Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Çıktıkları yolda, şehirde kalıcı sanat müdahaleleri yaparak ilk adımı atan ve kendi deyimleriyle; “İnsanların kentlerine fayda sağlayabileceği projelerle katılımcı olarak katkı sağlayabileceği bir zemin sunan” Onaranlar Kulübü ve bağımsız bir ileri-dönüşüm hareketi olarak ruhu olan, geçmişten bugüne gelmeyi başarmış el emeği tasarımları usta zanaatkarların elinde onarıp yenileyen New Olds Studio ile tanışın.
Yaşadığımız dünya daha duyarlı olmak zorunda olduğumuza dair sinyaller vermeye devam ederken, eskisi gibi tüketmeye kaldığımız yerden devam etmemiz mümkün değil. Sürdürülebilirliğe, ileri-dönüşüme, yenilemeye ve yeniden kullanıma dair bireysel tutumların yarattığı etkiye dair farkındalığın arttığını görmek hepimiz için bir umut ışığı. Sanat ve zanaatı işin içine katmak ise olabilecek en iyi tutum. Güzel bir Ekim günü buluştuğumuz Onaranlar Kulübü ve New Olds Studio ekipleri, yaptıklarıyla ilham veriyor.
ONARANLAR KULÜBÜ
#AtmaOnar, #TüketmeÜret, #SaklamaPaylaş hashtag’leriyle aslında kim olduklarını, neyi hayal ettiklerini ve bir araya gelerek ne başarmak istediklerini çok yalın bir şekilde özetliyor Onaranlar Kulübü. Mahalle kültürünün paylaşımcı yönünü hatırlatan; sokakları ve caddeleri sahiplenip güzelleştirmek, size ait olmasa da paylaştığınız alanları yaşanır kılmak adına hareket ederek sanatsal müdahaleler yapan Onaranlar Kulübü, şehirden vazgeçmediğimizi anlamamızı da sağlıyor aslında. “Onaranlar Kulübü’nü ilk kurduğumuzda manifestomuzun bir parçası olarak bu etiketleri tüm iletişim dilimizde kullanmaya başlamıştık. O kadar çok sahiplenildi ki hakikaten kulübün mottosu olarak insanların zihnine kazındı” diyor kuruculardan Doğukan Güngör. Bir diğer kurucu Ufuk Emin Akengin ise devam ediyor: “Aslında tüm bu söylemlerin altında ortak bir amaç var; Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı desteklemek, farkındalığını artırmak. Onaranlar Kulübü yaptığı işlerle bir düşünce yapısı oluşturmaya çalışıyor. Aksiyon alanlarımızın sokaklar olması daha çok kamusal alanlarda katılımcı ve kapsayıcı iyileştirmelere dikkat çekmeye çalıştığımızı gösterse de, gerçekleştirdiğimiz çeşitli atölyeler ve gençler için oluşturduğumuz eğitim programları daha sürdürülebilir bir dünya için temel düşünce yapısının oluşmasını sağlama hedefini taşıyor.”
Doğukan Güngör, Ufuk Emin Akengin ve Furkan Bakır, kulübün yaratılış fikrinin arkasındaki isimler aslında ama “Bugüne kadar yaptığımız açık çağrılara cevap veren onlarca farklı disiplinden gönüllünün fikir, deneyim ve hayaliyle yoluna devam ediyor” diye bahsediyor Furkan Bakır. Operasyonel süreçler, iletişim, işbirlikleri, proje yönetimi gibi konularda kurucuların yanı sıra Aytekin Gezici, Mervenaz Çiçekdiken, Nilüfer Aksu ve Cansu Gaytancıoğlu ile birlikte aktif olarak çalışan bir ana ekipleri var. Gönüllü ağına katılan ise 2000’in üzerinde katılımcı ve projelere özgü yarattıkları hibrit ekipler devreye girebiliyor. Geçmişte anlık ve plansız aksiyonlarla hareket ederken, bugün üstlendikleri proje ölçeklerinin büyümesiyle daha sıkı bir düzene giren ve yıllık planlarını belirleyerek ilerleyen Onaranlar Kulübü, hayallerinin yansıması olan işler ortaya koymaya da devam ediyor. “Süreç önce hayal kurmakla başlıyor. Daha sonra o hayalin fikir, uygulama alanı, tasarım ve uygulama sürecini de kapsayarak gerçekleşmesi için takvim oluşturuyoruz. Takım olarak uygulama alanına ve fikrine karar verdikten sonra sürecin katılımcılık kısmını planlıyoruz. Hemen hemen her projemizde açık çağrı yapıyor ya da daha önce gönüllü olmak üzere bizlere ulaşan kişilerle ilerlemeye çalışıyoruz” diye anlatıyor Doğukan Güngör.
