Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Tenis efsanesi Serena Williams, ABD Açık Tenis Turnuvası'nın ardından kariyerini noktalamaya hazırlandığını Vogue'a açıkladı. Vedalarda pek de iyi olmadığını ve emeklilik sözcüğünden hiç hoşlanmadığını dile getiren Williams'ın açık yüreklilikle kaleme aldığı yazının öne çıkan başlıklarını aktarıyoruz.
Tenisle aranız nasıldır bilinmez ancak herhangi bir şekilde konu tenise geldiğinde akla gelen isimlerden birinin Selena Williams olduğuna eminiz.
23 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Williams, Vogue için kaleme aldığı mektupta tenis kariyerini bırakma sürecini açık yüreklilikle anlatıyor. Yazıda tenise olan tutkusunu yakından görebiliyor, aynı zamanda onun gibi bir efsaneyle aynı döneme geldiğimiz için ne denli şanslı olduğumuzu da bir kere daha fark ediyoruz.
"İnanın, tenis ve aile arasında seçim yapmak zorunda kalmak istemedim. Adil olduğunu düşünmüyorum. Erkek olsaydım, bunu yazıyor olmazdım çünkü dışarıda oynarken de kazanıyor olurdum. Eşim, ailemizi genişletmenin fiziksel emeğini yapıyor olurdu." diyerek kariyerini noktalama kararının yeni bir çocuk sahibi olmaya odaklanmak olduğunu da anlatıyor Williams.
Çok küçük yaşlardan itibaren tenisle iç içe olan ve bu sporun kendisine neler kattığını anlatan Williams, ayrıca, "... Margaret Court’un 24 şampiyonluk rekorunu geçemediğim için en iyisi olmadığımı söyleyenler var. Ama bugünlerde tenis geçmişimi oluşturmakla ailemi oluşturmak arasında seçim yapmam gerekirse, ikincisini seçiyorum. Bebek emzirirken oynadım, doğum sonrası depresyonla oynadım. Doğumdan döndükten sonra şansım vardı. Ama 23 kez kazandım ve aslında bu olağanüstü.” diyerek kariyerinin perde arkasına bizleri davet ediyor.
Ve elbette tutkunu olduğu tenisi bırakmaya gün saymaya başladığı için karmaşık duygular içinde. Özellikle "emekli" kelimesini sevmediğini belirten sporcu bu süreci bir evrim olarak tanımlıyor. "Bu yol ayrımında olmaktan nefret ediyorum. Kendi kendime keşke benim için kolay olsa diyorum ama değil. Bitmesini istemiyorum ama aynı zamanda bir sonraki hayatıma hazırım. Bu röportaj yayınlandığında dergiye nasıl bakacağımı bilmiyorum.” ifadelerini kullanarak da heyecanını anlatıyor. Vedalardan hiç hoşlanmadığını ve veda etmekte ne kadar kötü olduğunu da itiraf ediyor.
Williams bizlere yazdığı açık bir mektup olarak yorumlayabileceğimiz yazısını bitirirken "tenis oynayan" versiyonunu özleyeceğini söylüyor. Biz de onu ve tenise bıraktığı unutulmaz mirası özleyeceğiz. Ve tıpkı onun gibi bu veda süreci nasıl ilerleyecek inanın biz de bilmiyoruz. Serena bir Slam daha kazanıp yeniden tarih yazabilecek mi, bekleyip göreceğiz. Ancak sonuç ne olursa olsun Serena Willams'ı izlemiş olmanın ayrıcalığını düşününce, kazananın daima biz ve kendini adadığı tenis olduğuna eminiz.