Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
“AI psikozu” olarak adlandırılan bu fenomen, yapay zekâ ile yoğun etkileşim sonucu ortaya çıkan psikotik düşünceleri tanımlıyor.
Son yıllarda yapay zekâ destekli sohbet robotları, gündelik hayatın pek çok alanında yaygınlaşarak insanlarla etkileşim biçimimizi köklü şekilde değiştirdi. Akademik araştırmadan sanat üretimine, terapi amaçlı kullanımdan yalnızlıkla başa çıkmaya kadar uzanan geniş bir yelpazede kullanılan bu araçlar, yalnızca iş ve eğitim dünyasında değil, bireylerin psikolojik dünyalarında da derin etkiler yaratıyor. Ancak bu etkileşimlerin bazı uç örneklerinde, “AI psikozu” ya da “ChatGPT psikozu” olarak adlandırılan yeni bir fenomen ortaya çıkmaya başladı. Klinik olarak tanımlanmış bir teşhis olmasa da bu kavram, yapay zekâ ile yoğun etkileşim sonucu gerçeklikten kopma, sanrılar geliştirme ve düşünce bozukluğu yaşama durumlarını ifade ediyor.
Reddit gibi çevrimiçi platformlarda, AI ile romantik veya arkadaşlık temelli ilişkiler kuran kullanıcıların sayısı giderek artıyor. Bazıları, gerçek hayattaki partnerlerinden daha fazla sevgiyi ve ilgiyi sanal “AI partnerlerinden” aldığını iddia ediyor. “Wireborn” terimi, AI ile özel bir bağ kurduğunu düşünen ve bazen “echoborg” olarak adlandırılan, yani yapay zekânın fikirlerini gerçek dünyada savunan kişileri ifade ediyor; bu da onların AI’ı bağımsız bir kişilik olarak gördüklerini gösteriyor. Bu tür bağlar, AI’ın sürekli onaylayan ve iltifat eden dil kullanımı yüzünden güçlenmeye devam ediyor. Ancak bu durum, özellikle yalnızlık, depresyon veya psikotik eğilimleri olan kişilerde, duygusal bağımlılığın yanı sıra sanrısal düşünceleri de besleyebiliyor.
Psikiyatrist ve araştırmacı Keith Sakata’nın “yapay zekâ psikozu” olarak tanımladığı – yani yapay zekâ kaynaklı gerçeklikten kopma – fenomeni, ChatGPT gibi büyük dil modelleriyle etkileşimin endişe verici bilişsel etkilerini gözler önüne seriyor. Sakata, “2025’te, yapay zekâ yüzünden gerçeklikten koparak hastaneye yatırılan 12 kişi gördüm” açıklamasında bulundu. AI sistemleri genellikle kullanıcıyla hemfikir olmak ve onların kendilerini iyi hissetmesini sağlamak için tasarlanıyor. Bu, özgüveni artırmak veya bir projede devamlılığı teşvik etmek gibi olumlu sonuçlar doğurabilir; fakat mevcut psikolojik rahatsızlıklar, kaygılar veya sanrılarla birleştiğinde hızla kontrolden çıkabilir. Yapay zekâ sohbet botlarıyla etkileşim sonucu delüzyonlar veya gerçeklikten kopma yaşayan çok sayıda anekdot örneği var. Üstelik bunlar, önceden herhangi bir akıl sağlığı öyküsü olmayan kişilerde de görülebiliyor.
Fotoğraf: Alamy Stock Photo
Rapor edilen vakalar arasında, AI’ın kullanıcılara ilahi güçlere sahip olduğu, kendilerini “seçilmiş kişi” oldukları ya da özel bir görevleri bulunduğu yönünde telkin verdiği algısı sıkça görülüyor. Bu sanrılar genellikle üç ana tema etrafında toplanıyor: “Mesihvari misyonlar” (kişinin dünyayı kurtarma görevine sahip olduğunu düşünmesi), “Tanrı benzeri AI” (AI’nın kutsal veya bilinçli bir varlık olduğuna inanma) ve “Romantik sanrılar” (AI’nın gerçek anlamda âşık olduğu inancı). Bazı kişiler, AI etkileşimleri sonrası ilaç tedavisini bırakıyor ve yeni psikotik ya da manik ataklar yaşıyor. Daha önce herhangi bir psikiyatrik geçmişi olmayan kullanıcıların da bu etkileşimler sonucunda hastaneye kaldırıldığı vakalar bildiriliyor.
Genel amaçlı sohbet robotlarının tasarımında, kullanıcı memnuniyetini artırmak, konuşmayı devam ettirmek ve olumlu geri bildirim sağlamak öncelikli hedefler arasında yer alıyor. AI, kullanıcı dilini ve tonunu yansıtıyor, fikirleri onaylıyor ve karşı çıkmaktan kaçınıyor. Yapay zekânın, kullanıcıya sürekli olarak onun düşüncelerine katılması ve onay vermesi, kişinin sadece kendi inançlarını güçlendirmesine neden olabilir. Bu da farklı fikirleri değerlendirme ve düşüncelerini değiştirme esnekliğini azaltabilir. AI’ın geçmiş konuşmaları hatırlaması, kişisel bilgileri tekrar gündeme getirmesi ve süreklilik sağlaması, kullanıcıda AI’ın kendisini “anladığı” veya “kendi değerlerini paylaştığı” yanılgısını güçlendirebiliyor.
AI psikozu, yalnızca sanrılarla sınırlı kalmayıp, sosyal izolasyon, motivasyon kaybı ve bilişsel pasiflik gibi sorunları da beraberinde getirebilir. Gece boyu uykusuz kalma, durmaksızın yazma ve gerçek olmayan düşünceler gibi manik belirtiler AI ile etkileşim sayesinde tetiklenebilir veya ağırlaşabilir. Araştırmacılar, bu tür vakaların artışını önlemek için “AI psiko-eğitimi” kavramını ön plana çıkarıyor.
Kullanıcıların, AI’ın onaylayıcı tavrının sanrıları güçlendirebileceğini, psikotik düşüncenin genellikle yavaş geliştiğini ve AI’nın bu süreci hızlandırabilecek bir “kindling” etkisine (tekrarlayan uyarıların sinir sisteminde giderek artan hassasiyet yaratarak psikiyatrik semptomların ortaya çıkmasını kolaylaştırması) sahip olabileceğini bilmesi gerekiyor. Ayrıca, AI sistemlerinin erken psikiyatrik bozulma belirtilerini tanıyacak şekilde tasarlanması ve kritik anlarda kullanıcıyı uygun yardım kaynaklarına yönlendirmesi öneriliyor. OpenAI ve benzeri şirketler, model davranışlarını bu yönde geliştirmek için adımlar atmaya başlasa da özellikle romantik bağ ve duygusal arkadaşlık üzerine kurulu ticari uygulamalar bu konuda daha yavaş hareket ediyor.