Bugün WWF, Nike, Levi’s gibi uluslararası marka ve kuruluşlarla işbirliklerine imza atan Onaranlar Kulübü’nün 2015’e uzanan başlangıç hikayesine dönüyoruz. Üç boyutlu yazıcı sektöründe çalışan kurucu ortaklar onarma, üretme ve paylaşma mottoları etrafında, bu teknolojinin yaygınlaşarak sosyal fayda sağlayabilecek biçimde çevre için üretme bilincini yaygınlaştırabileceklerini hayal etmiş. Kulübün ismini bulmalarıyla yaşadıkları alanda gerçekleştirdikleri birkaç gerilla projeyle sokaklardaki eksikleri tamamlamaya, bozuk ya da kırık yerleri esprili tasarımlarla onarmaya başlamaları bir olmuş. “Yaşadığımız kente karşı sorumlu hissetmemiz, elimizdeki üretim gücü ve sosyal sorumluluk projelerindeki geçmişimiz ortak paydada buluştu diyebiliriz. Kadıköy Moda’da telefon kutularını renklendirip, üç boyutlu yazıcıda ürettiğimiz çeşitli tasarımlarla hack’leyerek başladığımız hikaye, bugün katılımcılık ve sürdürülebilirlik ilkelerini arkasını alarak, kent ve insan arasında diyalog kuran, yaratıcı projeler geliştiren bir sosyal girişime dönüştü” diye anlatıyor Furkan Bakır. Bugün geldikleri noktada Onaranlar Kulübü, toplumu; fayda odaklı düşünen yerel yönetimleri; kolektif üretime inanan sivil toplum kuruluşlarını ve sosyal girişimleri ortak zeminde buluşturan bir platform. Ufuk Emin Akengin ekliyor: “Bu üç disiplinin ortaklık yapabiliyor olması kentlerin geleceği için çok büyük önem arz ediyor. Aslında kulüp olarak kendi ideal kentimizin nasıl olması gerektiğini hayal ederek, insanları da bu hayale ortak olmaya davet ediyoruz.”
Marka işbirlikleri gerçekleştirirken, etik araştırmasını yapan ve çalıştıkları markaları buna göre seçtiklerini, hatta pek çok kurum ve markayı bu yüzden geri çevirdiklerini söyleyen Ufuk Emin Akengin; “Çalıştığımız birçok markanın pazarlama pratiklerine katkı sağlayacak projeler geliştirdiğimizin farkındayız. Greenwashing yani sürdürülebilir görünüp, arka planda bu konseptle uzaktan yakından ilgisi olmayan markaların da varlığından haberdarız. Onaranlar Kulübü olarak sosyal fayda odaklı kent ve insan arasındaki diyaloğu artıracak projeler geliştiriyoruz ve bu projelerle ‘ortak akıl’da olan markaları birer onaran marka olarak dahil ediyoruz” diyor. Son olarak gelecek planlarını konuşurken, Kasım ayında büyük bir mekan projesinin parçası olacaklarını öğreniyoruz. Marka işbirliklerini sürdürdükleri Nike ile yeni projeler geliştiren Onaranlar Kulübü; 2022’de kamusal alan çalışmalarıyla, gönüllü potansiyellerini daha fazla değerlendirdikleri işlere imza atmayı hedefliyor.
NEW OLDS STUDIO
İlk projelerini 2016 yılında, o sırada farkında olmasalar da kendi evlerine taşınırken gerçekleştiren Elif Severge Nehir ve Oktay Nehir çiftiyle New Olds Studio’nun vitrini dedikleri İstinye’deki adreslerinde bir araya geldik. Yol onları buraya getirmeden önce estetiğe dair bakış açılarını güçlendirecek alanlarda dolaşan çift, Elif’in vitrin tasarımcısı kimliği, Oktay’ın prodüksiyon geçmişi sayesinde malzemeye, tasarıma, renovasyona ve sunumun en önemli aşaması olan fotoğrafa kadar her şeyiyle hâkim oldukları süreci, birlikte en sevdikleri şeye dönüştürmek üzere geliştirmiş ve şu ana dek sayısız ürünün yenilenmesini ve başka yaşam alanlarında hikayelerine devam etmesini sağlamışlar. “Kendimizi bağımsız bir ileri dönüşüm hareketi olarak tanımlıyoruz. Zamanında ince ustalıkla tasarlanmış, bir dönemin ruhunu taşıyan ve günümüze kadar korunmuş vintage tasarım ürünlerini keşfedip, özenli bir seçki hazırlıyoruz. Zanaatkarlarımızın el emeğiyle aslına uygun olarak yeniliyoruz, yeni sahiplerine kavuşturup, hayata döndürüyoruz. Hangi yıldan gelmiş olursa olsun, kendi zamanında, kendine özgü bir incelikle yaratılmış ürünler özgün bir hikaye taşıyor, hepsinin kıymetli bir yolculuğu var. Biz de kendi yolculuğumuzda değerli bulduğumuz seçimler yaptık: Kitlesel üretim yerine zanaat. Hızla tüketilen trendler yerine zamanlar üstü stiller. Fazlalıklar yerine zevkle seçilmiş azlar. Sevdiğimiz zamanların ruhunu bugüne taşımayı, bu yolla da daha sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamayı önemsiyoruz. Bir tasarıma baktığımızda, detaylarında el işçiliğinin zarafetini, ona ayrılmış zamanın değerini görmek bizi çok mutlu ediyor” diye anlatıyor Elif.
