Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Beyaz Saray'ın tekstil tasarımcısı, büyük renkli gözlükleriyle zamansız stil ikonu Iris Apfel, 102 yaşında cuma günü Florida Palm Beach'teki evinde hayatını kaybetti. Haber, uzun yıllar kendisiyle çalışan Stu Loeser tarafından doğrulandı.
Apfel, yönetmen Albert Maysles'ın Emmy Ödülü adayı belgeseli Iris'te (2014) "Büyük, cesur ve gösterişli şeyleri severim" diyordu. Grey Gardens yönetmeni, Apfel'i Harlem'de pazarlık yaparken ("Benim çok param yok. Bu paltoyu ne kadara satarsın? Hadi canım sen de") ve (2015'te 100 yaşında ölen) kocası Carl için 2 dolarlık oyuncak ayılara ve çivili bir şapka satın alırken görüntüledi. Ayrıca belgeselde Apfel'in fotoğrafçı Bruce Weber'e modern tasarımcıları eleştirirken ("Dikiş dikmiyorlar, drape yapmıyorlar, medya manyakları"), Teksas Üniversitesi'nde ders verirken, MAC Cosmetics ile işbirliği yaparken ve tasarımcı Alexander Wang'a CFDA Ödülü verirken izliyoruz.
Tesadüfi Bir İkon
Kendini "kazara ikon" ilan eden açık sözlü Apfel 2018'de Vogue için modellik yaptı, aynı yıl Mattel onun adına gümüş saçlı bir Barbie tasarladı. 2019 yılında, 97 yaşındayken IMG ile bir modellik sözleşmesi imzaladı. "Çok heyecanlıyım. Hiç doğru düzgün bir menajerim olmamıştı," diyor kendisi o zamanlar Women's Wear Daily'ye. Iris belgeselinin Netflix'te yayınlanmasının ardından Vanity Fair'e röportaj veren Apfel, "Aldığım tepkiler beni çok mutlu etti, hala aklıma gelince yüzümde küçük bir gülümseme beliriyor. Sanki penisilini ben icat etmişim gibi hakkımda konuşuyorlar" açıklamasını yapmıştı.
Tuhaf kıyafetleri, buz mavisi göz farı ve yakut kırmızısı dudaklarıyla Apfel'in giderek daha tanıdık hale gelen yüzü defilelerde ön sıralarda yer aldı ve yeşil takımları, ahududu rengindeki paltoları, turkuaz tüylü boa’ları ve onu ayakta tutan bastonuyla kısa sürede medyanın radarına girdi. The Times of London'a verdiği röportajda, "Ben tam bir işkoliğim, ama doksanlı yaşlarımda kapak kızı olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi," diyor.
The New Yorker 2015'te yayınladığı bir makalede "Apfel'in sanatını farklı en büyük film yapımcılarının çoğununki gibi, montaj sanatıdır" diye yazmıştı. Ya da kendi deyimiyle: "Daha fazlası daha fazlasıdır ve daha azı sıkıcıdır."
2005 yılında, 1950'de eşi Carl ile kurduğu kumaş şirketi Old World Weavers'tan ayrıldıktan 13 yıl sonra, Apfel bir Fabergé şöleninden daha ihtişamlı bir "geriatrik yıldız adayı" olarak yeni dünyasına adım attı. Harry Truman'dan Bill Clinton'a kadar dokuz başkanlık döneminde Beyaz Saray için kumaş ve mobilya restore ederken ("Meşgul bir arıydım"), Apfel "Kumaşın First Lady'si" ya da "Kumaşın Leydisi " gibi lakaplar almıştı. Ancak sonunda onu spot ışıklarının altına taşıyan iç mekanlar değil, kendi giyim tarzı oldu.
Metropolitan Sanat Müzesi Kostüm Enstitüsü, Apfel'in bit pazarından bulduğu parçaları haute couture ile harmanladığı gösterişli kıyafetlerinden esinlenerek ("Doğaçlama yapmayı severim; neye elimi dokunsam onu caz çalarmış gibi yaparım") 2005 yılında kişisel koleksiyonundan 40 parçayı sergiledi. "Rara Avis: The Irreverent Iris Apfel" sergisi 13 Eylül 2005'te açıldı ve Apfel 2019'da The Times'a verdiği röportajda "Bir anda seksi ve havalı oldum. Her zaman farklı giyinir ve girdiğim ortamlarda tarzımla dikkat çekerdim. 50 yıl önceki tarzımdan çok da bir şey değişmedi aslında. O dönem de dergiler benimle röportaj yapmak istemiş; çeşitli markalardan hazır giyim, mücevher ya da aksesuar koleksiyonu hazırlamam için teklifler yağmıştı."
