İnji Akış Halinde

Dijitalleşmenin kariyerine yön verdiği yetenekli, güzel ve genç bir isim İnji. Yazdığı şarkılar TikTok’ta dilden dile dolanınca finans alanında hedeflediği iş hayatı yön değiştiriyor. Ailesiyle bu konuda başta çatışsa da bugün geldiği nokta, doğru bir karar verdiğini gösteriyor. Hepimizin bildiği adıyla İnji, asıl adıysa İnci. İngilizce okununca adının “İnsi” olarak okunmasını istemediği için bu şekilde kullanıyor. “Şimdi de bütün Türkiye adımı yanlış telaffuz ediyor. Olsun, anlıyorum bunu” diyor.

İnji, müzikle erken tanışanlardan. Sekiz yaşında İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda klasik piyano eğitimi alıyor. Müziğin her zaman hayatının merkezinde yer aldığını fakat kariyer olarak yapmayı hiç planlamadığını söyleyen ünlü şarkıcı, “Kafayı takıp, en iyi finans okulu Wharton Business School’a girdim. Üniversite hayatım boyunca hep bu alanda bir kariyer için çabaladım hatta Bain & Company New York ofisinde işe bile başladım. Gaslight adlı şarkımı üniversite arkadaşlarımla eğlencesine yapmıştım; hiçbir beklentim yoktu. Üniversite üçüncü sınıftayken viral bir an yakaladı. Son sene de müzik endüstrisinin kapısı açılmışken, şansımı denemeye karar verdim” diyerek müzik kariyerine nasıl başladığını anlatıyor. Gaslight ve Madeline ilk iki single’ı oluyor. Sosyal medyanın müzik kariyerinde öneminin büyük olduğunu ve bugün en güçlü pazarlama aracının sosyal medya olduğunu şöyle dile getiriyor: “Düşünsenize, 20 sene önce bir plak çıkartmak için büyük bir şirketin yardımı, billboard’lar, radyo, televizyon gibi şeyler gerekiyordu. Şimdi yurt odamda üzerimde pijamalarımla otururken internete koyduğum 14 saniyelik bir video ile ünlü olabiliyorum. Bu çok güçlü bir şey.” Bellydancing şarkısı da doğal bir şekilde ortaya çıkmış. “Şarkının içine önce mariachi ezgileri koyduk, bu öğelerden şarkı sözlerinde de bahsetmek istedik. Şarkının hikayesi böyle felekten bir geceye dönünce, önce ‘göbek atmalık’ bir mekan aramak aklımıza geldi, sonra darbuka seslerini ekledik. Şarkının başında viral olan ‘abi azcık göbek atalım ya’ günün en sonunda doğaçlama olarak ortaya çıkan bir söz oldu” diyor genç sanatçı.

Amy Winehouse ona ilham veren en değerli sanatçı olmuş. Söz yazarlığından ve duygu dolu performanslarından her zaman çok etkilenmiş. Bugün yazdığı her şarkı sözünün hayatından çıktığını, bu nedenle dolu dolu yaşamaya çalıştığını, her şarkısının bazen kendisinin bazen de arkadaşlarının gerçek hikayelerinden yola çıkan, yaşanılanları yansıtan şarkılar olduğunu aktarıyor İnji. Sahnede olmaktan büyük keyif alıyor. “Sahnede olmak benim flow state aktivitem” diyor ve ekliyor: “Yani beni en mutlu eden, en doğru hissettiren şey. Sahnede olmak için doğmuşum lafı bana çok uyuyor. Sahnedeyken izleyiciyle beraber şarkı söylemek, onlarla konuşmak, eğlenmek hayatımın en mutlu anlarını yaşatıyor bana.”

