Haftalık E-Bülten
Moda dünyasında neler oluyor? Yeni fikirler, öne çıkan koleksiyonlar, en vogue trendler, ünlülerden güzelllik sırları ve en popüler partilerden haberdar olmak için haftalık e-bültenimize kaydolun.
Hassas, kuru, yorgun veya akneye meyilli bir cildiniz varsa, problemlerinizin çözümü yeni gözdemiz probiyotikler olabilir.
Fotoğraf: @louisefollain
Asit ve bakım kelimelerini yan yana telaffuz etmeye yeni alışmışken kozmetik dünyasının gündeminde yeni bir içerik var: Probiyotikler. Cildinizde de vücudun bazı bölgelerine olduğu gibi birçok mikroorganizma yaşıyor. Dış dünya ile cilt arasına bir bariyer kuran bu katmana mikrobiyom deniyor.
Mikrobiyomu virüs, bakteri ve mantar organizmalarından oluşan bir kokteyl gibi düşünebiliriz. Ancak merak edilecek bir şey yok: Bu üçlünün içinde cilde fayda sağlayan türler de bulunuyor. Cilt yapısındaki sorunlar, mikrobiyomdaki düzensizlikten dolayı oluşabiliyor. Stres, beslenme-uyku bozukluğu, infalamsyon, mevsim değişikliği gibi etmenler mikrobiyom üzerinde önemli etkiye sahip olan cildin PH dengesini bozabiliyor ve bu durum cilt problemlerine davetiye çıkarıyor.
Kuruluk, egzama, rosacea, akneler, doku bozuklukları ve dahası: Tüm bu problemler cildinizde yaşayan faydalı organizmaları küstürmenizden kaynaklı olabilir. İşte tam olarak bu noktada prebiyotikler ve probiyotikler devreye giriyor. Probiyotikleri faydalı mikroorganizmalar, prebiyotikleri ise bu mikroorganizmaların destekçileri olarak açıklayabiliriz. Bakım dünyasının yeni gözdelerinden bu iki içerik, cilt yapısını dengeleyerek ve mikrobiyomu düzenleyerek birçok sorunun önüne geçiyor. Bu arada her probleme iyi gelen farklı bir probiyotik kokteyli olduğunun da altını çizelim. Probiyotiklerin özelliklerini ve faydalarını birkaç detayla açıkladık.
Mikrobiyom, cilt üzerindeki koruyucu bir örtü gibi. Yapısı bozulan bir mikrobiyom hassas, kuru ve kızarmış bir cilde sebep olur. İçeriğinde probiyotikler bulunan bir bakım ürünü, mikrobiyom dengesini sağlayarak cildin nem bariyerini güçlendirmeye ve cildi yatıştırmaya yardımcı olacaktır.
Hücre bağışıklığını güçlendiren probiyotikler cildin yeniden yapılanmasına yardımcı oluyor, UV ışınlarının getirdiği zararı ve ince çizgileri gideriyor. Ayrıca bazı probiyotikler de cildin yapıtaşlarını zayıflatan içerikleri ortadan kaldırarak yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkışını yavaşlatıyor.
Mikrobiyom katmanı sadece cildin nem bariyerini oluşturmuyor, aynı zamanda çevresel faktörelere karşı da cildi savunuyor. Uv ışınları, serbest radikaller, mavi ışın gibi cildi yoran etkenlere karşı probiyotikler cildin gardını almasını sağlıyor.
Ciltte faydalı ve nötr organizmaların yanında zararlı olan türler de var. İşte bu türlerin popülasyonu arttığında ya da faydalı bakteriler azaldığında ortaya akne problemi çıkabiliyor. Bazı probiyotikler temizleyici görevi görerek akne oluşumuna sebep olan bakterilerin etkinliğini engelliyor, inflamasyonu azaltıyor ve böylece daha pürüzsüz bir cilde sahip olmanızı sağlıyor.
Probiyotiklerin belki de en önemli özelliklerinden biri cildi yormaması, hatta cildi yoran ürünlerin verdiği negatif etkiyi geri alması da diyebiliriz. Cildin doğal dokusunu destekleyen bu içerik, aşırıya kaçmıyor; cilt dokusundaki denge ve harmoniyi sağlayarak cildi iyileştiriyor.