Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Modern flört dünyasında ortaya çıkan yeni bir terim: Slow Fading
Günümüzde özellikle de dijital flört dünyasıyla birlikte yeni biriyle tanışmak birkaç kaydırma hareketine, bir “merhaba” mesajına ya da bir kalp emojisine bakıyor. Yeni biriyle tanışmak bu kadar kolayken başta her şeyin harika ilerlediği izlenimine kapılmak da kaçınılmaz oluyor. Sohbetler akıyor, planlar yapılıyor, karşılıklı ilgi belirgin bir hal alıyor. Ama sonra... bir şeyler aniden değişmeye başlıyor. Önce mesajlara cevaplar gecikiyor. Ardından heyecanla beklediğin o “günaydın” mesajları birden ortadan kayboluyor. Planlar iptal ediliyor, konuşmalar yüzeysel hale geliyor ve sen kendini ne olduğunu anlamaya çalışırken buluyorsun. İşte tam da bu noktada “slow fading” olarak adlandırılan tatsız ve maalesef oldukça yaygın bir flört davranışı devreye giriyor.
Çoğumuz reddedilmekten hoşlanmayız. Hele ki bir açıklama olmadan, yavaş yavaş hayatımızdan çıkan biriyle karşı karşıya kalmak çok daha yıpratıcı olabilir. Mesajlar seyrekleşir, ilgisi azalır ama tam olarak ne olduğunu da bilemezsin. “Meşgul mü, yoksa uzaklaşmak mı istiyor?” diye düşünürken aslında gerçek çoğu zaman nettir: Artık ilgilenmiyordur, ama bunu söylemeye cesareti yoktur. Peki, bu davranış biçimi neden bu kadar yaygınlaştı? Ghosting’in bile çok sert bir tavır olarak görüldüğü bir dönemde insanlar artık yeni bir kaçış yolu olarak slow fading’i mi seçiyor? Ve en önemlisi, bu kadar belirsizlik içinde kalmak duygusal olarak bizi nasıl etkiliyor?
Slow fading, bir ilişkinin veya flörtün herhangi bir resmi bitiş olmadan yavaş yavaş sona ermesi anlamına gelir. Karşındaki kişi sana açıkça “devam etmek istemiyorum” demez ama bir şeylerin değiştiğini hissedersin. Önceden heyecanla attığı mesajlar artık tek kelimelik cevaplara dönüşür, plan yapmak istediğinde “yoğunum” gibi bahanelerle geçiştirir ve zamanla tamamen ortadan kaybolur. Ama işin can sıkıcı kısmı, bu sürecin günler, haftalar hatta aylar alabilmesi. Bu da seni sürekli bir belirsizlik içinde bırakabilir.
Her ikisi de bir kişinin iletişimi keserek flört ettiği kişiden uzaklaşma yöntemidir ama farklı şekillerde gerçekleşir. Ghosting, daha ani ve net bir şekilde ortaya çıkar. Her şey yolundayken bir anda o kişi tüm iletişimi keser, mesajlara cevap vermez ve adeta ortadan kaybolur. Ne bir açıklama vardır, ne bir veda… Sanki hiç var olmamışsın gibi davranır.
Slow fading ise bir nevi yumuşatılmış ghosting'dir. İletişim bir anda değil, azar azar bitirilir. Mesaj sıklığı düşer, ilgi kaybolur ama kişi tamamen ortadan kaybolmaz—en azından hemen değil. Bu nedenle daha kafa karıştırıcıdır. Çünkü kişi hala oradadır ama aslında değildir.
İlişkiden yavaş yavaş ve sessizce çekilme davranışı olan slow fading, psikolojide kaçınmacı bağlanma tarzı, çatışmadan kaçınma eğilimi ve duygusal olgunluk eksikliği gibi faktörlerle açıklanabilir.
Slow fading davranışını gösteren kişilerde sıklıkla kaçıngan bağlanma stili görülüyor. Bu kişiler, duygusal yakınlık arttığında rahatsızlık hissedebilir ve uzaklaşmak için pasif yollar tercih ederler. Direkt bir ayrılık konuşması yerine zamanla uzaklaşmak, onlara daha güvenli gelir çünkü duygusal yüzleşmeden kaçınmış olurlar.
Birçok kişi için çatışma, kaygı verici ve yorucu olabilir. Bu nedenle insanlar, karşı tarafı kırmamak ya da kendileri kötü hissetmemek adına açık bir konuşma yapmaktan kaçınırlar. Oysa bu kaçınma, kısa vadede rahatlatıcı olsa da uzun vadede hem kendileri hem de karşılarındaki kişi için çok daha fazla zarara yol açar.
İlişkiyi bitirmek, karşı tarafın duygularına saygı göstermekle ilgilidir. Ancak bazı kişiler, bu tür olgun ve dürüst bir adımı atmakta zorlanırlar. Bunun yerine, iletişimi azaltarak “kendiliğinden bitmiş gibi” göstermeyi tercih ederler. Bu da aslında, duygusal sorumluluktan kaçma biçimidir.
Biriyle doğrudan konuşup, artık devam etmek istemediğini söylemek suçluluk yaratabilir. Oysa yavaş yavaş ilgiyi kesmek, bu suçluluğu hafifletebilir gibi gelir. Bu kişiler, karşı tarafın “anlamasını” bekleyerek vicdanlarını rahatlatmaya çalışırlar.
Slow fading davranışını sergileyen kişiler, iletişimi tamamen kesmediği için ilişkiyi tamamen sonlandırmış gibi de hissetmez. Bu durum, karşı tarafa hala bir “ihtimal” hissi bırakır ve bu da bir tür kontrol hissi yaratabilir. Yani ilişkinin ne zaman biteceğine kendisi karar vermiş olur.