Her şarkıcı gibi İnji de engellere takılmış, zor anlar yaşamış. “Bellydancing patladıktan sonra ilk defa iftiralarla karşı karşıya kaldım ve çok korktum. İnsanların neden yalan haberlerle beni karalamak istediğini anlayamamıştım. Dinleyiciyi mutlu etmeye çalışan, tatlı şarkılar yapan biriydim sadece” diyor. Sonrasında bunların herkesin başına geldiğini ve dünyada başarılı olup da sevilen neredeyse hiç kimsenin olmadığını öğrendiğini söylüyor: “Benim amacım zaten bütün dünyanın beni sevmesi değil... Amacım, beni ve müziğimi sevecek insanlara ulaşmak, onlara değer ve mutluluk katmak, başarılı bir kariyer yapıp sevgi dolu bir hayat yaşamak.” Kariyerinin dönüm noktası, 2023 yılının temmuz ayında New York’ta verdiği konser. “İlk büyük konserimi verene kadar geldiğim noktanın farkında değildim” diye ifade ediyor kendini. Onca insanın müziğini dinlemek ve eğlenmek için bir mekana toplanmış olmasına hayret etmiş. Çalışmalarına başladığı döneme kıyasla müzikal tarzı ve şarkı yazma yaklaşımı da evrilmiş ünlü ismin. Artık daha iyi bir şarkı yazarı olduğunu düşünüyor. Yazarlığın, üzerine hep çalışılması gereken bir yetenek olduğunu düşünüyor. “Öğrendiğim en önemli şey şu: Yüzde yüz kendin olmak zorundasın. İnsanlar bu aralar neleri dinliyor, nasıl bir şey yazarsam beğenirler diye müzik yapmak hiçbir işe yaramıyor” diyor ve ekliyor: “Bir de negatif yorumlardan kaçmaya gerek olmadığını öğrendim. Kimse size çamur atmıyorsa, demek ki kimsenin dikkatini çekecek bir şey yapmamışsınızdır!” Sosyal medyadan yapılan yorumları okumadığını ancak genellikle pozitif olan özel mesajları mutlaka okuyup bunlara yanıt verdiğini söylüyor. Müziğini dinleyen ve kendisini destekleyen herkesi çok sevdiğini belirtiyor. Kendisine her gün heyecan ve enerji kattıklarını ve turne zamanında hepsiyle tanışmak ve zaman geçirmek için büyük bir heyecan duyduğunu söylüyor.

İnji, işi gereği sürekli hareket halinde. Günlük giyimi ve sahne kıyafetleri dikkat çekiyor çünkü hem kişisel tarzını yansıtıyor hem de hayranlarınca yakından takip ediliyor. Koton ile işbirliği fikri de bu özgün tarzından çıkıyor. “Koton bana ilk ulaştığında inanılmaz heyecanlandım! Aramızda hemen aile sıcaklığında bir ilişki başladı. Bu tam anlamıyla bir friends and family işbirliği oldu diyebiliriz” diyor İnji. Büstiyerde Çiçek, Parti Başladı Demek; Külkedisi Değil, Leopar Ol; Kafanda Bir Tek Şeyi Büyüt: Kabanını; Hayatta Baskıya Hayır, Tişörtte Baskıya Evet gibi Koton x İnji kurallarıyla koleksiyonun reklam çalışmalarında yer alıyor.

İnji’nin hayat tarzından yola çıkarak hazırlanan Koton x İnji koleksiyonunda hem sokak stili hem de daha süslü parçalar bir arada yer alıyor. “Günlük hayatta sokak stilini benimseyen ama gecelere akmayı da seven biriyim. Benim giydiğim kıyafetlere bakarak koleksiyonu yapmaya başladık” derken kendisine göre en hit ürünün payetli leopar straplez üst olacağını ve bu parçayı üzerinden çıkarmadığını söylüyor. 

Gelecekte İnji hayranlarını neler bekliyor? “Caz geçmişimi biraz daha duyurduğum, çok farklı projeler üzerinde çalışıyorum. Sizi dans ettirtmek, eğlendirmek, mutlu etmek en büyük amacım.” Türkiye’den çıkmış bir dünya starı olmak ise en büyük hayali...