Brancusi değil, Alaia

Tasarımları Picasso ve Jean-Michel Basquiat gibi sanatçılarla yan yana sergilenmiş, 1998’de Biennale della Moda’ya katılmış ve Andy Warhol’un Paris’te ilk sergisini açtığı yerde moda tasarımları sergilenecek bir yaratıcı düşünün. Moda bir sanat biçimi midir tartışmaları süredursun, Azzedine Alaïa heykelvari tasarımlarını Paris’in en görkemli moda müzesi Galliera’da sunmaya hazırlanıyor. 

Paris Moda Haftası çerçevesinde öngösterimi yapılan; Naomi Campbell, Bill Cunningham ve Azzedine Alaïa ile gezdiğimiz sergiden çıkarılması gereken en önemli not Kadına Saygı. Sergide Alaïa’nın kadın vücudunu bir heykel gibi ortaya çıkaran tasarımları söyletmiyor bunu sadece bize. O'nun etrafını saran kadınlara bakışı ve onlara bakarkenki gözleri de bunu kanıtlıyor. O, sözü kadına bıraktığını her cümlesi ve hareketiyle yineliyor. "Ben kıyafetler yapıyorum, modayı kadın yapıyor," diyen de yine kendisi. Alaïa’nın kariyeri boyunca yaptığı kadın heykellerini giyenler arasında Greta Garbo, Louise de Vilmorin, Grace Jones ve Arletty var. Alaïa, kadınları couture’ü ile saran ve kadınlar tarafından etrafı sarılan biri. "Bir kıyafet üzerinde çalıştığım zaman bütün vücut üzerinde akmalı kumaş. Bütün vücudu sarmalı, profilden ve de arkadan.." Sarmak, bizzat Alaïa’ya ait bir kelime.

O'nun formla, hacimle ve kullandığı materyellerle olan ilişkisi bir heykeltraşı andırıyor. Moda ve sanat arasında bir çizgi varsa eğer Azzedine Alaïa bunu en çok zorlayan isimlerden biri. Moda endüstrisine hediye ettiği büstlyeri ve fazlaca kullandığı deriyle yarattığı duygusal ve çekici tasarımları insani ‘’moda ve sanat‘’ sorunsalının üzerinde bir kez daha düşündürtüyor. Paris Galliera’nın Müze Müdürü Olivier Saillard ekliyor; "Alaia’dan bir elbiseye baktığınızda, başka bir şeye ihtiyaç yok." Haklı! Azzedine Alaïa’nın kadından heykelleri her şeye yetiyor. Kocaman salonu kaplayıp salondan dışarı taşıyor adeta.

Sergi alanının tasarımcısı Martin Szekely’nin rolünü de yabana atmamamız gerekiyor. Gerçekleştirdiği sahne tasarımı sayesinde Alaïa tasarımlarının heykelsi özellikleri öne çıkmış. Spot ışıklar heykellerin her detayını aydınlatıyor. Fotoğraf çekimi yasak olduğundan serginin Matisse Salonu'nda olan kısmını görebiliyorsunuz buradaki resimlerde sadece. Ama esas sergi mekanının karanlık salonunda, kadın formunda heykeller her an canlanacaklarmış gibi duruyorlardı. Sergiden ayrılırken arkanıza bakma ihtiyacı duyuyorsunuz. Kadınların da sizin arkanızdan çıkıp karşı kaldırıma Palais de Tokyo’ya moda haftasını izlemeye gitmediklerinden emin olmak istiyorsunuz.

-Can Remzi ERGEN