Görkemli Detaylar
Seksen yıl boyunca aksesuar koleksiyonu için bit pazarlarıyla çok katlı mağazaları gezerek farklı kehribar bilezikler, çiçekli iğneler, biblo kolyeler, yünden hazırlanan boncuklar, renkli bileklikler toplayan Apfel ilk alışverişini 11 yaşında yapmıştı. Kendisi o günleri "Bir broşa takıldım ve onun kedinin pijaması olduğunu düşündüm," diye hatırlıyor. 65 sent biriktirerek ve biraz da pazarlık yaparak ("Bu da oyunun bir parçası") koleksiyonunun ilk parçasını satın almıştı. Bir başka sefer, annesi ona Paskalya Geçit Töreni için bir kıyafet alması için 25 dolar vermiş. Zamansız stil ikonu The Guardian'a o özel günü "Soluk şeftali rengi güzel bir ipek elbise, hasır bir şapka ve bir çift topuklu ayakkabı almıştı ve hala kahve ile öğle yemeği için param vardı" sözleriyle açıklıyor.
29 Ağustos 1921'de Queens, New York'ta, butik sahibi Rus anne Sadye ile cam ve ayna uzmanı bir aileden gelen Amerikalı baba Samuel'in çocuğu olarak dünyaya gelen Iris Barrel, The Guardian raöportajında "Annem zamanına göre inanılmaz biriydi: bana hamile kaldığında hukuk fakültesindeydi, bu yüzden okulu bırakmak zorunda kalmış ama moda işine girerek kendisine butik açtı. Bana modaya dair her şeyi öğreten kişi odur” diyor.
İleri Görüşüyle Vogue'a Uzanan Yolculuk
Apfel, Iris'te Tavi Gevinson'a "40'larda muhtemelen jean pantolon giyen ilk ve tek kadındım" diyor ve ekliyor: "Birdenbire bir fikir aklıma geldi. Büyük pötikareli bir parçam olsaydı harika olmaz mıydı dedim - çılgınca gelebilir ama pötikareli bir eşarp ve çok büyük halka küpelerim olsaydı, onları zamansız bir gömlek ve jean pantolonla giyebilirdim."
Yaratıcı bir kişiliğe sahip olan Apfel, New York Üniversitesi'nde sanat tarihi eğitimi almış ve Wisconsin Üniversitesi'nde sanat okuluna devam etmiştir. 2014'te Vogue'a verdiği röportajda, "Okulda hiçbir şeyin kendi kendine var olmadığı, her şeyin gerçekleştiği dönemin koşulları (Ekonomi, sosyoloji, politika vb.) sonucu ortaya çıktığını öğrendiğim muhteşem bir sanat dersi aldım. Bu çok önemli bir dersti" diyor. Daha sonra Women's Wear Daily ve iç mimar Elinor Johnson için çalıştı ve moda illüstratörü Robert Goodman'a asistanlık yaptı.
Iris Barrel 1947 yılındaki Carl ile ilk buluşmasında Norman Norell imzalı siyah bir elbise giymiş: "Kocamla ilk randevumda giydiğim elbiseyi hala gardırobunda ve bu 68 yıl önceydi. Kıyafetlerim bana çok şey katıyor.” Carl ise o günü “Onda içime işleyen bir şeyler vardı; hep oradaydı." sözleriyle anlatırken Iris onun sözlerini şu şekilde tamamlıyor: "Ben de onun havalı, sevimli ve Çin yemeği yapan biri olduğunu, dolayısıyla daha iyisini yapamayacağımı düşündüm."
İkili 22 Şubat 1948’de evlendi ve iki yıl sonra ise aradıkları kalitede desenli kumaş bulamadıklarını fark etmeleriyle kendi kumaş markalarını kurdular. Apfel, bir arkadaşının dokumayla ilgilenen babasını arayarak kendisi için tasarım yapmasını istedi ve bu tasarım o kadar başarılı oldu ki Apfel'ler 17., 18., 19. ve 20. yüzyıl başlarına ait kumaşların replikalarını üreterek Old World Weavers'ı açmaya karar verdiler. Müşterileri Jackie Kennedy'den Greta Garbo'ya, kadar uzanıyordu. Çiftin hiç çocuğu olmadı. Apfel, Iris'te "Çocuğumun bir dadı tarafından büyütülmesini istemedim ve her şeyi yapamazsınız, bu imkansız" diyordu. Ayrıca belgeselde kendini "dünyanın en yaşlı ergeni" olarak tanımladı.
2019'da The Times'a verdiği röportajda "Hayatın hiç beklenmedik bu döneminde yaşadıklarım beni hayrete düşürüyor. Bir peri masalının içinde yaşamak gibi." diyor.