Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Buse Terim anlatıyor: New York Moda Haftası’nda 4 defile 1 keşif - Bölüm 2
New York’un dondurucu soğuğuna inat, ince topuklu stilettolarımızı ayağımıza geçirip karlarda tüm zarafetimizle sekerek sevdiğimiz marka ve tasarımcıların Sonbahar/Kış 2014 defilelerini izlemeye devam ediyoruz.
Kısa süre önce Zorlu Center’daki ilk mağazasının açılışı sebebiyle tanışma ve röportaj yapma şansına eriştiğim Tory Burch hem markasını kurma ve uluslararasılaştırma hikayesiyle, hem de dijital mecralardaki etkinliğiyle moda dünyasında bana ilham veren figürlerden beri. Defilesini de büyük bir heyecanla izledim. Tasarımcı, ailesinin zırh ve silah koleksiyonundan aldığı ilhamı Sonbahar/Kış 2014 sezon tasarımlarına yansıtmış. “Preppy-bohemian” stille lüks kodları buluşturarak markasını yaratan Tory Burch’ün Ortaçağ’a yolculuğu heyecan verici parçalara hayat vermiş. Game of Thrones müptelaları arasında mısınız bilmiyorum, benim çok yakından takip etmediğim bu dizinin estetiğinin kodlarının Tory Burch koleksiyonuna yansıdığını dile getirenler çoğunluktaydı. Jakarlı kumaşlar, deri, altın ve gümüş serpintileri, semboller ve figürlerle Burch, son derece zengin ve birbirini tamamlayan parçalar sunan koleksiyonuyla benim kalbimi çaldı diyebilirim.
Hervé Léger’i tek kelimeyle tanımlamanız gerekse hangi kelimeyi seçersiniz? Benim için bu kelime kuşkusuz “seksi” olurdu. Bandaj elbiseyle alışıldık seksi anlayışına devrimci bir boyut kazandıran Hervé Léger’in Hervé Léger by Max Azria Sonbahar/Kış 2014 koleksiyonu da seksi bir çizgideydi. Geometrik kesimler ve bandajlarla göz yanılgısı yaratan kesimler, cömertçe kullanılan kürk detayları, parmakları açıkta bırakan uzun çizmeler defileden ilk aklımda kalanlar… Göğüs üzerinde muzip pencereleriyle vücudu saran elbiseler ise favorilerim.
Style.com’da Brittany Adams’ın da dediği gibi bu sezon Rebecca Minkoff eski sezonlarda tanımladığı güçlü Latin Amerika Kadınına ya da uzaya vurgu yapan temaların ardından sadeliğe yönelmiş. Belli ki önümüzdeki sezonlarda da bizimle olacak, maskülen ve feminen çizgilerin bir arada kullanılma trendini yansıtan, temiz ve fonksiyonel bir koleksiyon izledik. Hem kıyafetler, hem de aksesuarlar giyilebilir kimlikleriyle her stile rahatlıkla adapte edilebilecek türdendi. Minkoff da koleksiyonunu “Erkek giyiminden ilham alan siluetlerin feminen renkler ve kesimlerle yorumlanması” olarak tanımlamış. Kolları siyah transparan siyah beyaz kazak hem gündüz işte, hem de gece planlarında rahatlıkla kullanılabilecek fonsiyonel parçalara güzel bir örnek. Parlak bordo ve altın rengi detayları ise koleksiyona hareket katmış.
Ralph Lauren defilesinde ise bizi bir sürpriz bekliyordu. Marka, Sonbahar/Kış defilesi öncesi, ilk kadın Polo koleksiyonunu tanıttı. Klasik Ralph Lauren stilinin izlerini taşıyan parçaların ardından keşfettiğimiz koleksiyon ise bizi şaşırtmadı. Markanın alışıldık kesimlerini yansıtan minimal koleksiyon sayesinde anladık ki, kışa inat beyazlara bürünmeye ara vermiyoruz. Geçen sene bu trende yatırım yapanlardansanız “zürefanın düşkünü beyaz giyer kış günü” stilinizi gelecek kış da gönül rahatlığıyla sürdürebilirsiniz. Beyaz kombinlere eklenen pembe dokunuşu ve gri dantel üstleri ise çok sevdim.
Bu yazımızın dört defilesinin ardından şimdi sıra keşfimizde: Daha önce keşfetmediğim için hayıflandığım Buvette, şehrin yeni hip mekanlarından olmaya aday! Websitesinin açılış sayfasıyla bile ruhunu anlayabildiğiniz bir dekorasyona sahip olan Buvette kendini bir “gastrothéque” olarak tanımlıyor. Fransız mutfağından lezzetleri sunan Buvette’i özellikle harika Croque Monsieur’leri, özel yapım şarküteri ürünleri ve çıtır bagetleriyle şehirde mükemmel bir kahvaltı alternatifi olarak tanımlayabilirim. West Village’e yolunuz düşerse Groove Street’e doğru kıvrılın, eminim siz de seveceksiniz! buvettegastrotheque.com
-Buse Terim