Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Kitle turist destinasyonlarını sevmiyor musun? Peki alışveriş merkezleri? Hayalin ruhunu besleyen "anlamlı" bir iş mi? Otantik deneyimlerin peşinde koşan hipsterların dünyasına hoşgeldiniz!
Gucci 2019 Pre-Fall
Fotoğraf: @gucci
Kitle turist destinasyonlarını seviyor musun? Peki alışveriş merkezleri? Anlamsız bir işin var mı? Hepsinin cevabı hayır mı?! Jean-Laurent Cassely’nin “No Fake” kitabı günümüzü özetleyen bu basit ama derin sorularla başlıyor. Fransız yazar/gazeteci, önce çağımızdaki “gerçeklik” arayışının temellerine iniyor, ardından tarihi geçmiş gibi görünen ama aslında hiç olmadığı kadar canlı olan hipsterları masaya yatırıyor.
Fransızcadan dilimize geçen otantik kelimesinin sözlük anlamı; eskiden beri mevcut olan özellikleri taşıyan, içine bir şey katılmamış, katışıksız, orijinal, aslına dayanan anlamına gelmektedir. Aslında otantik için; gerçek olan, gerçeğe ve aslına dayanan, orijinallik ve sahicilik diyebiliriz. Son dönemde popülaritesi hayli yüksek olan bu sıfat, aslında içinde büyük bir çelişki barındırıyor.
Tek örnek manzaralar ve standartlaşan imgeler tarafından domine edilen çağımızda, herkes otantik deneyim arayışında. Hepimiz “gerçek insanlarla” tanışmak, “ruhu” olan bir mahallede yaşamak, alışılmışın dışında yerlere seyahat etmek istiyoruz… Ama Airbnb, Instagram’da karşımıza çıkan trend mekanlar ve “cool” şehirler kapitalizm tarafından empoze edilindiğinde ve “eşsiz” deneyim yaşama arzumuz endüstriyelleştiğinde, her şeyin otantik olabileceği bu yeni dünya hayali ve sahteliğin yeni çağının görünümü arasındaki farklı nasıl anlayabiliriz?
Gucci 2019 Pre-Fall
Fotoğraf: @gucci
Jean-Laurent Cassely, “No Fake” kitabında bütün jenerasyonlara dokunan bu huzurluğa cevap vermeye çalışıyor; modernizmin görünümü ve ölçüsüz otantik olma yarışı arasında bölünen huzursuzluk. Bu soruya özgürlükçü ve ket vurulmamış yoldan bakıyor: “Ya parodi, ironik ve durdurulamaz kimlik, kimliksizlikten daha iyiyse?“
Fransız gazeteci, No Fake’i Paris’in sosyal kimliğinden yola çıkarak teorileştiriyor. İlk bakışta yalnızca nostaljiye özenti bir özlem olarak görünen bu hipster rüyasının altında yatan kimlik arayışını inceliyor.
Cassely, çağımızın obsesyonu olan otantik arayışını anlama düşüncesiyle yola çıkıyor. Kutu 3 yıl öncesinde açılmış olmasına rağmen aslında temeli 19. yüzyıla dayandığını belirtiyor. “Otantik aslında bir imgeye, başka bir hayata ve başka bir zaman boyutuna uçuş. İnsanların “geçmişin daha gerçek” olduğuna dair bir izlenimleri var.” diyen yazar bu paradoks üzerine kafa yoruyor.
Gucci 2019 Pre-Fall
Fotoğraf: @gucci
Hiper gerçek ve hiper fake denkleminden Cassely, “Hiper Fransa” adını verdiği harika fikir de elde ediyor. Bu fikrin doğuşunda tabiki de Matrix’in esin kaynağı, postmodern düşünür Baudrillard’ın simülasyonun gerçekten üstün olduğunu kabul eden hiper gerçeklik kavramına kredi vermemek olmaz!
Hiper Fransa da aslında Fransa’nın Instagram simülasyonu, sosyal medya prizmasında gençler geçmiş deneyimleri yeniden yaratmak peşinde olsalar da sonuç yalnızca "Instagrammable" fotoğraflar... (Instagram’a transfer olan analog fotoğraf trendini düşününce Cassely’nin çıkarımlarının ne kadar yerinde olduğunu görüyoruz)
Cassely’e göre günümüzün asıl sorunu samimiyetini kaybetmeden nasıl gerçeklik talebimizi tatmin edebiliriz? Yazar, bunların saf bir pazarlama strateji olduğu, aradığımız şeyi pazar dışında bulmamız gerektiği düşüncesine tamamen karşı. Bu da gerçeklik serabının başka bir tuzağı…
Gucci 2019 Pre-Fall
Fotoğraf: @gucci
Peki kim bu otantik deneyim arayışındaki “özgür ruhlar”? Cassely onları hipster diye tanımlıyor. Hipster kültürü, 2019 yılında kulağa tarihi geçmiş gibi görünse de aslında şimdi en canlı haliyle yaşıyor. Sadece o kelimeyi de tükettiğimiz için artık trend gelmiyor! Peki, hipster denince akla gelen neler geliyor; fake entellektüel, trendleri amansızca takip eden kimseleri, çok eskiye gidersek o “nerdy” tip. Cassely, aslında bu arketipi çok karikatüristik buluyor ve 2000li yılları geçiş süreci olarak tanımlıyor.
Cassely’nin tespitlerine göre hipsterların kendilerine ait bir kimlikleri yok. Diğer kültür, zaman dilimleri ve geleneklere yaptıkları kazı çalışması ardından ortaya çıkan kalıntılarla postmodern bir kimlik oluşturma peşindeler. Görünümlerinin ötesinde, onları ilginç kılan aslında fazlasıyla globalleşmiş bu dünyadaki kimlik arayışları.
Peki temel soruya dönecek olursak, eğer sonuç böyleyse bu otantik arayışın gerçekten bir amacı var mı? No Fake’in yazarına göre bu bir ikilem: gerçeklik/otantik/sahicilik arayışı tüketilen bir pazara dönüştü. Tüketmek aranan şeyi geri getirmiyor… Cassely’nin bu konudaki en çarpıcı tespitiyse; “Aranan şey aslında anneannen ama yalnızca hırkasına sahip olabilirsin” Neo-otantik deneyimlerde sorun bu; deneyim keyifli ama tamamen tatmin etmiyor…