Yenileme ve dönüştürme süreçlerini üstlenen ekiplerinde farklı alanlarda uzmanlaşmış, usta el işçiliğine sahip zanaatkarları, seçkilerine dâhil ettikleri tasarımları o ürünün materyaline, doğal dokusuna ve karakterine özel bakım-onarım teknikleriyle yenileyen New Olds Studio, sahip olduğunuz vintage bir tasarımı aslına uygun olarak yenilemek ya da dönüştürmek istediğinizde de internet siteleri üzerinden renovasyon için iletişim kurmaya olanak tanıyor. “Böylece hem ürün hak ettiği değeri buluyor, hem de bakımı yapıldıktan sonra yeni sahibine kavuşuyor” diye özetliyor süreci Elif.
Koleksiyonlarını oluştururken, sınırlarını nasıl belirlediklerini, ağırlık verdikleri bir dönem olup olmadığını konuşmaya başlıyoruz. “Kendine özgü, hikayesi olan tasarım ürünleri için sürekli olarak keşif halindeyiz. Bu arayışta bizim en çok gözümüze çarpan, doğal malzemeleri sadelikle birleştiren, ağırlıklı olarak mid-century modern izleri taşıyan tasarımlar. Keşfettiğimiz bu ürünleri, detaylarında taşıdığı ustalığı, tasarımının yeganeliği ve üretimde kullanılan malzemelerin doğallığı yönünden değerlendirip New Olds Studio seçkisine dahil ediyoruz” diye anlatmaya başlıyor Elif ve devam ediyor: “Seçkimizde yer alan ürünler bazen aynı koleksiyonun parçaları gibi hissedilebiliyor, hatta bizi yeni tanıyanlar New Olds Studio’nun tamamen yeni ürünler üreten bir tasarım markası olduğunu düşünebiliyor. Bu hem yenileme ve dönüşüm sürecinde çalışan ustalarımızın maharetinin yarattığı bir izlenim, hem de moda, mimari ve tasarım endüstrilerinde yeni çağın getirdiği hibrit perspektiflerin etkisi.” Elif ve Oktay’ın seçkilerindeki ürünlerin tasarım anlayışı çerçevesinde en çok değer verdiklerinden biri de bu birleştiricilik. Her ürün, farklı yaşam stillerini özgün bir dokunuşla tamamlıyor. Bunu, ileri dönüşüm prensibiyle doğaya verdikleri zararı en aza indirmeyi hedefleyerek yapıyorlar.
Oktay anlatmaya devam ediyor: “Sürdürülebilirlikte ortak bir bilinç yaratabilmenin önemini her geçen gün daha iyi anlıyoruz. Bu anlamda daha sağlıklı bir geleceğe giden yol, ilk bakışta bireysel pratikleri yetersiz kılacak kadar uzun ya da zor görünebilir. Ama küçük de olsa birkaç adımla başlayıp devam ettikçe görüyoruz ki giderek kolaylaşıyor. Bizim için aldığımız tüketim ürünlerinin içeriğini, üretim süreçlerinin doğaya etkisini, o süreçlerde çalışan insanların hangi koşullarda çalıştığını araştırmakla başladı. Her gün çöpleri ayırmak, yaşam alanlarımızdan plastiği ufak ufak çıkarmak gibi küçük alışkanlıklar edindik. Yıllar içinde atıksız yaşamı her alanda uygulayabilmek için çalışan bir stüdyomuz oldu. Zamanla yanınıza başkalarının da katılmasıyla; sadeleşmeyi tasarım anlayışının, kıyafet seçimlerinin, yaşam stilinin merkezine koyanlar çoğaldıkça o küçük adımlar birleşiyor, ortak bilince dönüşüyor.” New Olds Studio’nun “ileri dönüşüm hareketi” tanımı, hayata yeniden kazandırılan ürünlerin dönüşümü kadar, hep birlikte daha iyiye dönüşmeyi de içeriyor.