Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kıskançlığı, olumlu bir duyguya dönüştürmeyi hiç düşündünüz mü? Eğer düşünmediyseniz, Portekizli ressam Ruy Silva ‘Jealous‘ sergisiyle, bu soruya yanıt aramanızı istiyor.
Kıskançlığı, olumlu bir duyguya dönüştürmeyi hiç düşündünüz mü? Eğer düşünmediyseniz, Portekizli ressam Ruy Silva 'Jealous' sergisiyle, bu soruya yanıt aramanızı istiyor. Kötü çağrışımı olan duygulara pozitif anlamlar yüklemenin en büyük yolu sanattan geçiyor. Sanatın dönüştürücü kuvveti saf ve katıksız duygularla birleştiğinde ise, ortaya çıkan üretimin gücü ikiye katlanıyor.
'Me'
İlk sergisini 15 yaşında açıp, 21 tablodan 19’unu satmayı başarmış bir ressam olarak, Ruy Silva gerçek üretimdeki safiyetin çarpıcılığının farkında. O, bu yüzden çocukluğundan bu yana içgüdüleriyle hareket ediyor. Kendi döneminin çocukları pilot, futbolcu veya doktor olmak isterken, o hayallerini ressamlığa adamış hep.
Ressamlığın zamanla keşfedilebilecek bir sanat dalı olduğu yanılgısına kapıldığım için, Ruy’in bu çocukluk hayalini duyunca biraz şaşırıyorum. Hayal kurmaya resim çizerek başlamanın yaratıcılığı, kulağa fazlasıyla sarsıcı ve etkileyici geliyor. Ruy, bu duygunun içgüdüsel bir varoluş çığlığı olduğunu düşünüyor ve ekliyor "Resim yapmasaydım, dilsiz olurdum. Sesimi duyuramazdım."
'Jealous of Your Wings'
Sohbet esnasında inanmanın, başarmanın yarısı olduğunu hatırlatıyoruz birbirimize. Londra, sanatçılara her ne kadar global bir sahne sunsa da, sanatın mirasına sahip çıkıp, geleceğine yön veren bu önemli merkezde bir 'yabancı' olarak tutunmak zor. Üstelik resim sanatı, özgürlükçü ve özgün niteliği kadar, gelenekçi ve kuralcı tarihi yapısını şiddetle koruduğu müddetçe daha da zor. Bu sebeple Londra sınırları dışında yaşayan her ressamın, bir gün sanatın kalbinin attığı bu şehirde bir sergi açması hayalden de öte. Ruy, Portekiz'deki başarısını sanatın global kapısı Londra'dan geçirebilmiş. Bu büyük adımın haklı heyecanını yaşarken kendisine neden resim yaptığını soruyorum. Merak ediyorum, acaba dünyayı mı değiştirmek istiyor?
'Original Sin: Forgiveness'
"Dünyanın degişmesi için önce kendimizi degiştirmemiz gerek." diyor. Bu yüzden, kendisi için resim yaptığını söylüyor. Önce kendini ifade etmek istiyor. Anlaşıldıktan sonra ise, sanatını anlayanlarla birlikte değişim için mücadele etmek. Değişime en temel insani duygulardan başlamış. Londra'nın nezih semti Mayfair'deki butik galeri D Contemporary'nin ev sahipliği yaptığı 'Jealous' sergisi, başarılı küratör Mara Alves'in sihirli dokunuşlarıyla farklı yorumlar ve anlamlar üzerinde yoğunlaşıyor. "Örneğin kıskançlık..." diyor Ruy, "Kim demiş kötü bir duygu olduğunu? Kıskançlık olumlu bir hissiyat da olabilir, edebi de."
Bunu duyar duymaz, müthiş bir iştahla daha fazla soru sormak istiyorum.
Bir fark varsa bile, bunu pek önemsemiyorum. Benim tek ilgi alanım insanlar ve duygular. İnsanların da, duyguların da ırkı, cinsiyeti, dini ve dili yok.
Resim tekniklerinin yanı sıra renklerin anlamları ve üzerimizdeki etkileriyle de yakından ilgileniyorum. Turuncu, pozitifliğin simgesi. Şu an dünyada en çok ihtiyacımız olan şey olumlu düşünüp, olumlu hissetmek. Benim her çalışmamda, en hüzünlüsünde bile biraz olsun turuncu, yani umut var.
Günümüz dünyasında sanatın da, insanların da duygusu eksik. Ben gerçek ve öz duygulara geri dönmemiz gerektiğine tüm kalbimle inanıyorum. Saf, temiz ve hakiki duygularda buluşmamız gerek. Dürüstlükten vazgeçtiğimiz takdirde, korkarım ki ne sanatın, ne de dünyanın geleceği hakkında yeterince parlak bir tablo çizmek mümkün olmayacak. Basit duyguları yeniden keşfetmemiz lazım. Bir teşekkürün kıymetini bilerek başlayabiliriz mesela. Sanatın geleceğini korumak istiyorsak, özellikle sanatçılara bir teşekkür şart!
En çok etkilendiğim dönemlerden biri Rönesans. Michelangelo, bu bağlamda bana yepyeni ufuklar kazandırmıştır. Ben hayatımda da, sanatımda da karışmaktan yanayım. Dolayısıyla kendi resim çalışmalarımda da hem karışıyor, hem karıştırıyorum!
Tutkulu ol ve kendini bu tutkuya ada! Sanatçı olmak kolay değil, hiç kolay değil. Çok çalışmak lazım. Çalışmadan, azmetmeden hiçbir kapı açılmıyor. Her başarılı ismin sırrı bu.
Türkiye'de sergi açmak!
Türkiye'de sergi açmak için şimdiden kolları sıvamış Ruy. Haziran'da sürpriz bir projeyle, turuncu imzasını İstanbul'a da atabilir. Türkiye için özel hazırladığı bir tema bile var: sarılmak. Sarılmanın binbir türlü halini çizen ressam, Türkiye'nin son dönemde sarılmaya çokça ihtiyaç duyduğuna inanıyor. Her başarılı sanatçı gibi, onun da kalp radarı açık. Sınırlara ve savaşlara rağmen, toprağın suya duyduğu hasreti yürekten hissediyor.
'Thank You'
Türkiye ile alakalı hayallerini dinlerken tablolara verdiği yegane isimler dikkatimi çekiyor. Serginin en küçük tablosunun adı ebatından büyük. Birbirini saran iki elin altında "Thank you!" yazıyor. İçimden sadece teşekkür etmek geliyor. Özellike, Ruy Silva gibi dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmeye çalışan sanatçılara...
Performans Sanatçısı: Rossana Losa