“Delusionship” Nedir?

İngilizce'de “sanrı” ve “ilişki” kelimelerinin bir arada kullanılmasıyla türetilen “delusionship” yeni -ve kesinlikle toksik- bir dating trendi olarak gündemimizde. 60.8 milyon görüntülenmeyle #delusionship hashtag'li içerikler TikTok'ta oldukça popüler olsa da ben bu kavram ile komedyen Kat Stickler'ın bir Reels videosu ile tanıştım. Kat'in geçtiğimiz yaz yayınladığı video an itibarıyla bir milyondan fazla görüntülenmeye sahip. “Delüzyonel ilişki içinde olan o arkadaş” başlıklı muzip video ilk başta çok komik gelse de ve sadece kız arkadaşlarımdan oluşan çeşitli WhatsApp gruplarında yüzümüzü güldürse de videodaki saf kızın “tıpkı benim gibi” olduğunu fark etmem tabii ki (!) uzun süremi almadı. Aynı red flag'ler ve aynı iyimserlikle o red flag'leri açıklama, safiyane nedenler uydurma çabası... Görüşmediğiniz zamanlarda siz yazmadan onun yazmamasının sebebi, mesajlaşmayı sevmeyen gerçek bir iletişim tutkunu olmasındandır. Instagram'da sizi hiç paylaşmamasının sebebi, son derece kreatif olan feed düzeninin renk paletini bozmak istememesi ve hesabını aslında iş için bir portfolyo gibi kullanmasıdır, özel hayat için değil. Takdir edilesi bir profesyonel. 

İşte “delusionship” aslında ciddi bir ilişki içerisinde olmadığınız o date'inizle, sizin safiyane açıklamalarınızla kendi kendinizi ikna ederek bir ilişki yaşadığınızı kendinizi inandırmanız sonucunda ortaya çıkan sanrı. Flört uygulaması Bumble'ın İletişim Direktörü Lucille McCart'a göre “Bu, yerleşik bir ilişkiniz olmayan birine karşı duyduğunuz idealize edilmiş veya aşırı romantikleştirilmiş bir aşka işaret ediyor.” Lucille şöyle devam ediyor: “Delüzyonel ilişki aşık olmaya benzer, ancak onların gerçek hayatını, özgün versiyonunu gerçekten tanımadan önce, onlarla olan hayatınızı veya onların kişilik özelliklerini idealleştirmeye başlayarak bir adım daha ileri götürürsünüz - ki bu da 'sanrı'nın olduğu yerdir.” Bu yer, zihin sağlığınız için oldukça tehlikeli olabilir. 

Peki komik “delusionship” videolarının kız gruplarında dolaşması, bu videolardaki baş aktörün ağırlıklı olarak heteroseksüel kadın olması bir tesadüf mü? Hayır, değil. Kadınlar, ilişkilerini analiz etmeye ve yorumlamaya kesinlikle erkeklerden daha fazla zaman harcıyor olabilir, ancak “delusionship” mağduru olmalarının bilimsel bir sebebi de var: Oksitosin. Bu sihirli hormon, kadınlarda östrojene erkeklerdeki testosterondan daha güçlü bir şekilde bağlanıyor, böylece kadınlarda yan etkisi daha uzun sürüyor. Bağlanma ve şehvet duygularının artması ve bu nedenle bir yanılsama içine düşmeye daha yatkın olmak gibi.

Sonsuz bir bahaneler döngüsü içinde her şeyin yolunda gittiği mükemmel bir ilişki mi yoksa bir “delusionship” mi yaşadığınızı yine en iyi siz bilebilir, bu acı gerçeği kendi kendinize itiraf ettikten sonra tedavi aşamasına geçebilirsiniz. İlişkilerinizi gerçeklik merkezli tutmayı ve yazmak isteyenin her türlü yazdığını unutmayın!