Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Evliliğinizi bitirme kararı aldırtan ve mutluluğunuza gölge düşüren bir ihanete, en zarif karşılığı üzerinizdeki elbise verebilir mi? Cevabı, Lady Diana'nın ikonik 'intikam' elbisesinde.
Evliliğinizi bitirme kararı aldırtan ve mutluluğunuza gölge düşüren bir ihanete, en zarif karşılığı üzerinizdeki elbise verebilir mi? Bu sorunun cevabı için 29 Haziran 1994 tarihine ışınlanalım.
Fotograf: Getty Images Turkey
Hikayenin kahramanları Lady Diana ve Prens Charles. Mutsuz geçen 11 yıllık bir evliliğin ardından, özgürlüğünü dünya basınının göz kamaştıran flaşları altında, her fotoğraf karesinde yıldızını biraz daha parlatarak kutlayan Lady Diana, o gün Vanity Fair dergisinin ev sahipliğinde, Londra’daki Serpentine Galerisi’nde düzenlenen bir etkinliğe katılır.
Aynı akşam İngiliz Kraliyet Ailesi de, tarihinde ilk kez televizyonlar aracılığıyla bir prensesi aldattığını itiraf edip norm yıkan bir prensle karşılaşacaktır. Başarılı İngiliz gazeteci Jonathan Dimbleby, Prens Charles’a 1981 yılında dünya evine girdiği Lady Diana Spencer’a, evlilikleri boyunca sadık kalıp kalmadığını sorar. Prens, "Kesinlikle sadıktım!" der. Dimleby’nin bu cevap karşısında ikna olmadığı öylesine bellidir ki, ikinci sorusunu yöneltir: "Emin misiniz?"
"Evet" yanıtından sonra birkaç saniye duraklayıp konuşmaya devam eder: "İlişkimiz onarılamayacak noktalara ulaşana kadar sadıktım." Bu açıklamayı yaparken beklenildiği gibi pişman veya üzgün değildir Prens Charles. Aksine, kendinden emin bir ses tonuyla Camilla Parker-Bowles ile kuracağı yeni hayatın hafifliği ve heyecanıyla cevap verir.
Fotograf: Getty Images Turkey
Kraliyet değerleriyle kontrollü ve gücün esiri olmuş bir hayat sürmektense, her zaman içgüdüleriyle hareket etmeyi yeğleyen Lady Diana ise, Prens Charles’ın bu açıklamalarını evvelce sezmiştir. Galler Prensesi etkinliğe saatler kala, stil danışmanlığını yapan Vogue editörü Anna Harvey’ye, o akşam için önceden ayarlanmış ve basına duyurulmuş Valentino imzalı elbiseyi giymek istemediğini dile getirir. Bu kararın, Lady Diana’yı nasıl gerçek bir stil ikonuna dönüştürdüğünü, bir de o anın en yakın şahidi Anna Harvey’den dinleyin:
"Milyon dolarlar gibi görünmek istiyordu. Daha önce fazla gösterişli bulduğu için giymeye cesaret edemediği, gardırobunda 3 yıl boyunca asılı duran Christina Stambolian tasarımının o akşamın yıldızı olacağını hissetmişti. Vücut hatlarını kusursuz gösteren bu siyah elbiseyle tarihi bir stil anına imza atacağını tahmin etmiyorduk ama o biliyordu."
Ertesi gün dünya basının manşetlerini süsleyen ikonik elbise, Lady Diana’nın 'zarif ve asil intikam silahı' olarak yorumlanmıştı. 2013 yılında, Galler Prensesi’nin 10 elbisesini açık artırma kapsamında satışa sunan Kerry Taylor da atılan başlıklarla aynı fikirde. "Bu tasarım, seksi bir elbiseden çok daha fazlası. Lady Diana'nın ortaya koyduğu net tavrın ve dik duruşun, tasarıma bürünmüş hali, hatta gelmiş geçmiş en güçlü intikam elbisesi."
Lady Diana, Prens Charles'ın açıklamalarına 'sessiz' zarafetiyle cevap verip, intikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu hatırlatırken, bir şeyi daha kanıtladı: Her elbisenin bir hikayesi vardır ve hiçbir kadın sebepsiz yere bir elbiseyle boy göstermez.
Annelik de stilin bir parçası. Annelik görevini uzun yıllar sürdüremese de, Lady Diana'nın çocuklarına kısa sürede etik ve ahlaklı hayat değerleri aşıladığına ne şüphe.
Oğullarıyla arkadaşlık kurması, onları dinlemesi ve üzerlerine titremesi de stil karnesindeki yıldızlı notların sebebi.
Bir Dubai seyahatinde çekilen bu fotoğraf, Lady Diana'nın farklı kültürlere ve inançlara duyduğu saygının kanıtı gibi adeta.
Kendinden ödün vermeden, sırf yaratıcı bir zevkle bulunduğunuz yere ayak uydurmanın muhteşem formülünü yıllar önce sunmuş prenses. Günümüz First Lady'lerine nezaketle hatırlatılır.
Lady Diana, bugün yaşıyor olsaydı günümüz dünya şartlarında 50 bin dolarlık bir paltoyla İtalya'ya ayak basmazdı. Her zaman bulunduğu yerin değerlerini göz önünde bulunduran prensesin hassasiyeti, deneysel bir stil keşfetmesindeki en büyük etken. Diana'nın çoğu mücevherinin imitasyon olduğu ve sırf basının malzeme iştahını gidermemek için taktığı da artık sır değil.
Aksesuar konusunda son derece başarılı olan Lady Diana'nın, güneş gözlüğü koleksiyonu bir stil dersi niteliginde. Her zaman kıyafetine uygun bir güneş gözlüğü tercih eden prensesin bu stil özelliğini bir kenara not alın.
Prenses Diana'nın kadınlara miras bıraktığı en önemli değer: zarafet. Hayatının genelini bu kelime üzerine kurduğunu söyleyebiliriz. Katıldığı her resepsiyonda, basına fotoğraf verdıği her ortamda, sarayda veya çocuklarıyla parkta vakit geçirirken bile, doğal zarafetini hiçbir zaman kaybetmedi Lady Diana.
Maskülen çizgileri de denediği oldu Lady Diana'nın ama o feminen ve dişi ayrıntılardan asla vazgeçmedi. Beyaz ve minimal bir tulumda bile dantel işlemerle romantik detaylara göz kırpılmış.
Milyonların kalbini kazanmak için kusursuz bir stil yeterli değil elbette. Lady Diana'nın ikonik stilini yıldızlaştıran başka bir özelliği de samimiyeti.
İçten bir tebessümü kimseden esirgemeyen prenses, yıkılmayan zarafet kalesini dürüstlüğü ve doğallığıyla inşa etti.
Taktığı taç, mücevhler, yüzükler bir yana, Lady Diana'nın göz kamaştıran en kıymetli aksesuarı duyarlılığı oldu.
Afrika'da çocuklarla, New York'ta Rahibe Teresa'yla, nerede olursa olsun yaşlılara ve çocuklara duyduğu saygı ve sevgi her yerde kendini hissettirdi.
Lady Diana için stil bir bütün. Nasıl plaja hasır şapkası, güneş gözlüğü, mayosu ve şalıyla kusursuz ve tam bir şekilde ayak bastıysa, kayak yaparken de her ayrıntıyı düşünürmüş.
Özetle, Diana'nın stil sözlüğünde yarım olan hiçbir şey yok. Her şey tam, her şey tamam!