Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
6 yıl aradan sonra piyasaya çıkan "Biraz Pop Biraz Sezen" albümü, kusursuz bir duygu dönüştürme ve arıtma tesisi işlevi görüyor.
Son dönemde Türk pop müziğindeki hava kirliliğini ortadan kaldırabilecek bir formül sunuyor Sezen Aksu. 6 yıl aradan sonra bugün yayınladığı "Biraz Pop Biraz Sezen" albümüyle, ruhumuzu temiz havayla buluşturmakta kararlı. Hayatımızdaki zamansız açılan yaraları usulca sarıp, geri kalan ne varsa temize çekmemizi istiyor belli ki.
Fotoğraf: @sinantuncay
Acı ve sevinç radarı, her daim açık dolaşan bir gezginin günlüğünde tuttuğu her gün ve her gece söze, melodiye dönüşmüş bu albümde. Dönüştürmek, Sezen Aksu’nun en katıksız, en gerçek ve en öz yeteneği. Onun bu yeteneği şarkılarından, sözlerinden ve şarkıcılığından bile daha güçlü belki de. Özellikle yüreğindeki duygu dönüştürme tesisi, her sanatçının erişemediği kutsal bir hazine. Fazlasıyla süslü ve cilalanmış kelimelerin, Sezen Aksu'nun kendi iç sözlüğünde asla kıymetli bir yere sahip olamayacağını hepimiz ziyadesiyle iyi biliyoruz fakat 40 yıldır hiç durmadan üreten, iyi bir dünya için şarkı söyleyen ve hepimiz için doğal bir sırt sıvazlama mekanizması geliştiren Minik Serçe'ye bir teşekkür borçlu değil miyiz sizce de?
Sezen Aksu'dan öğrenilecek en kıymetli şey, biriktirmek. Özellikle kelimelerimizin 140 karakterle sınırlı, fotoğraflarımızın filtreli ve hayatımızın en kıymetli dakikalarına biçilen ömrün 10 saniyeden ibaret olduğu dijital bir dünyada, o üretimindeki kalıcılığın coşkusu, 140 karaktere sığmayan sözleri, filtresiz melodileri ve 10 saniyeyi bile ölümsüz kılabilen şarkılarıyla biriktirmenin bir nevi sanat olduğunu hatırlatıyor.
Fotoğraf: @sinantuncay
Bir saat dahi uzak kalamadığımız dijital dünya için 6 yıl, dünya tarihiyle eşit neredeyse. Geçen süre zarfında neleri ıskaladığımızı, nelere tanık olduğumuzu veya nelere kavuştuğumuzu bir düşünün. Son 6 yılda ruhumuza, tenimize ve hayatımıza değen her şeyin parmak izini "Biraz Pop Biraz Sezen" albümünde tutmuş Sezen Aksu. "Olup bitenleri dünya telaşına kapılıp hissedemediyseniz, paniğe mahal yok. Ben sizler için de hissettim." der gibi.
Bu albümde de duygu dönüştürme tesisine birbirinden değerli arıtıcılar eklemiş. En kıymetlisi "Pardon" şarkısıyla giden sevgiliye hüznün en zarif haliyle seslenebilen Sibel Algan. Bu sefer "Hakkımda konuşmuşsun, dargınmışsın bana meğer. Dargınken sevgililer erken konuşan kaybeder." diyor Sezen Aksu'nun sesiyle, yalnız bir gitar eşliğinde. İçinde bulunduğunuz tünel ne kadar çıkmaz ve karanlık olursa olsun, tünelin sonundaki ışığı her zaman bulur Sibel. Işığın her şart ve her koşulda bulunabileceğine inanır. Olur da bir gün bir yerlerde kendisiyle yolunuz kesişirse, cebinizde hayatla alakalı bir soru mutlaka bulunsun.
Sezen Aksu, sesindeki olgunluk tınısıyla tüm ihtiras kavgalarını sindirip, susmayı bilmenin erdemiyle hayatı kabullenmeyi öğütlüyor bize. Üstelik şişirilmiş övgü kadar haksız yergiyi de şifalı bir bala dönüştürebilmiş olmanın verdiği zenginlike. Yol arkadaşı Onno'dan geçtiğimiz Mart ayında kaybettiği annesi Şehriban hanıma, özlemlerini sunmayı da ihmal etmiyor, bir gün bir yerlede kavuşabilmenin ümidiyle.
Fotoğraf: @sinantuncay
Albümde yer alan 16 bestenin armoni kalitesini müzisyenlere bırakıp, duygu kalitesinden bahsetmek çok daha yerinde olacak. Dünyanın iklimi gün geçtikçe sertleşirken ve anılarımızı dijital makinelerin kronolojik deposuna hapsederken, Sezen Aksu'nun kendi öz sandığından yükselen sesine kulak vermeli.
Biraz Pop Biraz Sezen’i dinlerken, hiçbir şarkıyı atlamadan dinleyin. İsyancı'dan Göç'e, tüm şarkılar yaşamayı unuttuğumuz hayatın manifestosunu yeniden hatırlamamız için eşşiz bir bildiri niteliğinde. Bu bildiride imzası olan tüm müzisyenlerin ve ekibin hayatı kutlayan duygusuna sağlık!
Sezen Aksu'nun deyimiyle: "Yaşasın hayat, budur manifesto!"