Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Önce birbirinin çıplak halini görenler, sonra kahve içmek gibi ileriye dönük planlar yaparsa, bu, heyecan verici bir gelişme olarak kabul edilebiliyor. En son ne zaman romantik bir “ilk randevu”ya çıktığınızı hatırlamıyorsanız, bu yazıyı okuyun.
Fotoğraf: © Trunk Archive
Gündelik hayata dair kavramları felsefe ve edebiyatla yorumlamaktaki mahareti tartışılmaz olan Alain de Botton, uzun süren bir bekleyişin ardından yayımlanan son romanı Aşk Dersleri’nde şöyle diyor; “bu çağın garipliklerinden biri, arkadaşlık kurmanın en kolay yolunun genelde karşımızdakinden soyunmasını istemek olması.” Ne felsefeyle, ne edebiyatla pek bir ilgisi olmayan, fakat kadınlara karşı son derece ilgili arkadaşım Berk de durumu tuhaf bulmuyor olmakla beraber, onunla aynı fikirde: “Seks konusunu büyütmemek gerek. Çünkü bugünlerde iki insan arasında samimiyet oluşturmanın en kısa ve sağlıklı yolu.”
Hayatımızın romantik filmleri tersten akmaya başlarsa
Çok uzak bir zaman öncesine; muhallebicilerde buluşmaya, birlikte yemeğe gitmek için bile aylarca beklemeye, aşkı şarkılarla, mektuplarla, şiirlerle ifade etmeye kadar gitmemize gerek yok. Fakat şunun şurasında 10 yıl önce bile eğitimli, modern, sosyo ekonomik statüsü yüksek insanlarının hayatında daha önemli bir yeri olan “date’e” çıkmaya ne oldu da biriyle flört etmenin çizgileri bu kadar bulanıklaştı düşünmeden edemiyorum. Bu soruyu kendime ilk soruş anım, hani çok demode olmasa Sex and the Cityvari diyebileceğim bir bekar kadınlar masası sohbetine denk geliyor. En yakın arkadaşlarımdan biri hoşlandığı adamla yemeğe çıkmış, ardından sinemaya gitmişler. Adam filmi izlerken sessizce bizim kızın elini tutuyor. Arkadaşım bunu anlatırken masada bir heyecan fırtınası! El çırpanlar, birbirine sarılanlar, hüngür hüngür ağlamaya başlayanlar… Tamam, biraz abarttım. Ama inanın sadece ağlama kısmını. Şimdi “bunda ne var, işte bildiğimiz anlamda bir ilk buluşma” diyebilirsiniz. Barda tanışılan gecede gelen sevişmenin, ardından gece yarısı atılan bir mesajla yapılan ev ziyaretinin ve sancılı mesaj bekleme günlerinin hikayesini duymadan karar vermeyin derim. Önce ‘küçük’ bir detay olan sevişme aşamasını geçip, sonra el ele tutuşmak sizce de ironik değil mi? O akşamın ardından, büyük şehirlerde yaşayan, 30-45 yaş arası bekar arkadaşlarım arasında yaptığım ufak bir istatistik çalışması kanıtladı ki; iki kişinin tanışıp, birbirinden hoşlanıp, aralarındaki iletişimin ilişkiye dönüşmesine uzanan süreç yalnızca böyle işliyor olmasa da, ezici çoğunluk romantizmin tersten akmaya başladığı konusunda hem fikir.
Önce birbirinin çıplak halini görenler, sonra kahve içmek gibi ileriye dönük (!) planlar yaparsa bu heyecan verici bir gelişme olarak kabul edilebiliyor. Kim bilir, belki de artık asıl mahremiyet duygusal yakınlık kurma isteğini belli etmek anlamına gelirken, karşımızdaki insana hayatıyla ilgili sorular sormak da onu çıplak görmeye çalışmak gibi bir şey haline geldi. 41 yaşındaki Okan bunun sebebini, “tanıdığın ve resmi olarak ‘biz beraberiz’ dediğin bir insandan, sırf seni cinsel olarak tatmin etmiyor diye ayrılmak çok zor. Bunu yaşayacağıma önce onunla yatakta mutlu olduğumu iyice anlayıp sonra duruma resmiyet kazandırmayı tercih ediyorum” diye açıklıyor düşüncelerini. “Bence zaten insanlar sanal ya da gerçek dünyada, ortak bir çevrede oldukları kişilerle etkileşime geçiyor. Yani aslında biraz sosyal medya biraz Google araştırmasıyla karşılarındaki kişiyi tanıyor gibi hissediyorlar. Bu yüzden de daha rahat davranıyorlar.”
Roller coaster’a binmek ya da binmemek
Zaten çok yoğun geçen hayatın içinde, bir yemeklik vakti bile çok tanımadığın birine ayırmak istememek, konuşacak konu bulmaktan, sıkılmaktan korkmak, dahası seksin bir tabu olmaktan kısmen çıkmaya başlıyor olması artık kimsenin buluşma planlamama sebeplerinden olabilir. “Dating” kelimesinin ilk kez 1914’te Amerikan Ladies' Home Journal dergisinde kullanıldığı biliniyor. Buluşma, randevu, çıkmak… Zamanla tarihin tozlu sayfalarına gömülüp, sözlüklerden atılıp atılmayacaklarını bilemeyiz. Ama şöyle bir düşününce, sevgilimiz olmayan biriyle buluşmak için heyecan ve özenle hazırlanmanın, karnımızda uçuşan kelebeklerin ve bindiğimiz roller coaster’da bizi nelerin bekleyeceğini merak etmenin güzelliğini hatırlamak zor değil. Belki de bu yüzden, eğer istiyorsak gerçek bir buluşma yaşama arzumuzu belli etmek, hatta teklif etmek de fena bir fikir olmayabilir. Yaşasın randevu talep eden kadınların onurlu mücadelesi!