleyenleri mest ederken, sunum sırası da dikkate değerdi: önce ateşli kırmızılar, sonra düz renkler ve nötr baskılar – renk cümbüşüne kısa bir ara verip soluk aldıran beyaz tişört altına siyah pantolonlar. Devamında yeşil, parlak saten yüzeylere yapılmış üstüste baskılar, daha fazla renk ve desen, baş döndüren mavi çiçekleri takip eden sarı ve turuncu elmaslar, sarı biçkilerin alt üst ettiği kırmızı güller. Göz alıcı bir kaos – özellikle Dries’ın sessiz, sakin Belçikalı zevki, yeşil veya cart pembe kürklerle renklendiği an.
Dries Van Noten'in 100. şovu - Sonbahar/Kış 2017 Fotoğraf: Indigital
Dries, renk ve desen seçimlerini, “Desen arşivimize gittik ve yüz koleksiyon içerisinde bugüne kadar yarttığımız en önemli desenleri seçip yeniden yorumladık. Grafik motiflerle kesilen desenlere çağdaş bir katman eklemiş olduk. Geçmişten gelen ve geleceğe ait.” sözleriyle anlattı.
Dries Van Noten'in 100. şovunda Cecilia Chancellor – Sonbahar/Kış 2017Fotoğraf: Indigital
Bu sözler kıyafetlerin sofistike tavrını, yalnızca renk cümbüşünü değil inanılmaz doku bileşimlerini anlatmak için yeterli değil. Gümüş saten, kürk veya kadifeyle karşı karşıya geldiğinde ender rastlanan, olağanüstü bir hava vardı: birçok insanın görsel hayalgücü sınırlarını aşan bir vizyon. Kıyafetlere ve sunuma asıl gücünü katan ise kişisel tavırları ve güçlü karakterleriyle ‘gerçek’ kadınlar tarafından taşınmalarıydı.
Sıradışı bir moda anı.
Çeviren: Su Sonia Herring