Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hasarlı cilt bariyerini onarmak için; doğru ürünler, güçlü nem desteği, güneş koruması ve dengeli bir yaşam tarzı en etkili çözümlerdir.
Sağlam ve güçlü bir cilt bariyeri, sağlıklı bir cildin temel anahtarıdır. Sosyal medyada artan cilt bakım rutinleri videoları ya da insanların bütünsel sağlığa ilgisinin yükselmesi sayesinde, cilt bariyeri yeniden güzellik dünyasının en popüler konularından biri hâline geldi.
Eucerin’in danışman dermatologlarından Dr. Eirini Merika, cilt bariyerini “Cildin en üst tabakası olan stratum corneum, hafif asidik koruyucu manto ve orada yaşayan mikrop topluluğu” olarak tanımlıyor. Merika, “Cilt hücreleri tıpkı üst üste dizilmiş tuğlalar gibi, seramidler, kolesterol ve yağ asitlerinden oluşan lipitlerden meydana gelen, muma benzer bir harçla birbirine bağlıdır” diye ekliyor.
Dermatolog Dr. Mary Sommerlad, cilt bariyerini bozabilecek etkenleri içsel ve dışsal faktörler olarak ikiye ayırıyor. İçsel nedenler arasında egzama, iktiyozis gibi genetik geçişli bariyer hastalıkları, yüksek stres ve hastalıklar yer alırken; dışsal etkenler arasında aşırı sıcak veya soğuk hava, güneşe ya da rüzgara fazla maruz kalma, AHA’lar ve retinoidler gibi tahriş edici aktif bileşenler bulunuyor. Kirlilik, sigara, kötü uyku düzeni ve alerjenler de bu tabloyu ağırlaştırıyor.
Danışman dermatolog Dr. Anjali Mahto’ya göre ise, kliniğinde en sık gördüğü bariyer bozulma sebebi, aynı anda çok fazla ürün ya da aktif madde kullanılması: “Cilt adeta bunalıyor ve bu da bariyerin zayıflamasına yol açıyor.”
Klira’nın danışman dermatologlarından Dr. Emma Craythorne, “Eğer cildiniz nemi tutamıyorsa, size kuru ve gergin geliyorsa bariyer zayıflamış olabilir” diyor. Buna eşlik eden diğer belirtiler arasında soluk, pullanmış bir görünüm, ürünlerden sonra yanma ya da batma hissi ve ayrıca sivilce, egzama veya gül hastalığı (rosacea) gibi sorunlar sayılabilir.
Cilt renginde kızarıklık veya koyulaşma, kaşıntı ve pürüzlü doku da yaygın semptomlardandır. Dr. Sommerlad, hassas cilde sahip kişilerin bariyer zayıflığına daha yatkın olduğunu, bu nedenle ciltlerini güçlü tutmak için ekstra özen göstermeleri gerektiğini vurguluyor.
Dr. David Jack, bariyeri zayıflatan birçok alışkanlık olduğunu belirtiyor: “Aşırı peeling, fazla ürün kullanımıyla birlikte en büyük suçlulardan biri.” Ayrıca çok sıcak suyla yıkanmak veya günlük SPF kullanmamak gibi küçük görünen davranışlar da zamanla bariyeri yıpratıyor.
Bununla birlikte stres, yetersiz uyku, hormonal değişimler ve dengesiz beslenme de içsel olarak bariyeri zayıflatıyor. Yüz bakım uzmanı Sarah Chapman, yaşlanmanın da önemli bir faktör olduğunu söylüyor: “Yaşla birlikte lipit, seramid ve doğal nemlendirici üretimi azalıyor ve bariyerin dayanıklılığı düşüyor.”
İlk adım, bariyeri zedeleyen tetikleyicileri tespit edip hayatınızdan çıkarmak olmalı. Yüz bakım uzmanı Katharine Mackenzie Paterson, “Rutininizi basitleştirin: Yumuşak bir temizleyici, nemlendirici ve güneş koruyucuya odaklanın. Retinoid ve asitleri bir süre bırakın” diyor. iS Clinical Krem Temizleyici, CeraVe Nemlendirici Temizleyici veya La Roche-Posay Toleriane Dermo-Temizleyici gibi kokusuz ve yatıştırıcı ürünler öneriliyor. Dr. Craythorne, rutini basitleştirdikten sonra sabırlı olmak gerektiğini hatırlatıyor: “İyileşme haftalar alabilir ve bazen cilt önce, daha kötü görünebilir.”
Dr. Sommerlad, seramid açısından zengin nemlendiricilerden, hyalüronik asit takviyelerinden yararlanmayı öneriyor. Vichy Mineral 89 serumu nemlendirme için uygun bir seçenek. Dr. Craythorne, La Roche-Posay Cicaplast Baume B5, Cetaphil Rich Night Cream ve SkinCeuticals Epidermal Repair gibi ürünlerin bariyerin onarımında faydalı olabileceğini söylüyor.
Ouronyx kliniğinden Dr. Marco Nicoloso, “Seramid, niasinamid ve yağ asitleri gibi bariyer dostu içerikleri araştırın. Bunlar kuruluğu giderip bariyeri güçlendirir” diyor. Cilt uzmanı Shane Cooper ise ev tipi LED maskelerle veya profesyonel bakımlarla kırmızı ışık terapisini deneyerek onarım sürecini desteklemeyi tavsiye ediyor.
Dr. Mahto, sert mendiller ve peelinglerden uzak durulması gerektiğini, yıkamada ılık su kullanılmasının daha güvenli olduğunu belirtiyor. Ona göre, “İyileşme süreci hızlı değildir; genellikle 3-4 haftada fark edilir ama daha ciddi hasarlarda 3 ayı bulabilir.”
Aktif içerikler tamamen bırakıldıktan sonra, cilt toparlandığında tek tek geri eklenmeli. Dr. Sommerlad, “Önce retinoid gibi bir içerikle başlayın, birkaç hafta sonra C vitamini veya hafif asitleri ekleyin. Ancak kronik bariyer sorunları olanlar daha nazik seçeneklere yönelmeli” diyor. Retinol yerine retinaldehit (örneğin Medik8 Crystal Retinal) veya AHA yerine daha nazik olan PHA kullanılabilir. Ayrıca sürülmesi kolay sıvı güneş koruyucular tercih edilmeli; Vichy Capital Soleil veya Garnier Ambre Solaire Anti-Pollution gibi niasinamid içeren ürünler iyi seçeneklerdir.
Mackenzie Paterson, “Sağlıklı bir bariyer ölçülülük ve dengeyle korunur. Tetikleyicilerden uzak durun, ürünlerinizi sık sık değiştirmeyin” diyor. Chapman ise, rutine bütünsel yaklaşmanın ve yeni bir aktif madde eklerken cildi dinlemenin önemine dikkat çekiyor.
Koruyucu adımlar çok önemli: Sabahları antioksidan açısından zengin serum ya da nemlendirici, ardından geniş spektrumlu SPF kullanarak cildi UV'ye, kirliliğe ve diğer dış etkenlere karşı korumak şart. Yeterli uykuya öncelik vermek de kritik, çünkü cilt onarım süreci uyku sırasında zirveye çıkar.
Beslenme de bariyerin gücünü belirler. Shane Cooper kuruyemiş, meyve ve balık gibi yağ açısından zengin yiyeceklerin tüketilmesini önerirken; Sarah Chapman, günlük yüksek kaliteli omega takviyesinin cildin direncini ve genel sağlığı büyük ölçüde iyileştireceğini söylüyor.