2000'lerin Enerjisi ve Renkli Ruhu: Manc

Bize Manc'in hikayesinden ve kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Çiçek: Manc 2018 yılında fikir olarak New York’ta doğdu ama temelleri İstanbul’da atıldı. Biz Naz’la üniversitede tanıştık ve FIT New York’ta beraber okuduk. Bu süreçte moda dünyasında bazı şeylerin eksikliğini hissettiğimizi farkettik.

Naz: Türkiye’ye döndükten sonra fikirlerimizi hayata geçirmek üzere tezatlardan beslenen ve karakter sahibi olan Manc’ta birleştik. Yolumuza ilk olarak kemer tasarlayarak başladık çünkü bunun büyük bir eksik olduğunu farkettik sonrasında ikimizin de en büyük hayali olan çantayla devam etmeye karar verdik. Manc’in bizim için bir anlamı var ama insanlar ne arzuluyorsa o anlamı yüklesinler istiyoruz.

Üretirken nelerden, kimlerden ya da hangi dönemden ilham alıyorsunuz?

İlk imza parçamız olan Lilith çantalarda 2000’lerin insanın içini ısıtan, enerjisini arttıran renkli ruhundan ilham aldık. Baget şekli, sayısız renk varyasyonu ve hiç bir zaman eskimeyecek tarzıyla “ugly-chic” tanımını tekrardan gündeme getirmek istiyoruz. Bizim için ayrıca en önemli olan şeylerden biri de tasarımların fonksiyonelliği. Bu yüzden Lilith çantalarımızı altı farklı şekilde takılabilmek üzere tasarladık. İstenirse en uzun sap hali kullanılıp çapraz olarak, ya da istenirse en kısa saplı haliyle minik el çantası olarak kullanılabiliyor. Ayrıca yeni sezonda Lilith çantaların yanına, yeniden yorumlanmış baget formuyla “Maya” ve  geometrik parçalardan esinlenilen “Delina” çantalar da eklenecek.

Tasarımlarınıza dair olmazsa olmaz’larınız ve asla’larınız neler?

Olmazsa olmazımız tamamen özgün olmak, çeşitli deriler ve çeşitli renkler ile oynayabilmek. En büyük arzumuz Manc kadınlarının başkaları için değil kendileri için giyinmeleri. Bizim marka olarak asla dediğimiz bir şey henüz yok. Biz kuralları takip etmiyoruz ve çok zorlamıyoruz.

Manc bir insan olsa, bir günü nasıl olurdu? Nerelere gider, neler yapar, kimlerle takılırdı?

Manc New York’ta yaşadığı için sabah kahvesini Soho’da içerdi sonra atölyeye gidip günlük işleri gözden geçirirdi. Yeni koleksiyon üzerine birkaç saat çalışıp sonrasında arkadaşlarıyla yemeğe çıkardı. Eğer akşam yemeği yiyecebileği kişiyi seçebiliyor olsaydı, Manc için bu kişi John Galliano olurdu ve yemek Lucien’de yenirdi.

Tasarımlarınızı kimin üzerinde görmeyi hayal ediyorsunuz?

En çok görmek istediğimiz ikili şu an için Bella Hadid ve Hailey Baldwin. İkisinin de tarzlarındaki özgüveni markamıza çok paralel buluyoruz.

Manc için gelecek planlarınız arasında neler var? 

Bizim için her çantanın kendi karakteri ve yaşam tarzı var. Biz insanların da çantalarımızı böyle benimsemesini ve bizi tanımasını istiyoruz. Karşımıza çıkan bütün engelleri nasıl aşabileceğimiz konusuna epey kafa yoruyoruz ve daima benliğimize ve özgünlüğümüze sadık kalmaya çalışıyoruz. Anlaşılmak ve her kadının dolabına girebilmek en büyük hedefimiz.