Les Benjamins x Daniel Arsham: Self Structure Sergisi Üzerine

Mosaic Art Foundation, Les Benjamins'le yapmış olduğu ortak çalışma çerçevesinde Daniel Arsham'ın "Self Structure" sergisini, geçtiğimiz günlerde sanatseverle buluşturdu. Heykel, mimarlık, çizim ve film alanlarında çalışan Amerikalı çağdaş görsel sanatçısı Arsham'ın modern eserleri, Les Benjamins'in Nişantaşı'ndaki mağazasında kendine yeni bir sanat barınağı buldu. 12 Eylül tarihinde açılış yapan "Self Structure" sergisi, 1 ay boyunca hem moda hem de sanat tutkunlarını Les Benjamins mağazasına mıknatıs gibi çekmeyi planlıyor. Biz de Self Structure sergisinin arkasındaki yaratıcı kişilik Daniel Arsham ile şiirsel vizyonu üzerine konuştuk.

1. Son serginiz “Self Structure” hakkında konuşalım. Les Benjamins ile ortaklığınız zaman içinde nasıl gelişti?

İstanbul'a ilk ziyaretim bundan 6 yıl önceydi. O sıralarda Türk koleksiyoner Sinan Uzan’la tanışma fırsatım olmuştu. İstanbul'da sergi yapma konusunda beni cesaretlendiren bir konuşma yaptığımızı hatırlıyorum. Tam da Sinan'la çalışmalarım için yeni bir mekan arayışında olduğumuz sırada yakın arkadaşı Bünyamin Aydın'la tanıştım ve kendimi Les Benjamins'in yeni mağazasında buldum. Mağazanın ham yapısının eserlerim için kusursuz bir zemin oluşturduğunu fark etmem çok sürmedi. 

2. “Self Structure” sergisini, kültürler arasında belirli sembollerin ve jestlerin zamansızlığıyla ilgili deneyler şeklinde özetliyorsunuz. Bu vizyonunuzu biraz daha açabilir misiniz? 

İstanbul, çok zengin bir tarihe sahip, bu açıdan baktığınızda arkeolojik kalıntılar için doğurgan da bir vitrin aynı zamanda.

Bu yapıbozumsal nesnelere bakarak zamanda yolculuk yapabiliriz. Les Benjamins mağazasında sizi karşılayan tüm eserler (spor ayakkabılar, dergiler, çantalar) “günlük nesne” olmaktan çıkıp, kristal ve volkanik külden oluşan birer manifestoya dönüşüyor.

3. Les Benjamins gücünü sokak kültüründen alırken sizin yönünüz çağdaş sanatı gösteriyor. Zıtlıklar arasında nasıl bir bağlantı kuruldu?

Çalışmalarım birçok sanat disipliniyle interaksiyona giriyor. Kariyerimin henüz başlarındayken ünlü koreograf Merce Cunningham ile birlikte çalışma fırsatım olmuştu. Son zamanlarda, Dior gibi bir marka deviyle de iş birliği yaptım. Aslında sanat dışı disiplinlerle çalıştığım zamanlar oldukça sıklıkta. Kokteyl iş birliklerini ilgi çekici buluyorum. Yeni kitlelere ulaşmamı sağlıyor.  

4. Sanat eserleriniz kum, selenit ve volkanik kül gibi jeolojik materyallerden meydana geliyor. Çalışırken size en çok keyif veren ve en çok sizi zorlayan materyaller hangileri?

Aslında jeolojik malzemeler kullanarak geçmiş ve gelecek arasındaki dramatik ironiden aldığım ilhamla eserler ortaya koyuyorum. Kristal gibi sofistike bir malzemeden oluşan bir objeye baktığınızda orada meydana gelen ters bir karmaşıklık dikkatinizi çekiyor. İlk bakışta bütünlüğü bozduğu hissine kapılıyorsunuz fakat ama bu aynı zamanda daha etkili bir sonucun ortaya çıkmasını sağlıyor. Aslında tüm bu süreçte materyaller arasında doğan boşluklar, oluşumlar, diyaloglar ve ayrışımlar çok büyük bir önem taşıyor.